Terör örgütünün Şemdinli’nin sınır köyü Aktütün’deki son karakol baskını, ABD’nin Türkiye’ye “istihbarat desteği”ni yeniden gündeme getirdi. Aynı karakola 16 yıl önce de dörtyüz kişilik bir grupla saldırıp 22 askeri şehid eden PKK’nin, alındığı belirtilen onca tedbire rağmen, 150-200 kişilik bir grupla pusu kurup 6 askeri şehid ederek sekizini yaralaması, düşündürücü.
Peki onca operasyondan sonra böylesine büyük bir grup, nasıl oluyor da sözü edilen “istihbarat” ve gözetlemeye rağmen sınırdan geçip bu saldırıyı yapabiliyor? Baskından sonra Diyarbakır’dan kalkan uçakların bölgeyi yoğun bombardımana tabi tutması, özel harekât timlerinin, gece görüş sistemli süper kobra tipi helikopterlerin teröristleri tâkip edip zâyiat verdirmeleri, bu sorunun cevabını vermiyor.
Bu durumda, 5 Kasım’da Başbakan Erdoğan’ın, peşinden Cumhurbaşkanı Gül’ün Beyaz Saray’da Bush’la başbaşa konuştukları ve öve öve bitirilemeyen “anlık istihbarat paylaşımı”nın yararı ve “stratejik müttefik” ilân edilen ABD’nin samimiyeti bir defa daha zihinlerde istifhamlara yol açıyor.
AKP hükûmeti, son beş yıldır Afganistan’da 750 kişilik birlikle NATO şemsiyesi altında işgalci Amerika’ya verdiği doğrudan askerî desteğin yanı sıra Irak işgali ve saldırısına da her türlü lojistik desteği verdi.
Hükûmet Irak işgalinin başında 1 Mart 2003’te 65 bin Amerikan askerinin Türkiye topraklarında konuşlanması için hazırladığı “tezkere”yi Meclis’ten geçiremedi. Lâkin ardından Meclis’i by pass ederek ABD’nin başını çektiği işgal ve savaş koalisyonuna bütün imkânları sağladı. Kısacası, “demokrasi ve özgürlük vaadi”yle işgal ettiği Irak’ı bombalayan Amerikan savaş uçakları, AKP hükûmetinin “izni”yle Anadolu’daki üsleri resmen kullanmakta...
Erdoğan hükûmeti bununla da kalmadı. Türk -ABD askerî stratejik işbirliğinin bütün yönleriyle devam ettiğini, Meclisin kabul etmediği Mart-2003 tezkeresini telâfi ettiklerini belirten Millî Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Haziran 2006’da Amerika’da Los Angeles World Affairs Council’de düzenlenen bir konferansta, “Irak savaşında ABD İncirlik’i kullandı ve Türk hava sahası kullanılarak işgal güçleri 4990 sorti ile Irak’ı vurdu” diye açıkladı. Bakan, Türk -ABD askerî stratejik işbirliğinin tarihinin en yüksek düzeyinde olduğunu söylemişti. (Yeni Şafak, 25.3 2006)
Buna karşı ABD, Bush’tan Rice’ye kadar söz verilmesine rağmen, Türkiye’nin yıllardır talep ettiği 150 kişilik terör elebaşları listesinden bir kişiyi dahi teslim etmedi. Terör örgütü, elebaşları Irak ve Kuzey Irak kentlerinde serbestçe dolaştılar.
Bu arada İsrailli subayların peşmergeleri eğitmesinden, Amerika’nın terör örgütüne desteğine kadar bir yığın haber çıktı. Tanktan uçak savara kadar binlerce ağır ve hafif Amerikan silâhlarının PKK’nin eline geçtiği bizzat Amerikan makamlarınca itiraf edildi…
Son şok itiraf, terörist başı Öcalan’ın kardeşinden geldi. Amerikan Los Angeles Times’a konuşan Öcalan, ABD’nin, PKK’ya ve İran kolu olan PEJAK’a doğrudan para, ekonomik yardım, gıda, tıbbî malzeme ve silâh sağladığını açıkça belirtti. Amerikan gazetesi, ABD’nin PKK/PEJAK’la hâlen “çok gizli ilişkiler içinde” olduğunu, Amerikalı yetkililerin belli aralıklarla Kuzey Irak’taki terör kamplarını ziyaret ettiğini bildirdi.
Hani bizzat Genelkurmay Başkanı’nın ifâdesiyle, “Kuzey Irak -anlık Amerikan istihbarıyla- bir ‘BBBG evi’ gibi gözlenecekti.” Hani, 200 kişilik değil, bir-iki kişinin sınırda hareketi bile tespit edilip bildirilecekti?
Anlaşılan “istihbarat işbirliği” de bir avutma ve tuzak olarak kullanılmış. Mâlum medyada abartılmasının amacı bu imiş. Yoksa gelişmiş gözetleme sistemleriyle Hindikuş dağlarındaki karıncanın hareketini tespit eden ABD, nasıl olur da Kuzey Irak’tan sızan yüzlerce kişilik terör grubunu görmez?
Belli ki ABD bir yandan “istihbarat desteği”yle Türkiye’yi oyalıyor. Karşılığında İran operasyonunda Türkiye’nin ortak olmasını ve Taliban karşısında zora girdiği Afganistan’a “ek muharip asker” dayatmasında bulunuyor. Diğer yandan bölgedeki emelleri için her ihtimale karşı “PKK kozu”nu elinde tutuyor.
ABD’nin son sızma ve saldırıyı “görmemesi” ya da “görmezlikten gelmesi”nin başka hiçbir izâhı yok…
13.05.2008
E-Posta:
[email protected]
|