Kardeşim Faruk’un evine gittiğim bir gün, oğlu Mahmut Cemal’in; elinde bir dergiyi karıştırarak bir yandan da salonda oturan herkese dergideki resimleri göstermek suretiyle sigaranın zararlarını anlatmaya çalıştığına şahit oldum. Beş yaşında, daha okuma yazma bilmeyen bir çocuk. Sigaranın zararları aklına öylesine yerleşmiş . Herkese dergideki resimleri göstererek sigaranın organlara verdiği zararları güzel bir şekilde anlatması çok anlamlıydı.
Bir başka gün tekrar evlerine gittiğimde yine ilk sözü “Amca, sigara içme ölürsün” dediğinde; ben de sigara içen amcasını kasdederek “Amcana söyle” dedim. “Amcam içtiği şeye sigara demiyor, ‘benimki dumandır’ diyor” dedi. Yine; onuncu defa sigarayı bırakıp fakat tekrar başlayan yetmiş yaşlarındaki bir akrabamız köyümüzdeki evimizin önünde sigara içmeye karar verdiğinde Mahmut Cemal herkesin gözü önünde ona iyi bir ders verdi. O akrabamıza hitaben “Sakın sigara içme ölürsün” dedi ve sigaranın üzerindeki yazıyı okumasını söyledi. Sigara içecek olan kişi de “Benim gözlüğüm yok, okuyamam” diye karşılık verdi. Mahmut Cemal da “Dur ben sana gözlük getireyim” dedi ve evden babaannesinin gözlüğünü getirdi. Sonunda sigaranın yarıya kadar içilip atılması şartıyla işi tatlıya bağladılar.
Bahsettiğim, “Duman Avcıları” adlı dergi Bahçelievler Belediyesinin yayınladığı bir dergi. Gerçekten çok güzel hazırlanmış, sigaranın insana verdiği zararlar resimlerle bir bir anlatılmış. Ayrıca belediyenin bu noktada yaptığı çalışmalardan bahsediliyor. Bu faaliyetler kapsamında okullarda ‘duman avcıları’ kulüpleri oluşturulacağı ve “duman avcıları” adlı tiyatronun okullarda sergileneceği haberi var. Evet güzel bir çalışma.
Sigaraya başlama yaşının 9’a düşmüş olması bu işin vehametini göstermektedir. Özellikle okullarda arkadaş vasıtasıyla bu ve buna benzer kötü alışkanlıklar çok daha rahat bir şekilde yaygınlaşmaktadır. Öyleyse okullarda acilen böyle bir seferberlik başlatılmalıdır. Yeğenim Mahmut Cemal örneğinde olduğu gibi, daha küçük yaşta zararlı alışkanlıkların yıkıcılığı iyice anlatılmalı ki çocuklar bu alışkanlıklara kapılmasınlar. Okullarda beden eğitimi derslerinin bir kısmı sadece bu konulara ayrılabilir. Bir koruyucu hekimlik gibi ön tedbir olarak kötü alışkanlıkların zararları iyice anlatılmalı. Ki genç dimağlar o tuzaklarda boğulmasınlar. Bu büyük bir seferberlik olmalı. Çünkü sigara daha sonra uyuşturucu ve içki gibi kötü alışkanlıkların da bir nevi basamağı olmaktadır. İstanbul’u örnek aldığımızda sokaklarına gül dikmektense gönüllerdeki kirlilikleri temizlemeye çalışmak çok daha iyi olur. Güllü sokaklarda yürürken, yoldan geçen otobüsün gürültüsü eğer kafamın tasını patlatıyorsa böyle bir ortamdaki gülü istemem. Otobüste tavandan asılmış ve sırılsıklam olmuşken, caddelerdeki gülden de zevk alamam. Yine gülle süslenmiş sokakta yürürken bir tinerciye çarpılmaktan korktuğum bir ortamı da istemem.
Evet güvenliğimiz ve rahatımız için bütün bu boya ve badana işlerine ayrılan paralar çocuklarımızın eğitimine ayrılmalıdır. Ben ve ailem ve bütün hemşehrilerim eğer rahat bir şekilde güvenle sokaklarda yürüyebileceksek, varsın sokaklarımızda gül, kaldırımlarımızda mermer olmasın.
29.09.2007
E-Posta:
[email protected]
|