Yaşadığımız her olay imtihan vesilesi
Her an kayıtta olduğumuzu düşünsek, yapacaklarımızın çoğunu yapmayız. Yapmamamız gerekenlerden bazılarını yapmamızın sebebi, gaflet anlarıdır. Allah'ın bizi izliyor olduğunun farkında olmak hali, gafletten sıyrılma halidir. Ya da her bir davranışımızda Allah'ın o davranışımıza ne diyeceği yaklaşımı bizi sürekli tetikte tutar.
Böyle bir hayat hali, her bir davranışımızı yerleşik bir şuur içerisinde geçirmeyi netice verecektir. Ve karşılaşılan her bir olayı bizim için özel gönderilmiş bir olay olarak değerlendirilebilecektir.
Her bir davranışın bizim için, imtihan vesilesi olduğunun farkında olmak gerekiyor. Ve yine her bir davranışın bir imtihan dönemeci olduğunu unutmamak gerekiyor. Hayatın 'an'larına böyle bir yaklaşım içerisinde olmak, her bir davranış için tetikte beklemek anlamına geliyor.
Olaylarla karşılaşmadan önce, kendimizi uyarmak, nefsimizi o olayı doğru yaşamaya hazır hale getirmek önemlidir. Çünkü belki de yaşayacağımız o olay, ebedî saadetimizi beraberinde getirebilecek bir olay olacaktır. Dikkatli ve duyarlı olmadığımız takdirde, ebedî şekavete sebep olacak bir olay olabilecektir.
"Dikkat, imtihandasınız! Dikkat, size özel bir olay geliyor! Dikkat, yeni bir imtihan sorusu geliyor!" gibi uyarıcılar bizi uyanık tutacaktır. Kendimizi bu şekildeki telkinlere tabi tutmak uyanıklık hali içerisinde olmamızı netice verecektir.
Uyarıyı önce damarımıza dokundurmadıkça, istifademiz olmaz. Kendimizi harekete geçirme, öncelikli atılması gereken adımdır.
Dikkat özel şahsiyetler teşrif ediyor!
Bizi kendi halimize bırakmayan Rabbimiz vesilesiyle, zaman zaman dünyamıza özel şahsiyetler teşrif eder. Bu teşrifler bizim ihtiyaç duyduğumuz içindir. İnsanlar zaman zaman özel ikaz ediciler tarafından Hakka, hakikate ve doğruya davet edilirler. Bu insanın alıcılarının açık olmasına göre değişir. Bazen rüya âlemleri bu amaca hizmet eder. Bazen vicdanımız, bazen çevremizdeki dostlarımız, bazen tefekkür ettiğimiz bir varlık bizi hakikatin yoluna çeker. Yeter ki kul ile Hâlık arasındaki yüksek irtibat sürsün ve insan duâ halini, acz halini devam ettirebilsin. Çünkü insanın ihtiyaçlardan uzaklaşma hali, azgınlaşma hali ve insanlıktan çıkma halidir.
Vefatlarından sonra da tasarrufları süren zatlar, dünyanın olup biten hadiselerine ilgisiz ve alâkasız değillerdir. Hatta insanların yaşadıkları hadiselerde zaman zaman onların izleri (Allah'ın izni ve müsaadesiyle) vardır. Bu tür hatıraları zaman zaman çevremizdeki insanlardan dinleriz. Ama tabi biz olup biten hadiselerin arka planını bilmediğimiz için neyin, neden kaynaklandığını idrak edemeyiz. Ama kalp gözü açık olanlar, karşılaşmış olduğu özel hadiseler ve özel durumlar karşısında, yine Birileri tarafından düşünülüyor olduğunu hissederler ve için için derin haz duyarlar. Hatta böyle yaşanan vakıalara, 'Hızır (gibi) yetişti' tabirini kullanırlar. Yine Kürtçedeki bir duâ buna işaret eder; 'Hoce Hızır havvale tebi', yani 'Hızır (as) yoldaşın olsun!' şeklindedir. Aslında bu dua da, yalnız olmadığımızı, bizi izleyen birilerinin mutlaka var olduğunu bize hatırlatır.
Kendimizi pek de iyi hissetmediğimiz, olumsuzluğun, kötümserliğin, karamsarlığın üzerimizde hüküm süreceği bir vasatta bir de bakmışsınız, o harap kalbi, o kötümser bedeni ve o olumsuzlaşmış ruhu, rüyalarımızda Hazret-i Peygamber ziyaret etmiş. Onun teşrifiyle adeta kapkaranlık dünyamız muhteşem bir aydınlığa dönüşmüştür. O gecenin sabahı, yeni bir sayfa açılmıştır hayatımıza. Kendimizce bir şeyleri terk, kendimizce bir şeyleri celp kararları alınmıştır. Ve artık neredeyse sönmüş olan ocakta yeni bir kıvılcım kendini göstermiştir.
Bu muhteşem hatıra günlerce gözlerden yaş akıtmıştır. Sonrasında eşle, çocuklarla ve dostlarla bu özel an konuşulmuş ve 'özel' birisi olduğumuz bizi daha bir davranış hassasiyetine dâvet etmiştir. Ve muhtemeldir ki, bu yeni sayfa, yeni yeni heyecanların yaşanmasına ve yeni başlangıçların oluşmasına zemin teşkil edecektir.
Dikkat size özel davranışlar geliyor!
Herkesin dünyasında özel olarak yaşanmış davranışları vardır. Hatta bu davranışlardan bir kısmı öyle bir özellik içerir ki, kerâmetvâri nitelik taşır.
Şu an kime sorsanız, 'Çok özel olarak karşılaştığınız bir davranış oldu mu?' diye hemen herkesin anlatabileceği bir takım hatıraları vardır. Bu şunu gösteriyor; her insan özeldir ve özel muameleler yaşar.
Bu tür hatıralarda kendimizin 'özel' olduğunu daha bir yakından hissederiz; "Yaratıcımız bizimle bizzat ilgileniyor. Bizi gözetiyor. İhtiyaçlarımıza cevap veriyor. Neye ihtiyacımızın olduğunu da en iyi O biliyor. Yani en ince hatırat-ı kalbimizi biliyor ve cevap veriyor" deriz.
Kabul etmemiz gerekir ki, bizim muhatap olduğumuz hiçbir davranış öylesine, kendiliğinden değildir. Kendimizle ilgili olan veya bize gösterilen davranışlar içinde bir takım hikmetler taşımaktadır.
Onun için karşılaştığımız davranışlara özel birer anlam yüklemek görevimiz olmalıdır. Mademki hiçbir şey anlamsız değildir. Öyleyse karşılaştığımız davranışların içerisinde pek çok 'özel durumlar' gizli olabilir. O zaman her bir hadiseyi, özel bir hediye paketi olarak düşünmek çok mantıklıdır.
İmtihan vesilemiz, ebedî
saadetimize vesile olabilir!
Gerçekten çok zorlandığımız, bize çok ağır gelen davranışlar içinde bir takım güzellikler taşıyordur. Onun için diyebiliriz ki, hiçbir musibet, içinde çiçekler taşımaksızın gelmez. Dolayısıyla karşılaşılan imtihan hallerini, saadet vesileleri olarak değerlendirmek gerekir.
Bu vesileyle, bedenimiz, sıkıntılarımız, annemiz, babamız, kız kardeşimiz, ağabeyimiz, çocuklarımız, kaynanamız, kayınpederimiz, komşumuz komşumuzun çocukları, öğrencilerimiz imtihan vesilemiz olabilir. Bir şeylerle karşılaşıyorsak bu karşılaştığımız şeyler, bize özel imtihan sorularıdır.
Yola düşmüş bir taşı kaldırmak, yaralanmış bir kuşa gerekeni yapmak, yardıma muhtaç bir yaşlıya yardım etmek, arabayla seyir halindeyken yolda birden yürüyemez hale gelmiş bir kadını hastaneye götürmek. gibi, gün içinde karşılaştığımız yüzlerce hadiseleri birer fırsat hali olarak görmeli insan.
Allah'ın rızasını gözeterek yapacağımız bir küçük davranış bize, O'nun rızasını kazanmayı netice verebilecektir. Zaten O'nun rızası kazanılmışsa, daha başka bir şeyi tahsile lüzum yoktur.
Sınav kazanmak heyecanı içerisinde soru çözen öğrenci gibi karşılamalı hadiseleri. Her sorunun puanı farklı.
Karşılaştığınız her hadisede başarılı olabilmek için birbirimize duâlar etmeliyiz: 'Hoce Hızır havvale tebi' yani 'her hadisede, Hızır (as.) yoldaşınız olsun.'
12.01.2008
E-Posta:
[email protected]
|