İstanbul İlim ve Kültür Vakfı tarafından gerçekleştirilen 8. Uluslararası Bediüzzaman Sempozyumuna THY’nin sponsor olmasını bazı köşe yazarları dillerine dolamıştı. Tamamen Said Nursî’ye yönelik yapılan yalan-yanlış iddialarla konuya dalan gazetecilerin cehaletleri bazı milletvekillerine ilham kaynağı olmuştu.
“Biz de Saidi Nursi’nin risalelerini okuduk” diyen CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek, Plan Bütçe Komisyonunda da konuyu gündeme getirmişti. Tuncay Özkan’ın sahibi olduğu Kanal Türk’ün Maliye tarafından incelenmesini eleştirerek konuşmaya başlayan Özyürek, sözü bir anda Said Nursî’ye getirince tartışma başlamıştı. CHP’li Özyürek ile AKP İzmir Milletvekili İbrahim Hasgür arasında geçen polemikte cehaleti açıkça görmek mümkün. İşte o tutanak metni:
Mustafa Özyürek –İstanbul İlim ve Kültür Vakfı bir sempozyum düzenliyor. Sempozyumun adı Saidi Nursi Sempozyumu ve bu sempozyuma Türk Hava Yolları buraya sponsor oluyor. Bunu THY yönetimi de kabul ediyor. Şimdi, Saidi Nursi kimdir? Tabii arkadaşlarımın çoğu bilirler. Dini konulardaki bilgisi falan tabii burada tartışma konusu değil ama Atatürk’e Deccal diyen birisi. Yani, diyor ki: “Atatürk’ü Deccal ve cumhuriyet kanunlarına uyan herkesi de Deccal’in mikrobu.” Yani bizler de Deccal’in mikrobu oluyoruz. Diyor ki: “Laik bir devlet düzeni şeriata aykırıdır. Türkiye kuruluşu itibarıyla dinden uzaklaştırılmış ve dine karşıdır. Laik cumhuriyetçi düzen dini müthiş sadmeye maruz bırakmıştır. Atatürk idaresi hadislerde gösterilmiş bulunan dehşetli ahir zamandır. Dinsizlik, kanunsuzluk, ifsat komitelerinin faaliyet yıllarıdır.” Bunların hepsi Saidi Nursi’nin risalelerinden alınmış sözlerdir.
İbrahim Hasgür – Kaynak var mı efendim?
Özyürek – Var.
Hasgür – Neresinde yazıyor? Hangi kaynak, hangi kitap bu?
Özyürek – Münazarat.
Hasgür – Münazarat’ta öyle bir ifade yok.
Özyürek – Var. Hepsini söyleyeyim, Mektubat.
Hasgür – Mektubat’ta da yoktur.
Özyürek – Bakın, teker teker size söyleyebilirim. Şimdi söyleyeceğime bakın…
Hasgür – Sayfa numarasını istiyoruz.
Özyürek – “Devrim kanunları muvakkattır ve Hristiyan kanunlarıdır.” (Tiryak, Sayfa: 65) “Kemalistler seviyesiz, anarşist kimselerdir.” (Münâzarât, Sayfa: 17)
Hasgür – Hepsi yalan efendim. Münazarat’ı getirtelim buraya.
Özyürek – Getirt. “Meclis, aynı zamanda hilafet görevini görmelidir.” (Mesnevi-i Nuriye sayfa 80-82)
Hasgür – Siz yasak falan sanıyorsunuz herhâlde.
Özyürek – Biz de Saidi Nursi’nin risalelerini okuduk, buna benzer pek çok düşüncesi olduğunu, Atatürk’le ilgili ve Atatürk dönemiyle ilgili çok ağır eleştiriler getirdiğini hepimiz biliyoruz. Demokrasi iyi bir şeydir de demokrasi adına devleti, Türkiye’nin, hepimizin benimsediği nizamı yıkmaya dönük çabalara devletin sponsorluk yapılması kabul edilebilir bir anlayış değildir.
Anayasa nasıl kördüğüm olur?
Yeni Anayasa ile ilgili panel ve konferanslar devam ediyor. Anayasa Komisyonu Başkanı İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu da panellerin değişmez ismi. Geçtiğimiz haftalarda bir panele katılan Kuzu, Türkiye ve Avrupanın anayasa mantığını karşılaştıran bir diyaloğu aktardır:
“1982 anayasası hantal, oldukça kabarık bir anayasa. Rahmetli Orhan Aldıkaçtı hocam İngiltere’ye gitmiş. Uzun yol boyunca bir senatörle karşılaşmış. Sohbet ederken senatöre ‘Sizin yazılı bir anayasanız yok’ demiş. ‘Evet’ demiş senatör. ‘Kralın parlamentoyu fesih yetkisi var.’ ‘Var’ demiş. ‘Üç ay içinde seçime gidilmesi lâzım.’ ‘Doğru’ demiş. Bu cevaplardan sonra bizim mantık devreye giriyor. Aldıkaçtı, ‘Peki kral parlamentoyu feshetti seçime de gitmedi, ne yaparsınız’ diye sormuş. Senatör şaşkın bir ifadeyle ‘bunu hiç düşünmedik’ demiş.
“Aldıkaçtı hoca o mantık yaklaşımıyla anayasayı yapmış. Evvela hükmü koyduktan sonra şuradan gelirse buradan, buradan gelirse şuradan bağlarız diyerek kördüğüm haline getirmiş.”
PKK rantını Türkiye’de kim yiyor?
Geçen hafta yapılan “21. Yüzyıl Anayasası” paneline katılan Gazeteci İlnur Çevik, Doğan Grubu tarafından işten atılma sebebini anlattı. PKK’nın bir rant odağı olduğuna dikkat çeken Çevik, “bu rant Türkiye içinde de yeniyor” diye konuştu.
2004 yılında Turkish Daily News gazetesinde “Türkiye’nin arka kapısını birileri açık unuttu” başlığıyla bir yazı yazdığını ifade eden Çevik, yazısının internette de dolaştığını hatırlattı. Gerisini Çevik’in ağzından dinleyelim:
“Yazı bir uyarıydı. Çünkü Türkiye’ye akın akın PKK’lılar girmeye başlamıştı. PKK’nın Türkiye’de birilerinden cesaret alarak sınırlardan girdiğini yazmıştım. Bugüne kadar bu PKK’ya sınırları elektronik aygıtlarla, ısı algılayıcılarıyla çok güzel kapatmıştık. Fakat ne olduysa oldu birileri kapıyı açık bıraktı. Bu da AKP ilçe teşkilâtları değil, sınırdan sorumlu olan kişilerdir diye yazdım. Bir hafta sonra bizi Doğan Grubundan attılar. Çünkü birileri bizi Kuzey Irak’ta ‘gidin bunu Türk yetkililere bildirin, yine bir şey olacak’ diye uyarmıştı. Daha sonra yabancı büyükelçilerin uydudan aldıkları resimlerde yüzlerce PKK’lının Türkiye’ye girdiğini ve terör eylemlerine başlayacaklarını öğrendik. Biz gerekli kişileri uyardık fakat kimse uyarıları almadı. Bu yazıyı yazdıktan sonra da olan oldu. O günden bugüne tırmanışa geçe geçe bugüne geldi. Demek ki birileri bundan nemalanıyor.”
03.12.2007
E-Posta:
[email protected]
|