Yıllardır bu kıt'a ile ilgimiz var.
Birimiz doğuda, birimiz batıda, birimiz güneyde, birimiz kuzeyde, birimiz dünyada, birimiz ahirette olsak da, yine birlikteliğimize bir mani yoktur.
Ehl-i imanın beraberliği yaratılmadan önce başlar.
Onun için her ne kadar Avustralya, kilometrelerce uzakta, kıt'alar ötesinde olsa da, gönül bağımız devam eder.
Geçtiğimiz aylarda vefat eden, değerli insan Hüseyin Allahverdi Ağabey vasıtası ile yıllardır selâmlarımızı bu güzel kıt'anın nurânî insanlarına gönderiyor, onların da selâmlarını alıyoruz. Merhum Hüseyin Allahverdi Ağabeyimizin oğulları, kızları, torunlarının hemen hemen tamamı bu beldedeler.
Nezih insan Refik Koyu Ağabeyim ve ailesi, heyecan içindeki cevvaliyetiyle Mustafa Gök Ağabeyim, yine Halil Terzi kardeşim, Mustafa Okur ve daha ismini burada zikredemediğim yüzlerce nur talebesi... Yıllarca bu kıt'ada, bu çağın Kur’ân hakikatlerini yılmadan ve usanmadan gönüllere taşıyan bahtiyar insanlar...
Ben Nurları Tire’de tanıdım. Bu bakımdan İzmir’in bu şirin ilçesini, elimden geldiği kadar her yıl ziyaret etmeyi bir ahde vefa olarak görüyorum. Oradaki insanlar, benim dünyamın aydınlanmasına vesile olan insanlardır.
İşte Refik Koyu Ağabeyim de bu güzel Tire ilçesindedir. Bu cihetle de kendilerini çok sever ve hürmet ederim. Onunla yaklaşık on yıl önce Yeni Asya tesislerinde kucaklaşmıştık.
Mustafa Gök Ağabeyimizle ise birçok beraberliğimiz oldu.
Selâmlarını en son Halil Terzi kardeşimin babası vesilesi ile aldım ve bu yazıyı bir vicdan ve hasret ifadesi olarak karaladım.
O güzel insanların yaşadığı hizmet mekânlarından, son olarak Kâzım Bey kardeşimin hatıra ve izlenimleriyle haberdâr olduk.
Sizleri sûreten de görmeyi çok arzu ediyoruz. Ama çok uzaklardasınız. Fakat bedenen uzakta olmanız, beraberliğe mani değil. Binler selâm ve muhabbetler hepinize...
15.02.2008
E-Posta:
[email protected]
|