Eskiden krallıklar vardı. Ağzından çıkan kanun olur, ister istemez herkes uymak zorunda kalırdı.
Demokrasiyle idare edilen günümüzün birçok ülkesinde artık söz sahibi halk oldu. Seçimle işbaşına getirdiği insanları yine seçimle ya devamına onay verme veya iktidardan indirme hakkına ulaştılar.
Demokrasilerde insan hak ve özgürlükleri teminat altına alınır ve tek kişinin değil, çoğunluğun hükmü geçer.
Ülkemiz de demokrasiyi sistem olarak kabullenmiş bir ülke.
Acaba demokrasinin neresindeyiz? Onu ne ölçüde benimsedik, özümsedik, içimize sindirdik? Demokrasinin esas ve kuralları açısından başörtüsü yasakçılığına bir bakalım isterseniz. Ne kadar demokrasiyle bağdaşıyor?
Demokratik bir ülkede kanunlar hükmeder ve kanunlar toplumun ihtiyaçlarına göre hazırlanır. Özellikle hak ve özgürlükleri korumayı garanti altına alır. Herkes kanun karşısında eşittir ve okuma özgürlüğüne sahiptir.
Ülkemizde herkes bir Avrupa ülkesinde olduğu gibi din ve vicdan özgürlüğünü rahatlıkla kullanabiliyor, inancının gereği olarak örtünen kızlarımız okuma hakkından yararlanabiliyorlar mı?
Demokrasiler, birliği, bütünlüğü, sosyal dayanışmayı, millî, tarihî vesâir sosyal ve kutsal değerleri yaşatmayı taahhüt eder.
Peki, üniversite kapısından, başını kapattığı için kapı dışarı edilen küskün, kızgın öğrencilerle birliği, beraberliği nasıl temin edeceksiniz?
Demokrasilerde toplum barışı esastır. Bu yasakçılıkla mı barışı, huzuru getireceksiniz?
Demokrasilerde ayrımcılığa yer yoktur. Öğrencileri başörtülü, başörtüsüz diye ayırıp başörtülüleri bir kısım haklarından mahrum bırakmak ayrımcılık değil de nedir?
Bu millet toprağı, bayrağı, örtüsü için Yunan’ı İzmir’den, Fransız’ı Maraş’tan, Antep’ten çıkarmayı göze almış bir millet. Daha kısa bir süre önce Kanal 7’de İstiklâl filminde Şahin Beyin kahramanlıklarını gördük. Bir millet geçmişine, tarihine, değerlerine bu kadar yabancı, bu kadar ters ve düşman olabilir mi? Bu merhamet, insaf ve vicdanla bağdaşır mı?
Demokrasilerde keyfîliklere yer yoktur. Herkes yaptığını kanuna uygun şekilde yapmak zorundadır. Yönetmelikler kanunu aşamaz. İnsan haysiyet ve şerefini hiçe sayan bir yönetmelik de olmaz, olamaz. Demokrasilerde yanlışlıklar uzun süre de yaşayamaz. Kısacası demokrasi başörtüsü yasakçılığı gibi bir yanlışlığı kaldırmaz.
Soruları daha da çoğaltmak mümkün. Hangi yönden bakılırsa bakılsın tesettür yasakçılığı demokrasiyle bağdaşmaz.
Gerçek ve tam demokrasi ancak inanç ve düşünce özgürlüğü önündeki setlerin bütün bütün kaldırılmasıyla mümkündür.
01.12.2007
E-Posta:
[email protected]
|