Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 21 Mayıs 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Saadet Bayri FİDAN

Aramızda yıllar var cancağızım



Dinle cancağızım!

Sanma sana ve yaşına uzak bir yerlerdeyim. Her ne kadar “Anladım” derken bile anlamadığımı haykırsam da, inan yakınlaştırmaya çalışıyorum zamanı, tarihi ve aradaki yılları.

Yani hissetmeye çalışıyorum; seni ve yaşını.

Şimdilerde ne diyorlar ona, hatırladım “empati” yapıyorum. Ve bu şekilde ne kadar anlaşılırsan, inan en az o kadar anlıyorum.

“Senin zamanında...” diye başlayan sözlere çok kızmıştım, senin yaşındayken. Bak ben de yapıyorum aynı hatayı. Arada “Senin yaşında biz böyle miydik? Ya da böyle yaptık” diyerek seni, benzetmeye çalışıyorum hiç tanımadığın birine. Benim görmeyi çok istediğim hayalimdeki kişiye.

İnsan tahta sıralara bakıp, tebeşir kokularını soluyup, soluksuz uykuları, sabahsız geceleri özlerken. Hayatı tıpkı o tebeşir gibi beyaz, pembe ya da mavi görüyor.

Hiç siyah görmüyor değil mi?

Görse de kendine yakıştırmıyor.

“Bana uymaz, bu renk tarzım değil” diyerek, görmeden geçip gidiyor. Ama o renk hayatımızın içine karışıyor ve bir gün mutlaka kendini beyazın ya da pembenin içine karışarak gösteriyor. Bir daha ayırmak imkânsızlaşıyor; en sevdiğimiz renklerin içinden, hiç sevmediğimiz bu rengi.

Ama unutuyoruz cancağızım; sıralardan kurtulmadan hayat peçesini aralamıyor. Elbet çok daha erken hayatla yüz göz olanlar var. Ancak bu genele girmez bilirsin.

Tıpkı masallardaki padişahın kızı gibi hayat.

Hani kralın kızı geçince şehir meydanından, bütün halk başını yere eğmek zorunda kalırdı.

Hasbelkader aramızdan biri çıkıp, başını kaldırıyor ve kralın kızı peçesini hafif aralayıp, ona tebessüm ediyor. Ve o genç bir ömür bu tebessümün aşığı olup, unutamıyor.

Belki kralın kızı çok çirkindi. Belki bir ayağı sakattı. Hatta daha ileri belki çok huysuz, çok cimri, çok konuşan biriydi. Ve kim bilir daha ne kadar belkileri vardı. Ama peçenin ardından o tebessüm gören gence saatlerce anlatsan bunu, asla kabul etmez, sevdasından vazgeçmezdi.

Bizler de böyleyiz aslında.

Hayatı her haliyle yaşayan biri, bize ne kadar nasihat ederse etsin yaşadıklarımız kadar tesirli olmuyor söyledikleri. Mutlaka görmek, yaşamak ve tatmak istiyoruz heyecan ve merakla her şeyi.

Her neyse cancağızım.

Sana nasihat etmekten vazgeçip diyorum ki;

“Yaşanılmış bir hayatı yeniden yaşamak pek akıl kârı olmasa gerek. Tecrübeye dönmüş yaşanmışlıkları—ben de yapayım—diye yeniden yaşamaya kalkma. Başkalarının yanlışlarını, bir daha tekrarlamamak için ders al.

Akıllı insan başkalarının tecrübesini hayatına katar, aynı hatayı tekrar yapmaz. Tecrübeleri kendine has olur.

Çok sıkılınca rüzgârı hatırla cancağızım.

Bir anda gelir ve geçer. O giderken tozu dumana katar, sen kendi derdine düşersin o an. Rüzgâr dinince de, geride kalan yıkıntılar acıtır canını. Sen gençlik rüzgârıyla savrulurken hayatın içinde, kendini kolla ve lütfen takılma o rüzgârın peşine.

Rüzgâr dinip, güneş açtığında, gördüklerin canını acıtabilir.

Sen şimdi esen rüzgârlarını poyraza çevirmeye bak.

Sen…

Neyse sen en iyisi, yine sen olarak kalmaya çalış. Kirlenmeden, saf ve temiz olarak. Hayattan ve bu dünya gençlerinden ümidini kesenlere inat.

Tek başına ve elinde kimseye emanet edemediğin ve O’nun muhabbetinden başka hiçbir şeyi sığdıramadığın yüreğinle yap bu mücadeleni.

21.05.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (14.05.2008) - Bir özel gün daha geçti

  (16.04.2008) - Kefensiz ölüler

  (02.04.2008) - Kış çiçekleri

  (26.03.2008) - Terk etmedi hüzün

  (19.03.2008) - Fark edilmeyen zenginlikler

  (27.02.2008) - “Ana olacağıma taş olaydım”

  (13.02.2008) - “Başkaları ne der?”

  (30.01.2008) - Siz istemek nedir bilir misiniz?

  (23.01.2008) - Eksiklerimiz ortaklığımızdır

  (09.01.2008) - Gitmek ve kalmak

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Kutlu Doğum Haftası Pdf

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT