Tetikçi yazarın Said Nursî hakkındaki asılsız iddialarını sahiplenip Meclise gündeme getirmesini eleştirdiğimiz CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek, Fethullah Gülen hakkındaki savcılık iddianamesinde, Nurculuk hakkında Yargıtay Ceza Genel Kurulunun kararlarından (1965) aktarılan bölümleri dikkatimize fakslamış.
İnanç hassasiyetlerini inciten provokatif beyanlarıyla yoğun tepki alan, hattâ cenaze töreni bile—tasvibi mümkün olmayan bir şekilde—bu tepkilere sahne olan İmran Öktem’in Yargıtay Başkanlığı döneminde alınan bu kararın hukukî değeri o zaman da çok tartışılmıştı.
Nitekim bağlayıcı olması gereken bu karardan sonra açılan çok sayıdaki Nurculuk dâvâsında mahkemelerin beraat kararı vermekte ısrarlı olmaları da bunun ilginç bir tezahürüydü.
Söz konusu kararı tartışılır ve uygulanamaz kılan en önemli sebeplerin başında, mahkûm etmeye çalıştığı risaleleri orijinallerinden inceleme zahmetine katlanmadan ve özellikle o dönemde bu iş için özel olarak görevlendirilen Dr. Çetin Özek’in çarpıtmalı yorumlarını esas kabul etmek suretiyle hazırlanmış olması geliyor.
Haddizatında bir yüksek mahkemenin, ceza konusundaki en yetkili heyetinin, böyle hassas ve önemli bir konudaki kararını, uzman ve bilirkişi olarak uygun ve yeterli görüldüğü anlaşılan tek bir kişinin çarpıtmalı ve saptırmalı yorum ve değerlendirmelerine istinad ettirmesi başlı başına bir hukuk skandalıydı.
Asılsız iddia ve iftiralarını o zaman “Türkiye’de Gerici Akımlar ve Nurculuğun İçyüzü” adıyla kitaplaştıran ve bu kitabı Ceza Genel Kurulunun en önemli referansı olarak kullanılan Çetin Özek aynı militan ve keskin tavrını hâlâ devam ettiriyor mu, doğrusu bilemiyoruz.
Ancak onun söz konusu talihsiz kitabına dayanarak alınan talihsiz kararın, 2007 Türkiye’sinde hâlâ Said Nursî’yi karalamak için bir kaynak olarak gösterilebilmesini, bu yöndeki girişimlerin sahipleri açısından, taşınması çok zor bir ayıp ve utanç olarak değerlendiriyoruz.
Biz, Meclisteki tartışmayı aktarırken, komisyon üyesi İbrahim Hasgür’ün “Kitapları getirelim, iddiaları kaynağından tahkik edelim” teklifine Özyürek’in de “evet” demesini istemiştik.
Ama o, bunu yapmak yerine, “kaynak” olarak, tartışmalı bir yargı kararını bize gönderdi.
Buna rağmen Özyürek’e, ilgisi ve duyarlılığı için teşekkür ediyoruz. Ve onun, “Yargıtay Ceza Genel Kurulu gibi çok önemli bir heyet herhalde hata yapmaz, onun kararına itibar edilmeli” yaklaşımıyla hareket ettiğini düşünüyor, bu mantığı da bir yere kadar anlayabiliyoruz.
Ama dediğimiz gibi, kararın dayandığı temel sağlam değil. Said Nursî’nin sözü diye aktarılan ifadelerin çoğu Özek’in çarpıtmalı yorumları.
Onun için çağrımızı tekrarlıyoruz: Kararda Bediüzzaman söylemiş gibi gösterilen beyanların gerçekten ona ait olup olmadığı, risalelerin orada belirtilen tarihli baskılarına ve verilen sayfa numaralarına bakılarak tahkik edilsin...
Not: Özyürek’in gönderdiği fakslarda yer alan ve Ceza Genel Kurulu kararının dayanaklarından biri olarak gösterilen “Diyanet görüşü” de sahte ve düzmece. Diyanet’in risaleler hakkındaki olumlu raporları ise kaynaklarda mevcut.
29.11.2007
E-Posta:
[email protected]
|