Her ülkenin bir bayrağı, her kıt'anın bir alâmeti, her kuruluşun bir sembolü vardır.
Hatta her insanın ayrı bir simaya sahip olduğunu, parmak izinin imzadan daha geçerli olduğunu biliyoruz.
Siyah, beyaz, sarı, kırmızı benizli insanlar da, bir mânâda tanınmak ve bilinmek için ayrı ayrı özellikte yaratılmıştır.
Bu ayrıntılar, insanın hiçbir eksikliğini göstermiyor. Bunlar semboldür.
İstenmeyen, dışlanan, sevilmeyen şey ise şiddet, nefret, terördür.
Bu farklılıkları ve ayrıntıları kabullenmeyen insanlar, başkalarının hakkına, hukukuna ve görüşlerine saygı göstermezler. Tarih boyunca bunun örneklerini yaşadık. Milyonlarca insan, boş yere bu nedenle katledilmiştir.
İletişimin başdöndürücü hızla geliştiği, yaygınlaştığı, uygulandığı bir zamanda konuşmak ve tartışmak varken birbirini yok etme yoluna gitmenin tam anlamı vahşettir, barbarlıktır.
Her iki cihan savaşı, milyonlarca insanın ölmesine sebep olmuştur. Ne oldu? Ne halledildi? Ne kazanıldı? Neler kaybedildi?
Ülkemizi otuz yıla yakındır meşgul eden PKK terörü tek kelime ile vahşettir. Bir ortaçağ nefretidir, çok acıdır. Çok hicran vericidir. Her kim, kimliğini ve sembollerini kabul ettirmek için şiddete başvurursa, muhatabından sevgi ve anlayış yerine nefret görür.
Kişi kendisini sevdirmelidir.
Bunun yolu, önce muhataplarını anlama ve sevme; sembollerine hakaret etmemektir. Zira burası dünya, herkesin efkârına bol bol yeter.
17.01.2008
E-Posta:
[email protected]
|