Bumerang
Dersler çok ağır, hiç boş zaman yok. Gazetede iki defa ismimden bahsedildi, "Yeni Asya'dan Size" köşesinde. İnşaallah mektuplara devam edeceğim. Dersler 3 Temmuz'da bitiyor. Avrupalı, gerçekten iyi eğitim veriyor. Başörtüsü yasağı sebebiyle geldim ben Hollanda'ya. Üstadın belirttiği gibi Medresetüzzehra bir şekliyle bizim ünivesitede yaşanıyor. İbadetlerimizi serbestçe yapıyoruz.
Hocalardan, idarecilerden hürmet ve saygı görüyoruz. İnsanlar bize gönüllü Hollandaca özel dersler veriyorlar.
Hollanda'da havalar bir gün çok sıcak, bir gün çok soğuk olabiliyor. Yeni Asya yazı ailesine Kahire'den katılan F. Nur kardeşe hoşgeldin diyorum.
Mart ayında Rotterdam İslâm Üniversitesinde düzenlenen Bediüzzaman Konferansında yapılan konuşmaların bir tercümesi Hollanda Başbakanlığına takdim edildi.
Geçmişte (100 yıl önce) Hollandalı şarkiyatçı Dr. Duzi tarafından yazılan 'Tarih-i İslâmiyet' adlı eserle İslâma ve Peygamber Efendimize hakaret ediliyordu. Şimdi ise hem Rotterdam İslâm Üniversitesi hem de diğer Hıristiyan İlahiyat Fakültelerinde İslâmî fıkıh ve diğer dersler branşlarının mütehassısı çok değerli hocalar tarafından öğretiliyor. Meselâ, Leiden Hıristiyan İlahiyat Fakültesinde Hanefi Mezhebinin Fıkıh derslerini (28 ciltlik) Prof. Dr. A. dö Groud okutuyor. Değişik İslâm ülkelerinden öğrencileri var.
Geçen hafta Bursa'yı İngiltere Kraliçesi ziyaret edip Yeşil Camide Rahman Sûresini dinledi Prof. Dr. Mehmet Emin Ay'dan. Bir zamanlar İngiliz Lordlar Kamarası'nda Müstemlekât Nazırı eline Kur'ân-ı Kerim'i alıp; "Biz, bu kitap Müslümanların (Türklerin) elinde oldukça onlara hakim olamayız. Ya bu kitabı yok etmeliyiz, ya da Türkleri bundan soğutmalıyız" şeklinde beyanat vermişti. Evet nereden nereye... Ne Dr. Duzi, ne de Lord Gladiston var meydanda. Ama İslâmiyet ve Kur'ân-ı Kerim dipdiri ve dimdik ayakta. "Haza min fadli Rabbi."
Bumerang gibi atılan fitne tohumları onlara ter ü taze İslâmiyet olarak döndü. En azından saygı gösteriyorlar. Belçika'da bir gazete 50 bin Kur'ân-ı Kerim dağıttı. Yine Belçikalı yetkililer kiliseleri Müslümanlara teklif ediyorlar, "Gelin buraları cami yapınız" mânâsında.
Avrupa'da geçmişte yaşanmış iki iyilik örneğini de aktarmak istiyorum. Bumerang gibi, yapılan iyilikler de kişiye geri dönüyor. En iyisi iyilik yapmak. İyilik yap iyilik gör, kim kazanmış kötülükten? Bu gün dünyada zulüm yapanlar da çok pişman olacaklar. Ama iş işten geçecek. Kendilerini Cehennemde bulduklarında...
BİR BARDAK SÜT
Bir orta okul öğrencisi ev ev dolaşarak seyyar satıcılık yapmaktadır. Kalem, silgi türü bir şeyler satmaktadır. İki gün üst üste hiçbir şey satamamıştır. Karnı çok açtır. Gittiği ilk evden bir bardak süt istemeyi düşünmektedir. Zile basar, bir genç kız açar kapıyı. Utanır süt istemeye. Bir bardak su ister. Genç kız bu çocuğun aç olduğunu anlar, büyük bir bardak süt ikram eder.
Evet yıllar çabuk geçer. Kız ağır bir hastalık geçirir. Tedavi masraflar çok yüksektir. Ödenmesi neredeyse imkânsız gibidir. Fatura başhekime götürülür imza için. Başhekimin dikkatini çeker isim. Hemen fark eder hastanın yıllar önce kendisine bir bardak süt veren kızcağız olduğunu. Faturanın üzerine bir not düşer. Fatura bedeli "Bir bardak süt karşılığında ödenmiştir" diye.
Diğer bir olay: İngiltere'de bir çocuk nehrin kenarında balık tutarken, bataklığa saplanır ve boğulmak üzeredir. Bu durumu bir çiftçi görür, koşar gelir, çocuğu kurtarır. Ertesi gün çiftçinin evine teşekkür için son derece lüx bir araba ile bir beyefendi ziyarete gelir. Para teklif eder çiftçiye, çiftçi kabul etmez. O sırada içeriden bir çocuk fırlar dışarıya. "Beyefendi, o zaman bu çocuğu okutayım" der. Çiftçi bu teklifi kabul eder. Yıllar sonra bu çocukta doktor olur. Nobel Fizyoloji-Tıp ödülünü alan Alexander Feming, Penisilin isimli antibiyotiği 1928 yılında keşfeder. Kendisini okutan zatın oğlu zatürre olmuştur. İlk defa o çocuğun tedavisinde kullanılır. Ve çocuk tedavi olur. Bu hasta çocuk doktorun boğulmaktan kurtardığı kişidir. A. Feming'i okutan kişi de İngiliz Başbakanı Çörçil''dir.
Evet herkese iyilik yapmayı tavsiye ediyorum. Çünkü iyilik de kötülük de 'bumerang' gibi geri dönüyor. Kısaca insanlar ne ekerlerse onu biçiyorlar. Yapılan iyiliklerde sadece ve sadece Allah (cc) rızası için yapılmalı. İnsan unutur, fakat Allah unutmaz. Üstad Bediüzzamanın tavsiyesi de "Allah'ı ve ölümü unutma. Yaptığın iyilikleri ve gördüğün kötülükleri unut" şeklinde değil mi?
|