Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 21 Mayıs 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ali FERŞADOĞLU

Allah Resûlü (asm) istişare ederse...



Peygamberimiz (asm) istişareyi emreden âyet-i kerimeye muhatap olduğu zaman, “Biliniz ki, Allah ve Resûlü müşavereden herhalde müstağnîdirler. (Yâni, meşveret etmeye muhtaç değiller.) Allah Teâlâ bunu benim ümmetime bir rahmet kıldı. Onlardan her kim istişare ederse, rüşdden (olgunlaşma, akıldan) mahrum olmaz. Her kim de terk ederse hatadan kurtulmaz. İstişare eden bir kavim, herhalde işlerinin en doğrusuna muvaffak olur. İstişare eden pişman olmaz”, “İşlerde istihâre edenler, yani Allah’dan hayır dileyerek rızâsına muvafık hareket edenler zarar etmezler. İstişâre edenler de işin sonunda pişman olmazlar. İdâre-i maîşetinde isrâf etmeyip i’tidâl yolunu iltizâm edenler de fakr u zarurete düşmezler”1 buyurmuştur.

Peygamberimiz (asm) istişarenin içtimâî hayata getireceği huzur ve saadeti ifade için, “İdarecileriniz hayırlılarınızdan, zenginleriniz de cömertlerinizden olur ve işleriniz de aranızda istişare ile yürürse, yerin üstü sizin için yerin altından daha hayırlıdır” buyurur.

Peygamberimizin (asm), hakkında âyet, hüküm bulunmayan meselelerde ashabıyla meşveret etmesi, insanların, uzmanların görüşlerine ne derece önem verildiğini ve verilmesi gerektiğini fiilen gösterir.

Peygamberimizin (asm) şahsında Müslümanlara emredilen “Yapacağın işi önce meşveret et” (Âl-i İmrân Sûresinin 159) âyeti ışığında işlerini istişare ile yürüten Müslümanlar, uzmanlarına danıştılar ve pişman olacakları şeyleri yapmaktan korundular. İstişareyi terk ettiklerinde ise, sıkıntılara düştüler, ağır bedeller ödediler.

Biliyoruz ki, Peygamberimiz (asm), görüşlerini zorla kabul ettirmeye çalışan bir önder değildi. Vahyi aynen tebliğ eder, ona uyar ve uyulmasını emrederdi. Ancak vahye dayanmayan hususlarda kendi şahsî görüşünü sahabelerle eşit tutardı. Hemen her hususta ashabıyla meşveret eder, onların görüşlerini alırdı. Ebu Hûreyre (ra); “Ben, Resulullah’tan daha fazla arkadaşlarıyla meşveret eden birini görmedim”2 der. Bedir, Uhud, Hendek Savaşları öncesinde, ordunun konuşlandırılmasında, savaş taktiklerinin tesbitinde ve savaş esirlerinin akıbeti hususundaki en kritik konularda ashabına danışmış, onların fikirlerini almış, kendi düşüncesine aykırı olduğu halde ona göre hareket etmiştir.3

Peygamberimiz (asm), Uhud Savaşı sırasında, düşman saflarındaki bir kısım bedevîleri savaşmaktan caydırmak için Medine hurmalarından pay vermeyi teklif etmeyi gündeme getirmişti. Ancak sahabeler bu fikrin vahye dayanmadığını öğrenince, bunun zillet ihtivâ eden bir teklif olacağı gerekçesiyle itiraz etmişler, Peygamberimiz de (asm) vazgeçmişti.

Keza, Uhud Harbinde de kendi düşüncesinin aksi olan ve istişare neticesinde şûradan çıkan ekseriyetin fikrine iştirak etmesi de, meşveretin önemini gösteren bir delildir. Onun irtihalinden sonra da Ashab-ı Kirâm, gerek sâir konularda, gerekse ahkâm âyetlerinin nasıl anlaşılacağı ve tatbik edileceği meselelerinde meşveret yapardı. Hz. Peygamber (asm), daima değişik fikirlere, farklı görüşlere açıktı. Sahabilerine de bu zemini hazırlamıştı. Peygamberliğini asla bir imtiyaz olarak ileri sürmez, genç, fakat isabetli görüş sahiplerini dinlerdi.

Dipnotlar:

1- Keşfü’l-hafâ, 2/185 .; 2- Tirmizî, Cihad, 35.; 3-İbni Kesir, II, 128-129.

21.05.2008

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (20.05.2008) - İstibdat mı, istişare mi?

  (19.05.2008) - Neden istişare?

  (15.05.2008) - Devlet-din ilişkileri

  (14.05.2008) - Kurtuluş ve mutluluk, Yusufî (as) tarîkta

  (13.05.2008) - Bugünkü gizlilik, 15 asır önceki şeffaflık

  (11.05.2008) - Fitne ve fesatla imtihanımız...

  (10.05.2008) - Fitne ve fesatla imtihanımız...

  (09.05.2008) - Din-devlet ilişkisi ve siyasal İslâm

  (08.05.2008) - Humeyni’den 11 Eylül 2001’e…

  (07.05.2008) - Cehaletimiz, ya hamiyetsizleri ne yapar?

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Kutlu Doğum Haftası Pdf

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT