Yarışma programlarıyla şöhret olan, ancak bu şöhreti aynı hızla kaybedenler ekranları ağlama duvarına çevirdi.
Efendim, şimdi zor günler geçiriyorlarmış.
“Şöhret bir yalanmış” diye dövünüyorlar.
Ya, ne bekliyordunuz?
Herkes her dem, önünüzde saygıyla eğilecek mi sanıyordunuz? Hele, isimlerin her daim neon ışıklarında parlayacağını veya her atılan adımda paralar mı yağacak sanılıyordu?
Günaydın!
Önce Gelinim Olur Musun programıyla şöhret olan, daha sonra fuhuş operasyonuna adı karışan Sinem Umaş bir programda ağlayıp sızladı:
“Ebru Akel’den Aydın’a kadar herkes emeğimi çaldı. Her sabah kalkıp beş kuruş almadan programlara katıldım. Hem Ebru, hem de Aydın villalar yaptırdı, ben ise hiç para kazanamadım” dedi.
Derdine yan… Dikkat buyurun “Evim yok” demiyor “villam yok” diye sızlanıyor. Halbuki ülkemizde evi olmayıp kirada oturan yüz binlerce insan var.
Diğer şöhretzede: Caner Toygar…
Ben Evleniyorum adlı yarışmada depresif hareketleriyle şöhret oldu. Bir programda anlatıyor. Birkaç ay önce sunuculuk yaptığı televizyon kanalında kameraların önünde bir güzel ıslatmıştılar. Toygar, “Şöhret dünyasının bir insanı ne hale getirdiğini görün. Param varken yanımda olanlar, sıkıntılı günlerimde ortadan kayboldu…” diyor.
Şimdi geçimini taksi şoförlüğü yaparak kazanıyor. Helâli hoş olsun. Taksi şoförlüğü yapmak “düşmek” demek değil. Bilâkis hayata sarılmak ve onun gerçeklerini görmek demek.
Her ne kadar bazı gazeteler bunu bir “düşüş” olarak görüyor veya gösteriyorsa yanlış… Çünkü Caner’in zaten bir işi yoktu. Şimdi bir iş sahibi oldu, fena mı?
FACEBOOK CİNNETİ
Şimdi internette Facebook çılgınlığı baş gösterdi.
Hollanda da bir grup Facebook’çu, ayda iki saat daha fazla eğitim almak istemeyen 13-17 yaşlarındaki bin kadar öğrenci örgütlenip sokağa dökülmüş…
Öğrenciler hükümet binalarına saldırarak polisle çatışmış... İki polis yaralanmış, 15 öğrenci tutuklanmış. Hükümetin geri adım atması bile iki gündür süren öğrenci isyanını durdurmaya yetmemiş.
Dünya belli dönemlerden geçmiş… Çiçek çocukları… Anarşizm… Komünizm…
Ardından refah, sefahati beraberinde getirdi.
Belli bir zenginlik ve refah dönemi insanları uyuşturdu, tembelleştirdi. Gençler ise standart bir seviyenin getirmiş olduğu refahla, bilgisayarın da hayata girmesiyle yepyeni cinnetlere ufuk açmış.
İşte onlardan biri: Facebook…
Bakalım dijital devrimin sınırı nereye kadar?
01.12.2007
E-Posta:
[email protected]
|