Yıllardır tartıştığımız, yazar, çizer, gazeteci, radyocu, televizyoncu, akademisyen, şarkıcı, tiyatrocu, sendikacı, politikacı demeden; sağ, sol, orta, Sünnî, Alevî, Türk, Kürt, Ermeni ayırımı yapmadan “hoşa gitmeyen” şeyleri söylemeye ve yazmaya cüret eden herkesi tehdit eden, mahkemelerde süründüren, zaman zaman hapse tıkan, eski 159., şimdi 301. maddenin düzeltilmesi yeniden gündeme geldi.
Düşünce Suçuna Karşı Girişim Grubu tarafından TCK 301. maddesine ilişkin olarak hazırlanan kapsamlı çalışmanın bir kısmını Hukuk sayfasında okuma fırsatını bulabileceksiniz.
TCK 301’in varlık sebebinin, devlete yönelik eleştirileri, özellikle de cinayetlerin, yolsuzlukların, kanunsuzlukların ortaya çıkarılmasını engellemekten başka bir şey olmadığı, maddenin bu dek uygulanma biçimi açıkça ortaya çıkarmıştır.
Yeni TCK hazırlıkları sırasında kanunda 301. maddenin yer almasına, fikir ve fikir açıklama özgürlüğünün sınırlandırılmasına yol açacağı gerekçesiyle pek çok kesimden tepkiler geldi. AKP siyasî sorumluluğunu üstlenmeye cesaret göstermediği için, 301. madde yeni ceza kanununda kendine yer bulabildi. Eleştirilerin artması üzerine dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek değişiklik için maddenin nasıl uygulandığını görmek gerektiğini açıkladı.
Uygulamanın düşünen beyinleri linç etme ve hedef gösterme fonksiyonu icra etmesi karşısında, AKP çevreleri değişiklik konusunu yeniden gündeme taşıdılar. TCK 301 bu arada gazeteci Hrant Dink’in alçakça katline sebep olmuştu. AKP’nin ikircikli tavrı bir insanın hayatına bedel olmuştu.
Türkiye’de ki yargı çevrelerine hakim olan, bireyi ve özgürlükleri değil, devleti korumayı önceleyen anlayış devam ettiği sürece, TCK 301. maddede yapılması planlanan değişiklik uygulamada hiçbir şeyi değiştirmeyecektir.
AKP, özgürlükler alanında atacağı adımların, siyasî alanda kendisine oy kaybettireceği kaygısını bir kenara bırakmalıdır. Toplumun geniş kesimleri ulusalcı çevrelerin dillendirdikleri düşüncelere itibar etmeyecektir. Daha özgür bir Türkiye, tarafsız ve hukuka bağlı bir yargı geniş halk kitlelerinin de özlemidir.
AKP özgürlüklerin genişletilmesi alanında ortaya koyduğu çekingen tavrın hem kendisine, hem de ülkemize büyük bedeller ödetmekte olduğunu görmeli ve hiç değilse gelinen bu safhada beklentileri boşa çıkarmamalıdır.
17.04.2008
E-Posta:
|