Kaylûle (öğle uykusu) - 1
Rabbi tarafından terbiye edilen, edebin, güzel ahlâkın bütün çeşitlerini kendisinde bulunduran bir Peygamberin (asm) ümmetiyiz ve onun getirdiği dine mensubuz.
Bir Müslümanın maddî ve mânevî ihtiyaç duyacağı her şey, onun (asm) hayatında ve getirdiği dinde mevcut. Onun (asm) her sözü, her hareketi, getirdiği dinin her hükmü hikmetlerle dolu.
Hazret-i Peygamber'in (asm) hareketlerine, sözlerine, emirlerine kısaca yaşantısına dâir bütün hâl ve tavırlarına, hareket düsturlarına sünnet-i seniyye denilmektedir.
Dinin temel hüküm kaynaklarından birisi olan sünnet-i seniyyenin kısımları, mertebeleri vardır. Bir kısmı vaciptir, terk edilmez. Dinin muhkemâtı, yani sağlam ve kuvvetli hükümleridir. Bunların hiç bir şekilde değiştirilmemesi gerekir.
Diğer kısmı ise nafile nevinden sünnetlerdir. Bu da iki kısma ayrılmaktadır. Bir kısmı ibadetle ilgili sünnetlerdir ki bunları değiştirmek, bozmak bid'attır. İkinci kısmı ise "âdâb" olarak adlandırılır ki, Peygamberimize (asm) ait çeşitli davranış ve ahlâk kaidelerini içerir. Bunlara muhalefet etmek bid'at sayılmaz; fakat bunlara uymamak Peygamberimizin (asm) âdâbına muhalefet anlamına gelir ve kişiyi hakiki edepten mahrum bırakır.
Peygamberimizin (asm) konuşma, yeme, içme, yatma gibi hususlarda ve muâşerette (diğer insanlarla olan münasebetlerinde) takip ettiği hareket tarzı sünnet-i seniyyenin âdâb kısmını oluşturur. Bu kısımdaki hükümlere uyan, Peygamberimizin (asm) ahlâkını kendisine örnek almış olur. Sünnet-i seniyyenin âdâb kısmındaki hükümlere uymak, Peygamberimizi hatıra getirir ve kişinin o âdâbtan feyiz ve nur almasını sağlar. Ayrıca Peygamberimizin (asm) âdâbına uyan kişi, âdetlerini ve günlük basit işlerini ibadete çevirmiş olur. (11. Lem'a'nın 6. Nüktesi)
UYKU VE ÇEŞİTLERİ
Sünnet-i seniyyenin âdâb kısmında yer alan konulardan birisi de uykudur. Peygamberimiz (asm) her konuda olduğu gibi uyku konusunda da bizlere mükemmel bir örnektir. Bir Müslümanın nasıl ve ne zaman uyuması gerektiğini, kendi hayatında uygulamalı olarak göstermiştir. İslâmî kitaplarda uyumadan önce ne gibi hazırlıklar yapılması gerektiği sünnet-i seniyyeye göre detaylı bir şekilde anlatılmıştır. Bizim asıl üzerinde durmak istediğimiz ise, uykunun vakitleridir. Yani gece uykusunun dışında hangi vakitlerde uyumak sünnet-i seniyyeye uygundur, hangi vakitlerde uygun değildir?
Bediüzzaman Hazretleri, bir talebesinin sorusu üzerine, 28. Lem'a'nın 9. Nüktesi'nde uykunun üç çeşit olduğunu belirtir ve sünnet-i seniyyeye uygun olan ve olmayan uyku çeşitlerini meâlen şu şekilde izah eder:
Birincisi: Gaylûledir. Kerâhet vaktinde, yani güneş doğmaya başladıktan sonra başlayan ve yaklaşık 1 saat süren zaman diliminde uyunan uykudur.
Kerâhet vakti, serinlik vaktidir. İnsanın uykudan uyandığı, bedenen ve zihnen en dinç olduğu vakittir. Günlük çalışmalara başlamadan önce gerekli hazırlıkların yapılması için en uygun vakit, bu vakittir. Bu vakit geçtikten sonra insana bir rehavet hâli gelir ki, kerahet vaktinde yapılmayan hazırlıkları yapmak o halde insana zor gelir. Onun için günlük çalışmaların ön hazırlıklarını bu vakitte yapmak, o günkü çalışmanın verimini olumlu yönde etkileyecektir. Bu vakitte uyumak, bu hazırlıkların yapılmasını engelleyeceği için o günkü verimi düşürecek, yani bereketsizliğe sebep olacaktır. Kerâhet vaktinde uyumanın, rızkın noksaniyetine ve bereketsizliğe sebep olacağı hadislerde de belirtilmektedir. Bu hikmetten dolayı kerahet vaktinde uyumak sünnete aykırıdır.
İkincisi: Feylûledir. İkindi namazı vakti başladıktan sonra akşam namazı vakti girinceye kadar olan süre içinde uyunan uykudur. Bu uyku, dinlendirmesi ve rahatlatması bir yana kişiye bir sersemlik verir ki, kişi o günü uykulu bir vaziyette geçirmiş gibi olur. Bu uykulu ve sersemlemiş hâl sebebiyle o günkü gün, o kimse için kısalmış gibi olur. İnsanın günlük maddî ve mânevî çalışmalarının neticesi çoğunlukla ikindi vaktinden sonra ortaya çıkmaya başlar. İkindi ile akşam vakitleri arasında uyuyan kişi bu neticeleri göremeyeceği için, o günü sanki yaşamamış gibi olur. Bu uyku da sünnete aykırıdır.
Üçüncüsü: Kaylûledir. Bu uyku, sünnet-i seniyyeye uygun olan gündüz uykusudur. Duha vaktinden öğleden biraz sonraya kadardır. (Duha, yani kuşluk vakti, güneş doğduktan 50 dakika sonra başlayıp, öğleye 20 dakika kalana kadar olan vakittir.) Bu uykunun pek çok faydası vardır; gece ibadet için kalkmaya yardımcı olur, ömrü uzatır ve rızkın artmasına/bereketlenmesine sebep olur. Yarım saatlik kaylule, iki saatlik gece uykusuna denk gelir. Yarım saat kaylule uyuyan bir kimse bir buçuk saat daha az gece uykusu uyur ki, bu bir buçuk saati ölümün kardeşi olan uykunun elinden kurtarmış ve günlük çalışma zamanına eklemiş olur.
Bu uyku, sıcak bir memleket olan Arap Yarımadasında yaşayan insanların bir âdeti haline gelmiştir. Arap Yarımadasında yaşayanlar sıcaklığın en şiddetli olduğu öğle vaktinde ara verirler ve bir müddet öğle uykusu uyurlardı. Peygamberimiz (asm) de son derece faydalı olan bu kavmî âdeti devam ettirmiştir. Öğle ile ikindi arasında bir saat civarında uyumuş ve bu uykuyu ümmetine de tavsiye etmiştir.
Öğle uykusunun başta sağlık olmak üzere pek çok açıdan önemli faydaları olduğu günümüzde artık kabul edilmektedir. Dünyanın birçok ülkesinde, araştırma merkezleri ve hastahanelerde, uzmanlar tarafından yapılan araştırmalarda, kaylulenin (öğle uykusu) faydalı olduğu ortaya çıkmıştır.
BAZI ARAŞTIRMALAR
E-mailime gelen bir haber bülteninde yer alan, Batılıların "siesta" ya da "nap" dedikleri, Müslümanların ise "kaylule" olarak adlandırdıkları öğle uykusu ile ilgili çeşitli ülkelerde yapılan araştırmaları ve bu araştırmalar sonucunda elde edilen verileri/bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum.
Amerika
İlk bilgiler Amerika'dan. Yapılan araştırmalar neticesinde Amerikalıların çoğunun yeterli gece uykusu alamadıkları tesbit edilmiş. Doktorlar gece yeterince uyuyamayan bu Amerikalıların gün ortasında kısa süreli dinlenmeye ihtiyaçları bulunduğunu belirterek-özellikle çalışanlara-öğleden sonraki faaliyetlere başlamadan önce hafifçe kestirmelerini tavsiye ediyorlar.
Yunanistan
Bu yılın başlarında komşumuz Yunanistan'da sonuçları açıklanan bir araştırmaya göre ise, gün içinde kısa bir süre uyuyan/kestiren kişilerin kalp krizine yakalanma ihtimallerinin daha da azaldığı tespit edilmiş. Yaklaşık altı yıl süren bu araştırmada 23 binden fazla yetişkin Yunanlı takip edilmiş. Haftada 3 kez en az yarımşar saatlik uyku molası veren yetişkinlerin uyku molası vermeyenlere göre % 37 daha düşük kalp krizi geçirme riskine sahip oldukları belirlenmiş. Araştırmayı organize edenlerin elde ettikleri en güçlü bilimsel sonuç ise, çalışan erkeklerle ilgilidir. Bu sonuca göre, gün içinde öğle vakti yapılacak kısa süreli şekerleme, yoğun iş temposunun sebep olduğu tansiyonu/baskıyı/stresi azaltarak kişinin sağlığının düzelmesine/iyileşmesine katkıda bulunmaktadır.
Avrupa ve Latin Amerika
Avrupa ve Latin Amerika'da bulunan bazı işyerleri ise, gün içinde kısa süreli şekerleme yapma fikrini yıllardır desteklemektedir. Bu işyerleri, çalışanlarına işyerinden ayrılıp eve gitmelerini ve kısa bir süre şekerleme yaptıktan/dinlendikten sonra dönmelerini ısrarla tavsiye etmektedir.
Yine ABD'de bazı şirketler, çalışanlarının gün içinde ofislerinde kısa süreli dinlenmelerine izin vermektedir. Bu şirketlerin yöneticileri, çalışanların dinlenmelerine izin verdikleri takdirde hataların ve iş kazalarının azalacağına, bunun yanında iş veriminin artacağına inanmaktadırlar.
(Devamı yarın)
|