Medyada dinî muhtevalı yayınlarda hataları önlemek için bu konuda uzman gazetecilerin veya danışmanların çalıştırılması öteden beri ihtiyaç duyulan bir alan. En son Devlet Bakanı Said Yazıcıoğlu da buna dikkat çekmiş gazete ve televizyonların ekonomi ve diplomasi alanında uzman muhabirler çalıştırdığı gibi dinî kavramları bilen muhabirlerin de çalışması gerektiğini vurgulamıştı.
Bu alandaki cehalet o kadar sırıtıyor ki "Güler misin, ağlar mısın?" durumu ortaya çıkıyor. Buna örnek isterseniz Cumhuriyet gazetesine göz atmanız yeterli olacaktır. Bu konuda bol malzeme veren gazete, Bursa Valiliği'ne yeni atanan Şehabettin Harput'un "irticacı" olduğunu ispatlamak için bir kez daha yanlışlığa imza attı.
Gazeteye göre Harput'un suç dosyası (!) kabarık: Kız Kur'ân kursu açılışında, kendisini dinleyenleri "Kur'ân etrafında kenetlenmeye" çağırmış. Kur'ân'dan âyetler okumuş. Hadislerden örnek vermiş.
Bunları yeterli bulmadıysanız buraya dikkat buyurun: Harput'un en büyük suçu "toplu namaz kılınarak hizmete sokulan cami"nin açılışını yapması olmuş. (Cumhuriyet, 3 Ocak 2008)
İşte, cehalete en derli "toplu" bir örnek...
Sigara yasası için teşekkürler
Sigara, içenler için büyük bir keyif aracı. Benim gibi içmeyenler ve kokusuna bile tahammül edemeyenler için ise kaçınılamayan bir işkence aracı. İçmeyenlere "pasif içici" deyip dumana ortak etme çabası da bu durumu değiştirmiyor.
Sadece kapalı alanlarda değil açık havada bile rahatsız eden sigaraya artık 'dur' demenin zamanı çoktan geçmişti bile. Allah'tan Başbakan Tayyip Erdoğan sigara içmiyor da tasarı kabul edildi. Eğer Erdoğan'ın sıkı takibi olmasaydı teklifin yasalaşması çok zor olurdu.
Her gün karşılaştığımız manzara yasayı zaruri hale getirmişti. Meselâ; otobüs, dolmuş durağında sigara içen şahsın üflediği, ya da kaldırımda birkaç metre önünüzden giden kişinin tüttürdüğü karbondioksitli dumanı -açık havada olmasına rağmen-solumak zorunda kalıyorsunuz.
Bazen çok komik durumlar da yaşanmıyor değil. Sigarasını yeni yakmış birinin aracın geldiğini görünce sanki bir daha nefes alamayacakmış gibi sigarasını defalarca içine çekmesine bir çok kez şahit olmuşuzdur. Hele biner binmez ciğerlerinde tuttuğu dumanı aracın içinde bırakması, ağzından çıkan her kelimede duman tütmesi gülünç durumlara da düşürüyor.
Sigaranın zararları üzerine söylenecek çok şey var. Sadece içmeyenlere saygı duymak anlamında bile sınırlamalar gerekiyordu. Tasarı son dakika harekâtıyla engellenmek istendi, ancak Sağlık Bakanı Akdağ ve Komisyon Başkanı Erdöl'ün karşı püskürtmesiyle yürürlüğe girme süresinin uzatılmasıyla kabul edildi.
Sigarasız bir hayat adına atılan büyük adım için "pasif içiciler" adına teşekkürler Sayın Başbakan. Teşekkürler Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ. Teşekkürler yasanın mimarı Sayın Cevdet Erdöl ve teşekkürler bu yasaya destek veren sayın milletvekilleri.
Anan-baban öldü dayanıyorsun,
sigaraya da dayan arkadaş!
Sigarayla başlamışken Meclis görüşmelerinde yaşanan diyalogları da hatırlatalım. AKP Burdur Milletvekili Bayram Özçelik, halk arasında sigaranın yararlarının (!) özlü sözlerle ifade edildiğini hatırlattı: "Sigara içenin evine hırsız girmez çünkü sabaha kadar öksürür. Sigara içen yaşlanmaz çünkü genç yaşta ölür. Sigara içen alçak gönüllüdür çünkü herkesten kolayca sigara ister. Sigara içen bonkördür çünkü sigara dumanını herkese ikram etmekten kaçınmaz."
MHP Karaman Milletvekili Hasan Çalış'ın sigara bıraktırma yöntemi de mantıklıydı: "Önce, akşam eve gidince paketleri atalım, bir yerden başlayalım. Anam öldü dayanıyorsam, babam öldü dayanıyorsam, sigaraya da dayanırım arkadaş deyip bırakalım."
AKP Rize Milletvekili Lütfi Çırakoğlu da sigaranın hainliğine dikkat çekti: "Sigara ile insanlar arasında çok ilginç ilişki bulunmaktadır. Bu hain, iki yüzlü arkadaşlığın yüz yıllar öncesine dayanan geçmişi vardır. Hain, çünkü arkadaşını arkadan hançerliyor. Hain ve iki yüzlü, çünkü herkesin gözü önünde işlediği cinayetlerin sorumluluğunu kabul etmiyor. Âdeta tek başına terörist gibi her yıl 100 binden fazla insanımızın canına kıyıyor."
Yasadan en fazla muzdarip olacak milletvekillerinin başında AKP Gaziantep Milletvekili Mahmut Durdu geliyor. Sigaraya, "Kötüdür demeyin zararlıdır deyin" isteğinde bulunan Durdu, derdini manilerle anlattı: "Al tabaka sar sigara/ Bak nasıldır bu tütün/ Kıymeti yok ister isen al bütün/ İnce sar nazik ola/ Olmaya dolma gibi/ Pek de yoğun sarma/ Yağmada bulma gibi."
Nereden nereye.
Geçmişte sigara içilmesinin yasalarla teşvik edildiğini, doktorların hastalarına ilaç gibi reçeteye yazdığını, yangın söndürmeye gidenlere ödül olarak verildiğini biliyor muydunuz?
Tütün içimi Amerika'da başlamış, oradan Avrupa'ya, Kâtip Çelebi'ye göre de 1601 tarihinde İngilizler vasıtasıyla İstanbul'a getirilmiş. Bu dönemde bazı göğüs hastalıklarına iyi geldiği söylentisiyle tütün içimi hızla yayılmış.
1934'te çıkan kanunda "Hastalara, revirde, hastanelerde yatan hastalara tabibin lüzum ettiği miktarda sigara verilmesi" emredilmiş.
1954'te de, çıkan Orman Kanunu'nda, yangın söndürmeye gidenlere bedava sigara verilmesi önerilmiş.
Şimdi ise sigara içme alanları olabildiğince daraltılıyor. Nereden nereye...
07.01.2008
E-Posta:
[email protected]
|