Kaldırılan parmak, sizin hakkınızda bilgi taşıyor.
Topluluk içerisinde parmak kaldırmak zordur. Hele hele ilk parmak çok daha zordur. Tabi mesele sadece parmak kaldırmış olmak değil, bir sorulması gereken konu varsa, gündeme katılması gereken bir husus varsa, bu noktada cesaretli davranmak, atak davranmak biraz da kişilik göstergesidir.
Söz hakkı almanın bir takım zorlukları vardır. Vicdanen, yanlış bir şey yaptığınızı düşünmüyorsanız, o şeyi yapmak aklın gereğidir.
Parmak kaldırmak bir kişisel durum göstergesidir.
Kişinin içinde olduğu ruh halinin, bilgi halinin, beceri halinin nasıllığı konusunda dinleyenlere ipucu vermektedir. Tabi bu aynı zamanda olumlu anlamdadır. Yani öyle bir soru soruyorsunuz ki, konuşulan gündem yön değiştirir. Bu da kolay bir durum değildir. Konunun bilgilisi, ilgilisi ve meraklısı olmayı gerekli kılar. Bir sorunun arka planında nelerin olup olmadığı, ne niyetle sorunun sorulduğu, soru sahibinin kapasitesi gibi pek çok bilgiler ve ipuçları sorulardan anlaşılır.
Soru konuya olan ilginin / bilginin
derecesini gösterir.
Eğitimciler oldukça güçlü gözlemciler olarak, bir soru karşısında kaldırılan parmakların nasıl bir gösterge taşıdığını bilirler. Kaldırılan parmak konuya ne kadar hakim, o konu hakkında kaç kitap okumuş gibi pek çok bilgiler içerir. Onun için bazen bir soru pek çok konunun vuzuha kavuşmasına vesiledir. Kişinin içinde olduğu hal ne olursa olsun, sorulan soru kişinin kendisini görmesine de vesiledir.
Soru soran, sorduğu soru ile saçmaladığını anlayabilir. Yine soru soran, alâkasız sorular sorduğunu anlayabilir. Ya da soru soran, çok isabetli yaklaşımlar yakalayabildiğini, tam yerinde sorular sorabildiğini anlayabilir. Onun için ne olursa olsun, nasıl olursa olsun gerektiği yerde parmak kaldırmak ve cesaretle sorular sormak gerekiyor.
Nasıl parmak kaldırıyorsunuz?
Sorunun kalitesi, bilgi düzeyinin kalitesi ile ilgilidir. Orijinal bakış açılarının, farklı yaklaşımların fark edilmesi yine soru sormakla anlaşılabilir.
Parmak kaldırma düzeyimiz
duruşumuzu göstermektedir.
Formül şu, parmak kaldırırken 45 derecelik açıyla dirseğimizi büküyorsak, kendimize olan güvenin olmadığı, bilgisine güvenin olmadığı, karşıdaki konuşmacının bizi tepeleyebileceği bir görüntü verilmektedir.
90 derecelik bir açıyla açılan bir dirsek duruşu, belki bilgisinden emin olduğu ama cesaretinin onu rahat bırakmadığı mesajı taşımaktadır. Ya da tam tersi, cesareti var ama bilgisi onu rahat bırakmadığı, güven vermediği anlamına gelmektedir.
Tabiî bir de 180 derecelik bir açıyla parmak kaldırmak var ki, “bilgim tam olmayabilir ama ben ona güveniyorum; eksiğim olabilir ama ben kendime güveniyorum. Kesinlikle başkasına veriyorsan bana da söz hakkı vermek zorundasın” anlamı içerir. “Beni bu ortamda yok farz edemezsin. Söz hakkımı çiğneyen beni çiğnemiş gibidir. Buna kesinlikle müsaade edemem” mesajı vermektedir. Onun için çalıştığımız konu kadar konuşma hakkımız vardır. Araştırdığımız konu kadar söz hakkımız var demektir. Onun için bilmediğimiz bir konuda konuşmak anlamsızdır. Bilmediğimiz bir konuda etkin soru da soramayız. Bildiğimiz konu, rahat soru da sorabildiğimiz konudur. Hiç değilse, konunun neresini bilmediğimizi biliriz.
Dirseğin altına kitap koymak.
Dirseğin altında kaç kitap varsa, parmak o nispette yukarı kalkar. Bir konu hakkında yirmi kitap okumuşsak, o nispette parmağımız yukarıdadır. Bir konu hakkında 20 kitap okumuşsak, o parmağı aşağı indirmek mümkün değildir. 180 derecelik bir açıyla o parmak kendini gösterir.
Parmakları kaldırma biçimini değerlendiren de, ona göre onlara yaklaşım geliştirir. Kaldırdığımız parmaklar, bilgi düzeyimizin bir göstergesidir.
Parmak kaldırmaların ayrı bir özelliği de, araştırmacının on yıllarca oluşmuş birikimlerine bir anda dört beş soru yoluyla ulaşma avantajıdır. Onun için çok güçlü bir davranış şeklidir. Parmak kaldırmayı amacına dönük kullanabilen için, oldukça etkili ve kazanımlı bir harekettir. Hatta güzel ve yerinde sorular sormakta, yine okuduğumuz kitaplarla mümkündür.
Netice itibariyle diyebiliriz ki, dirseğimizin altına koyduğumuz kitap kadar parmağımız yukarı kalkar.
24.05.2008
E-Posta:
[email protected]
|