Normal doğum yaptıran doktora ödül
Doktorların olur olmaz hallerde sezaryen istemesini engellemek amacıyla sezaryen ücretleri aşağıya çekildi. Normal doğum yaptıran hekime verilen performans maaşı ise yükseltildi. Hastanelere ödenen doğum paket fiyatlarında da normal doğum lehine bir düzenlemeye gitme kararı alındı. Buna göre sigortalı bir anne adayının sezaryen masrafı için hastaneye 742 YTL ödeyen devlet, bu rakamı aşağıya çekecek. Normal doğuma verilen 277 YTL ise artırılacak. Yeni düzenlemeye göre normal doğum yaptıran doktora 180 puan verilirken, sezaryene 157 puan verilecek. Bu da hekim maaşlarında normal doğum yaptıranların yüzde 50 daha fazla para almasını sağlayacak. Hekimler ister istemez tıbbî zorunluluk dışında sezaryen yerine anne ve bebek için daha sağlıklı olan normal doğumu tercih edecek.
Türkiye’de geçen yıl dünyaya gelen 1 milyon 300 bin bebekten 500 bininin sezaryenle doğması, bakanlığı daha etkili önlemler almaya itti. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, kabul edilebilir sezaryen oranları yüzde 5-15 arasındayken, Türkiye’de doğumların yüzde 41’i sezaryenle oluyor. Bu oran 4 yıl önce yüzde 21,2’lerdeydi. Bu hızlı artışta anne adaylarının sancısız olduğu için sezaryeni seçmesinin yanı sıra kamu ve özel hastanelerin, kolay ve ücreti yüksek olduğu için doğumların büyük bölümünü sezaryenle yaptırmasının payı var. Bakanlık, bu tablonun tersine dönmesi için ücret zorlamasıyla normal doğumu teşvik edecek. Antalya’da 9-13 Nisan arasında düzenlenen ‘2. Ulusal Sağlık Kurultayı’nda da masaya yatırılan ‘sezaryene devlet kontrolü’, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın talimatıyla Sosyal Güvenlik Kurumu’na taşındı. Yeni düzenlemeye göre normal doğum yaptıran hekim yüzde 50 daha fazla para alacak ve hastanelere ödenen normal doğum parası artırılacak.
SEZARYAN ‘MODA’ HALİNE GELDİ
Her yıl 26 bin doğumun yaşandığı Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Opr. Dr. Leyla Mollamahmutoğlu, sezaryenin adeta ‘moda’ haline geldiğini söylüyor. Bakanlığın düzenlemesinin sezaryen sayısını azaltacağını belirten Mollamahmutoğlu, düşük ücret uygulamasının ilk doğumları kapsamasının doğru olacağını bildiriyor. Sezaryenin anne vücudu için büyük riskler taşıdığını ve normal doğumun yerini tutamayacağını vurgulayan Mollamahmutoğlu, zorunluluklar dışında ameliyatın tercih edilmemesini öneriyor. Mollamahmutoğlu; “Sezaryende anneye verilen anestezinin ciddi sıkıntılar olduğunu, Ameliyat olduğu için kanama ve enfeksiyon riskleri olduğunun altını çizerken; annenin ayağa kalkması normal doğuma göre daha geç olduğunu belirtti.
SEZARYAN DOĞUMUN DAĞILIMI
Sezaryen doğumun bölgelere göre dağılımı ise şöyle: Batı Marmara 39,7. Batı Anadolu 30,7. Güney Anadolu 20,7. Orta Anadolu 20,9. Kuzey Anadolu 31,1. Doğu Anadolu 8,7. G.doğu Anadolu 9,0.
|
24.04.2008
|
|
‘Televizyonu kapa, hayatı aç’
TÜKETİCİLER Birliğince düzenlenen Televizyonu Kapa/Yaşamı Aç-Turn Off TV/Turn On Life kampanyası başlıyor. ‘’Televizyonu Kapa/Yaşamı Aç’’ kampanyası Türkiye Koordinatörü Hatice Saadet Kalyoncu, kampanya hakkında bilgi vermek için İstanbul, Taksim Gezi Parkı’nda basın toplantısı düzenledi.
Televizyonun aslında bir bilgilenme ve eğlenme aracı olduğunu belirterek, yapılan araştırmaların, insanların zamanlarının çok ciddi bir bölümünü televizyon karşısında geçirdiğini ortaya koyduğunu söyleyen Kalyoncu, 1995 yılından bu yana 65 ülkede gerçekleştirilen kampanyayı, 2002 yılından bu yana Türkiye’de Tüketiciler Birliğinin desteğiyle her yıl yürütmeye çalıştıklarını söyledi.
Bu yıl kampanya çerçevesinde, bir hafta boyunca televizyon programlarına alternatif programlar gerçekleştireceklerini ve televizyonsuz bir yaşamın mümkün olabildiğini göstereceklerini ifade eden Kalyoncu, kampanyanın ilk gününde dost meclislerinde birbirlerine şiir okuyacaklarını kaydetti.
İkinci ve üçüncü gün çocuklarla birlikte sivil toplum örgütlerini ziyaret edeceklerini belirten Kalyoncu, perşembe günü spor yapacaklarını, cuma günü ise dostlarının kapılarını çalarak ev ziyaretleri gerçekleştireceklerini anlattı.
Kampanyanın altıncı gününde Darülaceze’yi ziyaret edeceklerini, son gün ise piknik düzenleyeceklerini ifade eden Kalyoncu, şunları kaydetti: ‘’Televizyonu tamamen hayatımızdan çıkarmak gibi bir gayemiz yok. Daha bilinçli ve doğru seçimlerle zamanı daha iyi değerlendirmek, onunla birlikte yaşamak istiyoruz. Bir hafta boyunca televizyonlarımızı kapatıyoruz, kendi gözlerimizi açıyor ve hayata daha farklı bakmaya çalışıyoruz” dedi.
|
24.04.2008
|
|
THE 99: Yanlış karakterlerle ‘İslâmî çizgi roman’
İLK İslâmî çizgi roman The 99, Allah’ın 99 sıfatının her birini temsil eden kahramanların macera dolu hikâyeleriyle Ortadoğu, Afrika, Asya ve bazı Avrupa marketlerinin raflarından düşmüyor.
Newsweek’e göre, birçok ülkede yok satan bu çizgi roman gençleri kötülükten uzak tutuyor. Çünkü şeytan ve yardımcılarının da peşinde oldukları bu 99 taşın her biri Allah’ın 99 sıfatının özelliklerini taşıyor ve taşı bulan kişi bu özelliklere sahip oluyor.
Birçok ülkede Superman’den bile fazla satan bu romanın fikir babası Arap medyasının ünlü CEO’su Naif Al-Mutawa. Newsweek dergisine göre, bu çizgi roman Müslüman gençleri kötülüklerden uzak tutuyor.
2006’dan bu yana yayınlanan çizgi romanda, dünya çapına yayılmış 99 gizemli taş, şeytan ve temsilcileri tarafından aranıyor.
Çizgi romandaki karakterlerden 50’si kadın 49’u erkek. Çizgi romanın hikâyesi bir tür tarihi kurguyla başlıyor ve Hülagü Kaan’ın 1258’de Bağdat’ı istila ediş hikâyesinden yola çıkıyor. Çizgi romanda Moğollar Bağdat’ın kütüphanelerini yok etmek istiyor ama Bağdat’ın kütüphanecileri bu durumu önceden öğrenerek hemen harekete geçiyor. Bilginler tüm kütüphanelerdeki bilgileri emecek güçte efsanevi bir iksir hazırlıyor. Bağdat’tan kaçarken de bu iksiri Nur taşları adı verilen 99 parça taşa bölüştürüyorlar.
KARAKTERLER İSLÂMİ DEĞİL
Hikâyesinin çıkış noktası şeytanla mücadele olan ve Allah’ın 99 ismini iyilik simgeleri taşlar olan çizgi-roman bu yönüyle İslâmi çizgi roman olarak dünyaya ün salsa da karakterlerine bakıldığında İslâmî hayatı çağrıştıran bir farklılık görülmüyor. Gerek bayan gerekse erkek karakterler görüntüleriyle modern çağın dayattığı bildik çizgi film karakterlerine benzeyen görüntüleriyle dikkat çekiyorlar.
|
24.04.2008
|
|
Kadınlar dedikodudan şikâyetçi!
NEVŞEHİR’DE bir Kaymaklı beldesinde yapılan anketin sonuçlarına göre kadınların en çok dedikodu, eğitimsizlik ve işsizlikten şikayet ettikleri ortaya çıktı. AB Hibe Programları kapsamında, Nevşehir’in Kaymaklı beldesinde, Kaymaklı Belediyesi ile Erciyes Üniversitesi Nevşehir Sağlık Yüksekokulunun işbirliği ile yürütülen ‘’Kaymaklı Mahalle Birimlerinden Yerel Yönetime Kadınlar Hep Birlikte’’ adlı araştırmanın sonuçları şöyle: Anket çalışmasında kadınlar ‘En büyük sorununuz nedir?’ sorusuna en fazla dedikodu, eğitimsizlik ve işsizlik yanıtlarını verdi. Eğitimsizlikten şikâyetçi olan kadınlara ‘eğitim toplantıları yaparsak gelir misiniz?’ diye sorulduğunda büyük çoğunluk ‘gelemeyiz dedikodu olur’ diye cevap verirken; işsizlikten şikâyet eden kadınlara neden çalışmadıkları sorulduğundaysa kadınların büyük çoğunluğu, ‘iş olsa da çalışamayız, kocamız izin vermez’ cevabını verdiler.
|
24.04.2008
|