Hasanlar alınmasın lütfen. Hele kel olanlar asla. Teşbihin hatası olmazmış. Kişiye kel demekle, kişinin kel olduğunu söylemek arasında nasıl bir fark varsa yeni 301’le eski 301 arasında da o kadar fark var.
Günlerdir tartıştığımız TCK 301 yeni şekliyle komisyondan geçti. Sırada Genel Kurul görüşmeleri var. Peki, komisyonlarda neler tartışıldı? AB Uyum komisyonu ile Adalet komisyonu tam anlamıyla “Türklüğü ispat meydan muharebesine” sahne oldu.
CHP ve MHP, AKP’yi Türklüğe hakareti meşru sayacak bir değişikliğe gitmekle suçladı. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, savunmayı yaptı: “Ben Türküm arkadaşlar. Benim Türklüğüme kimse hakaret edemez. Biz Türklüğü ortadan kaldırmıyoruz. Biz sizden de Türküz.”
MHP Kırıkkale Milletvekili Osman Durmuş, “Biz Türk milleti miyiz, ümmet miyiz? Türklüğümüzden gocunmuyoruz, yarası olan gocunur” derken taşı AKP ve DTP’ye attı.
DTP, zaten bu konuda her üç parti gözünde de sakıncalı. Gerçi onlar da her ne kadar maddenin tamamen kaldırılmasını isteseler bile meydan muharebesinden geri durmadılar. Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ve Batman Milletvekili Bengi Yıldız eşlerinin Türk olduğunu açıkladı. CHP İstanbul Milletvekili Onur Öymen de tahrik eder gibi hemen çıkıştı: “Siz nesiniz? Türk değil misiniz?”
MHP’li Oktay Vural konuya başka bir zaviyeden yaklaştı: “Bir çok kurumun görüşü alındı mı?” Deniz Baykal da aynı bölgeden seslenmişti: “Değişiklik, devlet kurumları arasında mütalâa edilmedi.”
AKP Ankara Milletvekili Burhan Kayatürk, Alman Filozof Nietzsche’nin, “Babada yalan, oğulda ‘kanı,’ torunda ‘mutlak doğru’ olur” sözünü hatırlatınca AB Uyum Komisyonuna katılan Osman Durmuş, “Bu hakarete uyum sağlayamadığını” söyleyerek komisyonu terk etti. Oktay Vural, “Babadan kalan yalan nedir? Türklük mü?” diye sordu.
Görüşmeler bu gerginlikte sürerken MHP ve CHP’li milletvekillerinin AKP’lilerle uzlaştığı, soruşturma izninin Adalet Bakanına verilmesi teklifini götürdükleri fısıldandı. Muhalefet bunu yalanlar gibi yaptı. Sonra teklifi veren AKP oldu. 12.5 saat süren görüşmeler sonunda değişiklik gerçekleşti. ‘Koğuşturma,’ ‘soruşturma’ya dönüştü. İzin Cumhurbaşkanından Adalet Bakanına geçti. “Türklük” yerine “Türk milleti”, “Türkiye Cumhuriyeti” yerine “Türkiye Cumhuriyeti Devleti” eklendi.
Değişiklik “dostlar alış verişte görsün” kabilinden öteye gidemedi. Bunu da en iyi AKP Şanlıurfa Milletvekili Yahya Akman -bilerek veya bilmeyerek- anlattı: “Vatandaşın biri Mimar Sinan’ın yaptığı minarenin eğri olduğunu söyler. Mimar Sinan da minareye doladığı ipleri çektirerek, vatandaşın ‘minare düzeldi’ demesini sağlar. Bunu vatandaşı ikna etmek için yapar. Şimdi bizim burada yaptığımız da Mimar Sinan misali minareyi düzeltmek. Vatandaşları minarenin düz olduğuna ikna etmek.”
İkna edilmesi gereken kim? Savcı vatandaşlar mı, Barroso gibi AB vatandaşları mı yoksa vatandaş Memo ile Hasso mu?
21.04.2008
E-Posta:
[email protected]
|