Birgün bir kadın gelmişti İmam-ı Azam’a. Elindeki ipekli kumaşı gösteriyor, “Bunu yüz dirheme alır mısınız?” diye soruyordu. O günün şartlarında satıcının fiyat vererek satması âdetti.
İmam-ı Azam Ebû Hanife’nin verdiği cevap kadını şaşırtmıştı. Çünkü, “Bu elbise yüz dirhemden daha fazla eder, fiyatını arttır” demişti. Kadın yüz daha arttırdı. Her seferinde İmam-ı Azam, “Daha da arttır” diyordu. Yüzer yüzer arttırdı kadın. Daha da attırmasını istiyordu İmam-ı Azam Ebû Hanife. Nihayet 400 dirheme çıkardı fiyatı. İmam-ı Azam, “Daha da arttır” deyince kadın dayanamayıp, “Benimle alay mı ediyorsun?” demekten kendini alamadı.
“Ne alay etmesi. Sen en iyisi, bilen birisine sor. Ona göre fiyat vereyim.”
Kadın sordu soruşturdu, sonra gelip “Beş yüz dirhem yaparmış” dedi. İmam-ı Azam da beş yüz dirheme satın aldı.1
İmam-ı Azam ilim ehliydi. Geçimini ise ticaretten sağlıyordu. Ne ilim öğrenmesi ticaretine, ne de ticaret yapması ilim öğrenmesine engel olmuştu. O, bu hâliyle dürüstçe bir ticaretin nasıl olması gerektiğini gösteriyordu. Helâl yoldan kazanılmalıydı. Müşteri veya satıcının bilgisizliğinden yararlanıp onu aldatmamalı, helâl kazanca haram katmamalıydı. Dürüst tüccarın her zaman yardımcısı değil miydi Allah? Dürüstlük bereket kaynağıydı aynı zamanda. Allah, dürüst olanlara daha çok vermekteydi. Hile, hud’a ile insan, görünürde çok kazansa da onun hayrı yoktu.
Ticarette aldatmamak esastı. Mü’min asla fırsatçı olmamalıydı. Meselâ malın azlığını, yokluğunu fırsat bilip aslâ stokçuluğa girmemeliydi. Peygamberimizin (asm) tehdidi vardı stok yapanlara: “Malını satışa sunan bol rızka ererken, halkın ihtiyaç duyduğu gıda maddelerini stoklayan da Allah’ın rahmetinden uzak kalır.”2 Allah’a gönülden inanmış, helâl kazanmayı şiar edinmiş mü’minin işi olamazdı bu. Bunu yapsa yapsa günahkâr ve isyankârlar yapardı.3
Stokçuluk, Allah’ın en sevmediği davranışlardandı. Peygamberimiz (asm) hep mü’mini faydalı insan, kimseye zarar vermeyen kimse olarak tarif ediyor, her hâlükârda faydalı olmaya itiyordu. Hele ihtiyaç anlarında, üstelik gıda maddesi gibi ihtiyaç maddelerini insanların faydalarına sunacak, onun bu iyiliğine karşılık da Allah ona bol bol verecekti. Bunun çok örnekleri vardı. Stokçuluk yapanların akibetleri ise kötüydü. Bunun da örnekleri az değildi.
Demek mü’min, fırsatçı insan olamaz.
Dipnotlar:
1- Allah Dostları, 4:281.
2- İbni Mace, Ticârât: 6.
3- A.g.e.
29.11.2007
E-Posta:
[email protected]
|