23 Nisan kutlama programlarının bayrama en yakışan tavrı Devlet Bahçeli’den geldi. MHP lideri, özellikle grup toplantılarında çok ağır bir şekilde eleştirdiği DTP’lilere yeri geldiğinde medenî bir tavır sergileyebileceğini bir kez daha gösterdi.
Bahçeli, önce eski Meclis binasında DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’a adıyla seslendi. “Gel Hasip gel, Meclis’in renkleri tamamlansın” diyerek elinden tutup yanına oturttu. Kaplan da aynı şekilde yaklaştı. Bahçeli, sonra Meclis Başkanı Köksal Toptan’ın kabulünde parti genel başkanlarının olduğu bölüme Grup başkanı olduğu gerekçesiyle alınmayan Ahmet Türk’ü çağırdı. Tokalaştı, kısa süre sohbet etti.
Karşılıklı jestlerde kim ne kaybetti? Kazanan kimler oldu? Tahriklerin havada uçuştuğu bir zamanda tavanda esen barış havası tabana nasıl yansır sizce?
MHP ve DTP’nin demokratik hoşgörü ve tahammül içinde sergiledikleri karşılıklı tavır -kendimi bildim bileli duyduğum- “Birlik ve beraberliğe en fazla ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde” en çok muhtaç olduğumuz görüntüler değil mi?
Bu görüntüler MHP ve DTP’nin karşılıklı söylemlerini sona mı erdirecek? Hayır. Yeri geldiğinde yine en sert eleştiriler yöneltilecek. Ama en azından havayı yumuşatacak.
İnsanlar konuşmazsa, görüşmezse nasıl birbirini tanıyacak? Medya aracılığıyla gönderilen mesajlar ne kadar gerçeği yansıtacak? MHP ve DTP arasındaki temas AKP ve CHP’ye örnek olabilecek şekilde artarak devam etmeli. Sivrilikler konuşa konuşa törpülenir. Kışkırtılmaya çalışılan husumet böyle önlenir.
Peki aynı görüntüyü devletin askeri ve diğer sivilleri neden devam ettirmedi? Baykal Erdoğan’a, Erdoğan Baykal’a, Büyükanıt DTP’ye, Baykal DTP’ye soğuk ve uzak durmakla ne kazandı? Tersi olsaydı ne kaybederlerdi?
Başbakan Erdoğan bütün parti liderleriyle tokalaştı ama DTP Grup Başkanı Ahmet Türk’ü görmezlikten geldi. Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ve komutanlar DTP’li bir Meclis’e gelmedi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal Abdullah Gül’den dolayı Köşk’e çıkmadı, resepsiyona iştirak etmedi. Erdoğan ve Baykal birbirleriyle konuşmadı.
Koca koca adamlar Çocuk Bayramında çocukların yapmayacağını yaptılar. Milletin gözü önünde küs durdular.
Büyükler böyle yaparsa gençlere nasıl söz geçirecekler?
Üniversitelerde zaman zaman meydana gelen karşıt görüşteki öğrencilerin kavgalarından sonra liderlerin açıklamalarına bir bakın. Şimdi de yaptıklarına bakın.
Örnek olmak iki dudağın arasından çıkan sözlerle yeterli olmuyor ki. Hal, tavır ve filler de bunu desteklemeli.
25.04.2008
E-Posta:
[email protected]
|