Son on yılda Lâtin Amerikalılar sadece Birleşik Devletlerde en hızlı büyüyen azınlık topluluğu olmakla kalmamış, aynı zamanda bu en hızlı gelişen etnik grup Müslümanlığa geçmiş ve ulusun en hızlı büyüyen dinî grubu da olmuştur.
Lâtinler, Birleşik Devletler’de yaşayan İspanyolca konuşan etnik gruba verilen isimdir. Meksikalılar, Porto Rikolular, Kübalılardan oluşan bu grup Birleşik Devletler’e Orta ve Güney Lâtin Amerika’dan ve aynı zamanda Karayiplerden göçmüşlerdir.
İslâmiyet’te Lâtinleri bu kadar cezbeden şey, birbirine sıkı bağlar içeren dinî bir çevre ve Allah ile daha derin ve sağlam ilişki kurmaya yarayan bir inanç olmasıydı. Böylece Lâtinler için kilisenin yerini camiler ve İncil’in yerini de Kur’ân-ı Kerim almıştır.
Artan sayıda Lâtin Müslüman dönüşümü, İslâmiyet’in, Amerika’nın genel manzarasında derin ve köklü bir yeri olduğunun bir göstergesidir. Amerika Birleşik Devletlerindeki 7 milyonu aşkın Müslüman, yaklaşık 1 milyarlık Müslüman dünyadaki önemli bir gruptur.
Her ne kadar tam rakamları bilmek zor olsa da, tahminlere göre Amerika’daki Lâtin Müslüman oranı 75 bin ile 200 bin arasındadır. En kalabalık topluluklar ise New York, Güney California ve Chicago’da yoğunlaşmıştır ve buralarda büyük miktarlarda Lâtin ve Müslüman vatandaş yaşamaktadır. Bütün İspanyol camileri de bu eyaletlerde bulunmaktadır.
İslâmiyeti seçenlerin çoğunluğu, bu tercihlerinin sebebini, azizlere, yahut kilisenin sıkı hiyerarşisine gerek kalmadan, İslâmiyet’in kendilerine Allah ile daha doğrudan bir bağlantı sağlaması olarak açıklıyor. Bir kısmı da aynı zamanda bu dinin sunduğu cemaat mantığının, Amerika’da kaybettikleri geniş aile kavramını yeniden kazanmalarına yardımcı olduğunu ve aynı zamanda İslâm’da taze göçmenliklerinin verdiği olumsuzluklardan bir sığınma zemini bulduklarını söylemiştir.
Uzmanların beyanatlarına göre, Lâtin Müslümanlar Katolik kilisesini terk eden Amerikalı Lâtin trendinin sadece bir parçası.
California’nın Fresno bölgesinde faaliyet gösteren Lâtin Amerikan Müslüman Birliği’nin bildirdiğine göre Washington bölgesindeki Lâtin Müslümanlar tıpkı batı eyaletlerinde olduğu gibi çoğunlukla Meksika ve Orta Amerika’dan gelme. Miami de dahil olmak üzere diğer doğu eyaletlerinde ise İslâmiyeti seçenlerin belirgin bir çoğunluğunu Porto Riko ve Küba’dan gelenler oluşturuyor.
Lâtinlerin bu kadar hızlı bir şekilde İslâmiyete dehalet etmeleri Bediüzzaman Said Nursî tarafından çok önceleri yapılan bir öngörüyü de yansıtma fırsatı veriyor. Nursî Şeyh Bahid’e hitabında özetle şu öngörüde bulunmuştu: Avrupa ve Amerika İslâm’a hamiledir. Bir gün bir Müslüman ülkeyi doğuracaklar. Tıpkı Osmanlıların Avrupa’ya hamile olup onu dünyaya getirmesi gibi…
Nursî daha sonra bu öngörülerini şu sözleriyle de sürdürmüştür: “Ey Cami-i Emevîdeki kardeşlerim ve yarım asır sonraki âlem-i İslâm camiindeki ihvanlarım! Acaba baştan buraya kadar olan mukaddemeler netice vermiyor mu ki, istikbalin kıt’alarında hakikî ve mânevî hâkim olacak ve beşeri dünyevî ve uhrevî saadete sevk edecek yalnız İslâmiyettir ve İslâmiyete inkılâp etmiş ve hurafattan ve tahrifattan sıyrılacak İsevîlerin hakikî dinidir ki Kur’ân’a tâbi olur, ittifak eder. [Hutbe-i Şamiye, s. 38]
Bu sözler bugünkü tabloyu açıkça ortaya seriyor. Gerçekte İslâmiyeti seçmek bazıları için nefse ağır gelebilecek bazı hayat tarzı değişikliklerini de kabul etmek anlamına gelir. Oruç tutmak, beş vakit namaz kılmak, alkolü ve domuzu terk etmek—ki Lâtinlerin yemek kültürlerinin temel maddelerindendir—biraz mücadele gerektiren şeylerdir. Meselâ kadınlar için bir de tesettür şartı vardır. Ancak ilginçtir ki araştırma raporlarına göre İslâmiyeti seçen kadınların oranı erkeklere göre bir hayli fazladır. İnşallah bu trend devam edecektir ve devam etmektedir. Böylece bütün bir ümmetin İslâm bayrağı altında bir arada olduğu günleri de dört gözle beklemekteyiz.
TERCÜME: UMUT YAVUZ
21.05.2008
E-Posta:
[email protected]
|