Bilindiği üzere 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkındaki Kanuna göre bazı kişilere belirli şartlarda aylık verilmektedir. Anılan Kanuna göre aylık alabilecekleri kısaca şöyle açıklayabiliriz. Başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek şekilde özürlü olduklarını tam teşekküllü hastanelerden alacakları sağlık kurulu raporu ile ispatlayan, 18 yaşını dolduran ve kanunen bakmakla yükümlü kimsesi bulunmayan özürlülerden her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamının aylık ortalamasına göre 76,70 YTL’den daha az geliri olanlara, 18 yaşını dolduran, kanunen bakmakla mükellef kimsesi olmayan ve herhangi bir işe yerleştirilememiş olan özürlülerden; her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamının aylık ortalamasına göre 76,70 YTL’den daha az geliri olanlara, her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamının aylık ortalamasına göre 76,70 YTL’den daha az geliri olduğu halde, kanunen bakmakla yükümlü olduğu 18 yaşını tamamlamamış özürlü yakını bulunanlara ve 65 yaş üstü muhtaçlara Emekli Sandığı tarafından özürlü ve yaşlılık aylığı verilmektedir.
Emekli Sandığı’ndan 2022 sayılı Kanuna göre alınan söz konusu aylığın, aylık alan kişinin sigortalı olarak kayıt altında bir işte çalışmaya başlaması, üstte bahsettiğimiz gelir miktarının 76,70 YTL’nin üstüne çıkması, evlenmesi nedeniyle muhtaç durumdan çıkması ve süreklilik arz etmeyen özürlülük oranının yüzde 40’ın altına düşmesi halinde kesilmesi gerekmektedir. Ancak, aylığın hangi hallerde kesileceğiyle ilgili bu durumlar aylık alan kişiler tarafından tam olarak bilinmediğinden dolayı, yersiz ve haksız yere ödenen aylıklar aylığın kesilmesi gereken durumda olanlardan ya da bunların varislerinden Emekli Sandığı tarafından yüzde 50 fazlasıyla birlikte tahsil edilmekte ve bu kişiler hakkında icra ve takip işlemleri yapılmaktaydı.
5510 sayılı sosyal güvenlik reform yasasına eklenen bir maddeyle (5510 sayılı Kanunun çerçeve 94 üncü maddesi) 2022 sayılı Kanun kapsamında hak etmediği halde yersiz ve haksız bir şekilde aylık alan kişilerin, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasasının yürürlüğe gireceği tarihe kadar aldıkları ve kendilerinden geri alınması gereken aylıkları ile bunlardan doğan ceza ve faizleri silinecektir. Ayrıca bu kişiler hakkında Emekli Sandığı’nca herhangi bir idari ve icrai takibat yapılmayacaktır. Anlattığımız bu düzenleme yalnızca bugüne kadar ödenen yersiz aylıklar ve bu aylıklara yürütülen faizleri kapsamaktadır. Bundan sonra hak etmediği halde özürlü (sakatlık) ya da yaşlılık aylığı alacak olan kişiler önceden olduğu gibi hem aldıkları aylıkları yasal faiziyle geri ödeyecekler, hem de ödeme tarihine kadar işleyecek diğer faiz ve cezaları ödemek zorunda kalacaklar.
Özetle, 2022 sayılı kanun kapsamında hak etmediği halde aylık alıp da Emekli Sandığı tarafından haklarında icrai ve idari takibat yapılanların endişe etmelerine ve sıkıntı yaşamalarına artık gerek yok. Çünkü bu durumda olanlara 5510 sayılı Kanunun çerçeve 94’üncü maddesiyle bir af getirildiğini söyleyebiliriz.
Bağ-Kur’lunun kız çocuklarına da çeyiz parası
verilecek
Ülkemizdeki sosyal güvenlik şemsiyesi altından olanlardan en az haklara sahip olan ve en zor şartlarda emekli olan kişilerin Bağ-Kur’lular olduğunu söyleyebiliriz. Hali hazırdaki mevzuata göre, Emekli Sandığı kapsamında olup da Emekli Sandığından dul ve yetim aylığı alan eş, kız çocuklar ile anaya, bir defaya mahsus olmak üzere almakta oldukları dul veya yetim aylıklarının on iki aylık tutarı evlenme ikramiyesi (çeyiz parası) olarak ödenmektedir. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun ek 12’nci maddesine göre ise, sigortalının ölümünden dolayı aylık ve gelir almakta olan hak sahibi kız çocuklarına evlenmeleri halinde bir defaya mahsus olmak üzere aylık veya gelirlerinin iki yıllık tutarı evlenme yardımı (çeyiz parası) olarak verilmektedir.
Emekli Sandığı Kanununa göre çeyiz yardımı ölen iştirakçinin dul veya yetim aylığı alan eşi, kız çocukları ve anasına evlenmeleri halinde verilir iken, SSK’lılar için çeyiz yardımı yalnızca yetim aylığı almakta olan kız çocuğunun evlenmesi halinde verilmektedir. Bağ-Kur’da ise Bağ-Kur’un kuruluş tarihi olan 01.10.1972 tarihinden günümüze kadar ne Bağ-Kur’lunun eşine, ne kız çocuklarına, ne de anasına böyle bir çeyiz parası verilmesi hükmü Bağ-Kur kanunlarında yer almamıştır.
İşte 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile birlikte Bağ-Kur’lu bir kişiden ölüm aylığı alan Bağ-Kur’lunun kız çocuklarının eğer evlenmeleri nedeniyle ölüm aylıkları kesiliyorsa, kendilerine almış oldukları aylığın iki yıllık tutarı yazılı olarak talep etmeleri halinde bir defaya mahsus olmak üzere kendilerine evlenme ödeneği (çeyiz parası) olarak verilecektir.
Ayrıca, 5510 sayılı Kanunla birlikte ölen Emekli Sandığı iştirakçilerinden ölüm aylığı alan ana ile eşe de çeyiz yardımı verilmesi uygulamasından vazgeçilmiştir. Sosyal güvenlik reform yasası bu yönüyle Bağ-Kur’luların kız çocukları için faydalı olurken, maalesef Emekli Sandığı iştirakçisinin anası ve eşi için zararlı olmuştur diyebiliriz.
Ayrıca, bu konuda önemli bir hususu belirtmek yararlı olacaktır. Kamuoyunda birçok insan Bağ-Kur’lulara çeyiz parası geldi diye Bağ-Kur’a lüzumsuz yere başvurabilir. Ancak üstte de belirttiğimiz gibi, çeyiz parası yalnızca Bağ-Kur’dan ölüm aylığı alıp da evlenmeleri nedeniyle aldıkları ölüm aylığı kesilen kız çocuklarına gelmiştir. Aksi takdirde Bağ-Kur’dan yetim aylığı alan erkek çocuklar ya da sigortalının (Bağ-Kur’lunun) eşi ya da anasının, evlendiği için Bağ-Kur aylıkları kesilse bile, bu kişilere çeyiz yardımı verilmesi imkânı bulunmamaktadır.
Bulgaristan göçmenlerine de yurt dışı borçlanma hakkı getirildi
Bağ-Kur, SSK ve Emekli Sandığı mevzuatlarında Bulgaristan’dan göç eden ya da göçe tabi tutulan soydaşlarımızın Bulgaristan’da bulundukları süreleri sosyal güvenlikleri bakımından borçlanarak değerlendirme imkânları yoktu. Ancak, 08.05.2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “5754 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile 3201 sayılı Yurtdışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurtdışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanuna eklenen geçici madde ile 1 Ocak 1989 tarihinden 8 Mayıs 2008 tarihine kadar Bulgaristan’dan zorunlu göçe tabi tutulan soydaşlarınıza, Bulgaristan’da geçen ve belgelendirdikleri çalışma sürelerini 8.5.2008 tarihinden itibaren borçlanma hakkı tanındı. Borçlanılan bu süreler Bağ-Kur, SSK ve Emekli Sandığı’ndaki sigortalılık sürelerini borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürecektir. Ülkemizde bulunan ve yıllardır borçlanma hakkı verilmeyen soydaşlarımıza önemle hatırlatıyoruz.
Okurlara kısa cevaplar
Mehmet Keskin; Ben 1986 yılında gıda pazarlaması üzerine bir işyeri açtım ve vergi mükellefi oldum. 1996 yılına kadar bu işime devam ettim ve 1996 yılında işyerimi kapattım. Bu süre zarfında Bağ-Kur’a kayıt olmadım ve herhangi bir prim ödemedim. Ancak vergi mükellefiyetim ve diğer oda kayıtlarım vardı. Şimdi yeni çıkan yasadan faydalanıp primlerimi ödeyerek geçmişe dönük sigortalı olabilir miyim?
Sayın okurum, 5510 sayılı Kanunun geçici 8’inci maddesine göre vergi mükellefi olduğu halde şimdiye kadar Bağ-Kur’a kayıt ve tescil yatırmayanlar 04.10.2000 tarihi ile günümüze kadar olan vergi mükellefiyet sürelerini borçlanıp hizmet olarak kazanabileceklerdir. Ancak, sizin vergi mükellefiyetiniz 1996 yılında sona erdiği için böyle bir borçlanma yapma ve dolaysıyla Bağ-Kur’dan hizmet kazanma hakkınız yoktur. Dolaysıyla yeni yasaya göre geçmişe dönük sigortalı olma hakkınız yoktur.
NOT:
Bağ-Kur, SSK, Emekli Sandığı ve sosyal güvenlik reformu ile getirilen haklarınızdan haberdar olmak ve buralardaki sorunlarınıza çözüm bulmak için her hafta Perşembe günleri bu köşede buluşalım. Faks ve e-postalarınızı bekliyoruz.
E-posta: [email protected]
Faks: 0212 515 67 62
22.05.2008
E-Posta:
[email protected]
|