Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 24 Mayıs 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Cevher İLHAN

Yakıştırma yanlışı… (2)



Önce “ılımlı İslâm” perdesinde İslâmın reforme edilmesi plânı tatbike konuldu. Bazı CIA ajanı kadınlar, erkeklere imam oldular; erkeklerle birlikte yanyana karma cemaate Pazar günü üniversite bahçesinde başı açık Cuma namazı kıldırdılar.

“Karma namaz” fitnesi, “kadının özgürleştirilmesi” ve “inanç ve ibâdet özgürlüğü” yaftasıyla İstanbul’daki bir camiye kadar sıçratıldı. Tertip, “Amerikan İslâmı”, “ılımlı İslâm” ya da “protestan İslâm” dejenerasyonuna malzeme edildi.

Bu arada “tesettür” üzerinde başlatılan spekülasyonlar, “modern İslâm” ya da “İslâm’ın modernize edilmesi” tartışmalarını beraberinde getirdi. Maksat, tıpkı bir zamanların “dinde reformcuları” gibi dini dünyevileştirmek, amel ve ibadeti tasfiye etmek, inancın içini boşaltmaktı.

Bu furyaya mâlum medya kalemşörleri de katıldı. “Değişim ve dönüşüm” terâneleriyle “İslâm’ın Protestanlaşması” hesabına “İslâmî Kalvinizm” benzeri “zihniyet reformu”nu Müslümanlara mal etmeye mal bulmuş mağribi gibi sarıldılar. Meselâ Amerika’daki “Türk sosyolog” Hakan Yavuz’un okyanuslar ötesinden “hazırladığı raporlar”la “İslâmî reform”dan “Kalvinist Müslüman” ve “Protestan Müslüman” yakıştırmaları ortaya atıldı. Bütün bunların amacı, toplumu “değiştirip dönüştürmek”, “muhâfazakârlık” perdesinde her türlü İslâm dışılığı İslâm’ın içine sokup Müslümanlığı bir nev'î “laytlaştırmak”tı.

Bu tür projelerin özellikle “muhâfzakâr demokrat” olduğunu iddia eden, ancak “din adına siyaset geleneği”nden gelen bir partinin iktidarı döneminde çeşitli paravanlarla azgınlaştırılarak devreye sokuldu. İktidar partisine mensup belediyelerin kitleleri cezbeden sazlı-sözlü eğlence partilerini düzenlemeleri, “plajlara mayo ile girilmesi”nden “İslâm sosyetesi” isnadlarına sebebiyet verdiren “tesettür defilesi” fotoğraf ve yorumları hep bu projede istimal edildi.

28 Şubat “postmodren darbe” döneminden kalan “üç vakit namaz”, Kurban Bayramında kurbanın gereksizliğini lanse eden konuşmalar hep bunun bir parçası idi. Diyanet’in açık fetvalarına rağmen “tesettür”ün Kur’ân’ın emri ve “dinî bir vecîbe” olduğu bir tarafa bırakılarak, başörtüsünün “dinde olmadığı” saptırması yapıldı. Ne var ki bütün bunlara doğru dürüst bir cevap verilmedi…

Aslında “Garplılaşmak ve Hıristiyanlara benzemek ve bir nev'î Purutluk (Protestanlık) mezhebini İslâmlar içine yerleştirmeye çalışan ve dinde hissesi olmayanlar”a Bediüzzaman’ın Kur’ânî ispatları vardır... (Emirdağ Lâhikası, 423)

İslâmı, hakîki İsevî dininden uzaklaşmış ve tahrif edilmiş Hıristiyanlık dini ile mukayese edip, “dinin geri bıraktırdığı” uydurmasına, “dinde reform” peşindeki “ulema-i su’”un (kötü âlimlerin) düştüğü tuzağı en açık bir şekilde izâh edip sakındıran Bedüzzaman’dır.

Gerçek şu ki “ehl-i bid’a” denilen, din dışı uydurmalarla İslâm’ı Hıristiyanlık’taki “dinî inkılâplar”la kıyaslama tuzağına düşenler, dini dünyevileştirmeye uğraşanlara “şirin gözükmek” ve “takdirleri”ni kazanmak uğruna tamah, korku, evham, heves hissîyatlarının esiri oluyorlar… Bunun içindir ki Bediüzzaman, İslâmı Protestanlıkla yamama meylinin, “körü körüne taklitçiliğe alışan buradaki hâmiyetfüruşlar”ın (hâmiyetperver geçinenlerin) “maddî kalkınma” adına “dinde reform” iddialarının iç yüzünü deşifre eder. (Mektûbat, 420)

Bediüzzaman’ın tesbitiyle, İslâmda da “Katolik mezhebindekine benzer bir nev'î Protestanlığı öneren “ecnebî inkılâpçılar”dan alınan “meş’um (kötü ve uğursuz) bir fikir”le “İslâmî Kalvinizm” ve “protestan İslâm” benzeri vartalara düşmekte, bilerek ya da bilmeyerek oyuna gelmekteler.

Dini değiştirmeye kalkışan reformistleri, “Okun yaydan ayrıldığı gibi dinden çıkarlar” Peygamberî ihbarla ikaz eden, bunu “ehl-i bid’anın (dine din dışı şeyleri sokmak isteyenlerin), dinsizliklerine ve ilhadlarına bir bahane” olarak teşhis eden ve “dinini dünyaya satan bedbahtlar” olarak niteleyen Bediüzzaman’ı (Mektûbat, 421), “Kalvinizm” türü dini dünyevîleştiren ideolojilerle yanyana gösterenlere, altı bin sayfalık Nur Risâlelerinde susturucu ve ikna edici cevaplar verilmiştir…

Bu bakımdan, daha önce “Nur hareketini ve toplumsal etkisini doğru dürüst anlamadan, Türkiye’deki İslâmî kimlik hareketinin barışçıl ve kademeli ilerleme dinamiği anlaşılamaz” doğru ve isabetli tesbitini yapan Hakan Yavuz’un, “İslâmî Kalvinizm” iddiasını, “Nursî, 20. asır İslâmının en önemli mütefekkiridir” diyen Hadi Uluengin’in, Bediüzzaman’ı “son tahlilde laik, Anglo-Sakson sekülarizme yakın bir yerde durmak”la ithamını kabul etmek mümkün değildir.

Bediüzzaman’ın hayatı ve eserleri, Nur talebelerinin mânevî fikrî hizmetleri ortadadır.

Bundandır ki bazı doğru tesbitlerden hareketle, bütün ömrünü Kur’ân ve Sünnete adamış, iman ve Kur’ân hizmetinde tamamen uhrevî ve mânevî bir hizmet metodunu ortaya koymuş Bediüzzaman’ı, “İslâm Kalvinizminin fikir öncüsü” ya da “Kalvinci Protestanlık”la benzeştirmek, çok ciddî bir hata ve saptırmadır…

24.05.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (23.05.2008) - Yakıştırma yanlışı (1)

  (22.05.2008) - “Aracılı görüşmeler”in hesabı

  (20.05.2008) - Bediüzzaman’ın Kuva-yı Milliyeye desteği (2)

  (19.05.2008) - Bediüzzaman’ın Kuva-yı Milliyeye desteği (1)

  (17.05.2008) - İfâde özgürlüğünün ihlâli

  (16.05.2008) - Ekonomide tsunami…

  (15.05.2008) - Krizin krizle kapatılması…

  (14.05.2008) - 14 Mayıs’ın mânâsı…

  (13.05.2008) - Son baskının izâhı

  (12.05.2008) - Ankara siyasetinin hal-i pürmelâli

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Kutlu Doğum Haftası Pdf

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır