Galiba en az aklımıza gelen şey, “dünyaya imtihan için gönderildiğimiz”dir. Oysa her dakika, her saat, her şeyle, her halimizle imtihanda olduğumuzu hatırlamalıyız… Zira, Kur’ân’da şöyle beyan edilir: “Biz insanı meşakkat, imtihan ve çile ile içli dışlı yarattık”, “Kötülüklerden dönüş yaparlar diye onları gâh nimetler, gâh musîbetlerle imtihan ettik.”1
Fitne ateşiyle de imtihandayız. Fitne; belâ, imtihan, sıkıntı, mihnet, meşakkat demektir. Istılâhî anlamı; tefrika çıkarmak, zarar vermek, sıkıntıya, günaha sokmak; isyana teşvik etmektir.
Enfal Sûresi 28. âyette geçen, “Evlâtlarınız, sadece birer fitnedir” kelâmındaki “fitne” kelimesi ise, “imtihan” anlamındadır.
Fitneyi cinnî şeytanlardan ders alan, insîleri körükler. Bazı saf Müslümanlar da âlet olur. Buna şöyle dikkat çekilir: “Aranızda onları / fitnecileri dinleyecek kişiler de vardı.”2
Fitne ve fesatçılar, öyle oyunbaz ve dessas ki, İslâm hakikatlerini, hatta Kur’ân’ı da fitnelerine âlet edebilecekleri haber verilir: “O Kur’ân’ın âyetlerinden bir kısmı, mânâsı açık olan muhkem âyetlerdir ki, kitabın aslı ve anası bunlardır. Diğer bir kısım âyetler ise müteşabih âyetlerdir. Kalblerinde sapıklığa meyil bulunanlar, muhkem âyetleri bırakıp fitne aramak ve yalan yanlış yorumlamak için müteşabih âyetlere yönelirler. Halbuki o âyetlerin tefsirini Allah’tan başkası bilemez. İlimde derinlik ve istikamet sahibi olanlar ise, ‘Biz buna inandık; hepsi Rabbimizin katından indirilmiştir’ derler. Bunları ancak akıl sahibi olanlar düşünüp anlar.”3
İfsat komitelerinin, özellikle gençlerin “duygusal” yönlerini tahrik ederek onları kullanabileceklerine, Peygamberimiz (asm) “Ümmetimin helâkı, sefih gençler eliyle olacak”4 sözüyle işaret eder. Son Elçi (asm), “İçimizde salihler, dindarlar olduğu halde helâk olur muyuz?” sorusuna, “Kötülükler çok olunca” cevabını vermişti.5
Acaba belâ, sıkıntı, mihnet ve musibet olan “ayrılık fitnesini” nasıl savuşturabiliriz? “Allah’ın ipine sımsıkı sarılmak”, fitnecilerin oyunlarına gelmemek, tesanüd, metanet, birlik ve beraberliği sürdürmek ve müteyakkız olmakla değil mi?
Gaybâşinâ gözüyle asırları tarayan Peygamberimiz (asm), “Yakında büyük fitneler olacak. O fitnelerde (yerinde) oturanlar ayaktakilerden, ayaktakiler yürüyenlerden, yürüyenler koşanlardan daha hayırlı olacaklar. Kim o fitne içinde bulunmuş olursa, ondan uzak dursun. O zaman bir iltica yeri, sığınacak mekân bulursa ona sığınsın”6 buyurmuştur.
Yine başka hadis-i şerifte ise, “İleride büyük fitne-ler olacak, kişi o fitnelerde kardeşinden ve babasından ayrılacak”7 buyurarak inanç, fikir ayrılıklarına, felsefik akımlara da işaret eder.
Asırları tarayan yüce Nebînin (asm) şu uyarısı da hepimizi titretmeli:
“Fitne uykudadır. Allah, uyandırana lânet etsin!”8
Dipnotlar:
1- Kur’ân, Beled, 4., A’raf, 168.; 2- Kur’ân, Tevbe, 47.; 3- Kur’ân, Âl-i İmrân, 7.; 4- Sahihu’l-Buhari, VIII, 88; Sünen-i İbn-i Mace II, 1331 (no: 4015).; 5- A.g.e., 88; Sünen-i İbn-i Mace II, 1305 (no: 3954).; 6-A.g.e., 92; Tefriru’l-Kur’âni’l-Azim II, 43; Sünen-i İbn-i Mace, II, 3961.; 7- el-Müfredat s. 61.; 8- Ramuz El Ehadis, Sh: 226, No: 5.
10.05.2008
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|