Mart ayı, bazı kimselerin "dert ayı" olur. Paylaşımın adresi işte burada meydana çıkıyor.
Çok kıymetli bir hazineyi, sevdikleri insanlar ile paylaşmak, insan olmanın ana meselesidir.
Bediüzzaman Haftası sona erdi.
Onun gönüldaşları bazı şeyleri paylaşmak istediler. Bu, ülkenin maddî ve mânevî ihtiyaçları bakımından oldukça önemlidir.
Paneller, konferanslar, açık oturumlar...
“Sesim yetişse bütün küre-i arza bağırım” diyen Said Nursî, bir mesajın ve bir paylaşımın heyecanını yansıtıyordu.
“Mevtim hayatımdan ziyade dine hizmet edecek” derken de bunu nazara veriyordu.
Kıskanmak yok, yanlış anlama yok, reddetmek yok. Önce dinleyin, sonra okuyun, daha sonra karar verin.
Onun sevenler, niçin bu kadar külfet ve heyecan içindeler acaba?
Bu bir paylaşımın korosu gibidir. Çünkü o sadedir, çünkü Kur’ân’dan alınmıştır, Peygamber (asm) müjdecisidir de ondan.
Saygı duyulur. Ne için?
Sevmeyebilirsiniz, hayat yolunuz farklı olabilir. Ama, zifiri karanlıkta ve çölde kalmış bir insana bir otomobil ile ulaşmak, ışık ile yol göstermek niçin bizi rahatsız etsinki?
Bu kudsî dâvânın, zamanın ve sorunların yegâne çare ve ilâcı olarak bilinmesi oldukça önemlidir.
Eskiden bu mesajlar karakollarda, mahkemelerde ve hapishanelerde verilirdi. Başkaca bir iletişim aracı yoktu.
Her kesimin ondan alacağı güzel ölçüler vardır.
On üç bin sayfalık bir külliyât, yüz otuz bölümden oluşan Risâle-i Nurlar, bu ülkenin, âlem-i İslâm’ın, insanlık âleminin beklediği ve özlediği ölçüler manzumesidir.
Eğer ona gönül verenler, cimrilik yapıp, bu hakikatleri ilân etmeselerdi, bir çok insan bundan mahrum kalacaktı.
Ve paylaştılar...
12.04.2008
E-Posta:
[email protected]
|