Şark Cephesi Komutanı Kâzım Karabekir öncülüğündeki Ankara Hükümeti ile Ermenistan'daki Taşnak Hükümeti arasında 3 Aralık 1920'de Gümrü Antlaşması imzalandı.
Bu antlaşmanın imzalanmasıyla birlikte, İstiklâl Harbinin Doğu Cephesindeki savaş bitti, sulh ve sükûn devresi başladı.
Ankara Hükümeti adına yapılan bu "ilk antlaşma", aynı zamanda hem askerî, hem de diplomasi yönnünden kazanılmış olan bir "ilk zafer"dir.
Önemli hususlar
Gümrü Antlaşmasıyla elde edilen başarının en önemli maddeleri şunlar:
1) Ermeni hükümeti, Ankara hükümetinin reddettiği Sevr Antlaşmasını reddetmeyi kabul etti.
2) Ermeni hükümeti, Anadolu'nun hiçbir vilâyetinde, Ermenilerin Müslümanlardan sayıca fazla olduğu iddiasından vazgeçtiğini deklare etti.
3) Kars sancağı ile Ermenilerin elinde bulunan Tuzluca kazasının Türkiye topraklarına dahil edilmesi resmiyet kazandı.
Ara notu: Gümrü Antlaşmasının imzalanmasından bir gün sonra, Ermenistan hükümeti değişti. Taşnak hükümeti tarihe karıştı, onun yerine Sovyet Kızıl Ordu denetimindeki Ermenistan hükümeti kuruldu.
Karabekir Paşa ve sahte kahramanlar
Gümrü Antlaşmasıyla birlikte, Ankara hükümetinin başlatmış olduğu İstiklâl Mücadelesi harikulâde bir şevk ve kuvvet kazandı.
Zira, henüz çok yeni olan bu hükümetin, böylesi bir başarıya imza atacağını Türkiye ve dünya kamuoyu pek ihtimal vermiyordu.
Fakat, takdir ve hayranlık hissi uyandıran bu hareketin başında, Karabekir Paşa gibi işin ehli olan bir kumandan bulunuyordu.
Bu büyük muzafferiyette onun ve silâh arkadaşlarının sarsılmaz inancı ve dirayeti vardı.
* * *
Ama, ne yazık ki, bu ilk zaferin muzaffer kumandanı olan Karabekir Paşa, ileriki yıllarda bir avuç yerli sahte kahraman tarafından harcandığı için, yeni nesiller tarafından yeterince tanınamaz bir hale getirilecek.
Onun, aslında Garp Cephesi Komutanı yapılması gerekiyordu. Zira, Şark Cephesini üstün bir başarıyla halletmiş ve Ankara'ya dönmüştü.
Büyük bir tecrübe ve birikim sahibi olmuştu.
O büyük tecrübeden istifade edilmesi için, şimdi sıra Yunan istilâsının yaşandığı Garp Cephesine gelmişti. Karabekir Paşa, cidden bu iş için biçilmiş kaftan gibiydi.
Ama hayır; onu pek âşina olduğu askerlik mesleğinde istihdam etmek ve dolayısıyla Batı Cephesine göndermek yerine, ne yazık ki Meclis'te oturan bir mebus yapıldı.
Bir süre sonra ise, önce üniforması çıkartıldı, askerlikle irtibatı kesildi. İş göremez, politika yapamaz bir sivil kimliğe döndürüldü.
Nitekim, 1925'ten sonra başına henüz geçmiş bulunduğu siyasî parti de kapatıldı. 1926'da ise, hiçbir ilgisi olmadığı halde, ismi mürettep İzmir Sûikastına karıştırıldı. Mahkemeye verildi, idamla yargılandı ve ipe gitmekten son anda kurtulabildi.
03.12.2007
E-Posta:
[email protected]
|