Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 20 Nisan 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Mehmet KARA

"Savaşçı" ödülü



Düşünce ve ifade özgürlüğü ödülleri duymuştuk da, “düşünce ifade özgürlüğü savaşçısı(!)” ödülünü de yeni duyduk.

Bern ve Zürih Atatürkçü Düşünce derneklerinin (ADD) düzenlediği ve Almanya’da yapılan “Düşünce ve İfade Özgürlüğü“ konulu panelde, halen tutuklu bulunan İP Genel Başkanı Doğu Perinçek ile aynı dâvâdan tutuklanıp, şu an tutuksuz yargılanan Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ile Cumhuriyet gazetesi imtiyaz sahibi İlhan Selçuk’a, gıyaplarında birer “Düşünce ve İfade Özgürlüğü Savaşçısı” plâketi verilmiş!

“Savaşçı” ödülü verilen üç ismin de Ergenekon soruşturması çerçevesinde gözaltına alınması tevafuk mu acaba? Yasakları savunanlara ifade özgürlüğü ödülü verildiğini de görmüş olduk. Hem de en “savaşçısı”ndan…

* * *

ŞIŞŞT AMAN KİMSE DUYMASIN

Gazetelerde dikkatinizi çekmiştir. Bir zanlı yakalandığında isminin başharfleri yazılır. Ya da resimlerinde gözlerinin üzerine bant çekilir. Bunun sebebi de yakalanan zanlının suçsuzluğunun ortaya çıkma ihtimalidir. Suçu sabit olana kadar böyle yazılması tercih edilir.

Geçtiğimiz günlerde bir haber dikkatimizi çekti. Teşbihte hata olmasın. MİT’te en kritik görevlerinden olan Ankara Bölge Başkanlığına Teftiş Kurulu Başkanı A.G. (Başka bir gazetede Aydın G. yazıyor) atanmış. MİT müsteşarlığına giden yolda üç kritik noktadan biri görülen başkanlık bir süreden beri boşmuş. Başbakanlığın Mart ayı sonundaki “gizli kararname”si ile bu göreve getirilmiş. Haberde Aydın G.’nin bundan önce yaptığı görevler de tek tek yazılmış… Soyadının açık bir şekilde yazılmaması dikkatimizi çekti. Eğer Aydın G. Bey MİT’in başına geçerse soyadını da öğrenmiş olacağız.

Konu istihbarat teşkilâtı olunca, şışşt aman kimse bilmesin, duymasın…

* * *

301 KLİBİ!

Geç de olsa gündeme gelen TCK’nin 301. maddesi TBMM’de AB uyum Komisyonu ve Adalet Komisyonunda görüşüldü. Değişiklik önümüzdeki hafta Meclis Genel Kurulunda görüşülecek.

Ancak kanunun kabul edilmemesi, yani düşünce özgürlüğünün önündeki engelin kalkmaması için MHP canhıraş bir şekilde çalışıyor. Bu amaçla el ilânları, reklâm filmleri ve internet sitesiyle “suikast” dediği kanunun çıkmaması için milyarları harcıyor.

İki adet reklâm filmi hazırlayan MHP, bu filmlerden “Kim rahatsız?” diye soruyor, cevabını klipte veriyor. Filmlerden birinde Çanakkale Savaşına atıfta bulunularak, şehit mezarları gösteriliyor. 301. maddenin mevcut haliyle kalması Bahçeli’nin bir konuşmasından alınan bölümle anlatılıyor.

Demokrasi ve düşünce özgürlüğü var. Bunlar yapabilir, ama özgürlükçü düşünenler de bu kanunun çıkmasını bekliyor.

* * *

ULUSALCILIKLA MİLLİYETÇİLİK

ARASINDA FARK VAR MI?

Üsteki iki yazıyı yazınca ulusalcılıkla, milliyetçilik arasındaki farkı merak ettik. Bazı konularda ortak düşünebilen bu iki fikirlerle ilgili geçtiğimiz günlerde Ömer Şahin’in Kanal a televizyonunda hazırladığı programda eski bakanlardan Hasan Celal Güzel bir târif getirdi.

“Milliyetçi ya dindardır ya da en azından dine saygılıdır. Ulusalcı dini irtica olarak görür. Milliyetçi, halk çocuğudur. Ulusalcı halka tepeden bakar. Milliyetçi, demokrattır. Ulusalcı ise diktacıdır. Milliyetçi, Atatürkçü’dür. Ulusalcı ise Kemalist’tir. Milliyetçi “solcu” olamaz, ama ulusalcı sola açıktır.”

Bu târiflere katılan da olur katılmayan da olur, bizden aktarması… Biz sadece bu iki fikrin bir takım konularda ortak düşündüğünü söyleyebiliriz.

* * *

YASAKÇI!

CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ı tanımayan yoktur. Yasakçılığı ve sivri çıkışları ile ün salmıştır.

Arıtman Türkiye ziyaretinde “Türban kadınların özgür bireysel seçimi” diyen AB Komisyonu Başkanı Barroso’yu mektupla yazarak bu sözü eleştirmiş. Eleştirmek hakkıdır ancak “Halkının yüzde 99.9’u Müslüman olan Türkiye’de türban; kadınların özgürlüğü, bireysel seçimi filan değildir. Tam tersine kadına yönelik bir şiddettir, kadının insan haklarının ihlâlidir, bir dayatmadır, baskı unsurudur, kadını ikincilleştirmenin yoludur” sözünü hangi veriye veya ankete dayanarak söylediğini merak ettik. Aslında bunun böyle olmadığını kendisi de pekâlâ biliyordur.

20.04.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (19.04.2008) - Vebali taşımak mı, çözüm mü?

  (18.04.2008) - Alel acele 301

  (13.04.2008) - Anketteki “sır”

  (12.04.2008) - Peygamber sevgisi

  (11.04.2008) - “Düşünce özgür olmasın”a yatırım

  (06.04.2008) - Gündem dışı

  (05.04.2008) - Demokratça düşünebilmek

  (04.04.2008) - Belirsiz ve sıkıntılı süreç

  (30.03.2008) - Ankara’nın gündemi ile halkın gündemi uyuşmuyor

  (29.03.2008) - İşgal, Irak’a demokrasi değil, gözyaşı getirdi!

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri