Başkent, iktidar partisini “kapatma dâvâsı”na odaklanan anayasal değişikliklerle ve “pirinç fiyatları”yla alevlenen “gıda krizi”ni tartışırken enteresan olaylar yaşanıyor. Başbakan’la CHP Genel Başkanı karşılıklı söz düellosuyla asimetrik tahrik ve tahterevalliye dönüşen iç siyasetin hayhuyuna dalmışken, dışta garip “vefâsızlıklar” oluyor.
Son şok itiraf, terörist başı Osman Öcalan’dan geldi. Amerikan Los Angeles Times’a konuşan Öcalan’a göre ABD’nin, PKK’ya ve İran kolu olan PEJAK’a doğrudan para, ekonomik yardım, gıda, tıbbî malzeme ve silâh sağladığını açıkça belirtti.
Türkiye’nin uzun süredir beklediği ve bizzat Başbakan Erdoğan’ın Beyaz Saray’da Bush’a listesini verip iadesini istediği Irak’taki 150 kişilik terör örgütü elebaşının başında yer alan Öcalan’ın, âdeta gözdağı verircesine yaptığı bu vâhim açıklamanın üzerinde kimse durmadı. Ne iktidar ve ne de muhalefet… Oysa PKK’nın İran’daki kolu PEJAK’ın komuta kadrosundan ayrılan Mamand Rozhe’nin, PKK’nin Amerika ile ilişkilerde PEJAK’ı kullandığı tesbiti, her şeyi deşifre ediyor.
Son sınır ötesi istihbarat paylaşımını abartarak, âdeta ABD’nin PKK’yi bırakıp Türkiye’ye destek verdiği iddialarını toptan yalanlayan haberler bununla da bitmiyor. Aynı Amerikan gazetesi, terörist elebaşına dayanarak, ABD ile PKK ve PEJAK’ın hâlen “çok güzel ilişkiler içinde” olduğunu belirtiyor. Amerikalı yetkililerin 2003’te Irak’ın işgalinden hemen önce PEJAK’ın Kuzey Irak’taki kamplarını ziyaret ettiğini bildiriyor. Buna göre, Amerika başından beri terör örgütüne yardım ediyor ve askerî yardımını sürdürüyor…
* * *
Öcalan, PKK ile diyaloğun usûlüne uyduruluşunu da anlatıyor: “Sistematik bir ilişki ya da arayacak bir telefon numarası yok. Çünkü Amerikalılar resmî bir ilişki kurmak istemiyor. Bu şekilde ne zaman Türkler soru sorsa ‘İlişkimiz yok’ diyebiliyorlar...”
Siyasî iktidar bütün bunları duymazlıktan geliyor. Son ABD ziyaretleriyle “stratejik müttefiklik” vurgusu yapıp “istihbarat paylaşımı”nı göklere çıkaran Başbakan, Cumhurbaşkanı ve Dışişleri hiç oralı değil…
Hatırlanacağı üzere, geçtiğımiz ay Irak’ı ziyaret eden İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejat, öncelikle ABD ve ecnebî işgalcilerin bölgeden çekilmesini, başta Türkiye-İran ve Irak olmak üzere bölge ülkelerinin terörle mücadelede ciddî bir işbirliği yapmasını teklif etmişti. Sık sık Kandil’i bombalayıp terör örgütüne ağır kayıplar verdiren İran, bu önerisini her fırsatta tekrarlıyor; ve Türkiye’yi PKK/PEJAK’a karşı ortak operasyona dâvet ediyor. Geçen hafta Tahran’dan Ankara’ya aynı talep yine geldi.
Ne var ki Müslüman komşu Irak’taki işgal ve katliâmına “ABD’ye destek hamûlesi” çıkararak “savaşa ortak” ve “cephe ülkesi” olma hesabına her türlü desteği veren AKP hükûmeti, sürekli bu talebi reddediyor. Hâlâ operasyonlarda ne kadar faydası olduğu bilinmeyen ABD’nin “istihbarat paylaşımı”na methiyeler diziliyor…
* * *
ABD’nin “stratejik müttefik”i Türkiye’ye “vefâsızlığı” bununla da kalmıyor. Dünya petrol rezervlerinin yüzde 10’una sahip olan Irak’ta 35 yabancı petrol ve doğal gaz şirketine resmî faaliyet izni verildiği halde, bizzat Millî Savunma Bakanı’nın ikrarıyla sâdece İncirlik’ten Amerikan savaş uçaklarının Irak üzerine 3995 sorti yapılmasını sağlayan Türkiye’nin esâmesi okunmuyor.
“Aslan payı”nı işgal güçlerine ait petrol şirketlerinin aldığı ve yedi Amerikan şirketiyle İngiliz şirketlerinin başını çektiği “petrol paylaşım listesi”nde, Japonya’dan Hollanda’ya, Danimarka’dan Güney Kore’ye kadar birçok ülke yer alıyor; lâkin Türkiye’ye yer verilmiyor.
Bilindiği gibi Birinci Körfez Savaşında da ABD’ye sunduğu tam desteğe karşılık, Kuveyt işgalinden komşu ülke olarak en çok zarardîde olan Türkiye yine unutulmuştu.
Özal döneminde “unutulan” Türkiye, “ikinci Özal” olarak lanse edilen ve ABD’nin “büyük Ortadoğu projesi”nin “eşbaşkanı” olan Erdoğan hükûmetinde de “unutuluyor.” Üstelik, “stratejik müttefik” Amerikan Dışişleri Bakanı Rice, tam da “laikliğe aykırı eylemlerin odağı” iddiasıyla iktidar partisine “kapatılma dâvâsı”nın açıldığı süreçte, beş kez “laiklik”e vurgu yapıyor…Ve “kapatma dâvâsı”na odaklanan AKP siyasî iktidarı, “stratejik ortak”tan gördüğü bütün bu vefâsızlıkları görmüyor; ya da görmek istemiyor…
Peki neden?
26.04.2008
E-Posta:
[email protected]
|