Krizlerin partisi CHP, 22 Temmuz’dan sonra kendi krizine girdi. Seçim sonuçları parti yönetiminde depremlere yol açtı. Yıkıma doğru giderken cumhurbaşkanlığı seçimi imdadına yetişti.
Parti, Abdullah Gül’ün adaylığını açıklamasından sonra içine kapandı. Toplantı üstüne toplantı yapıldı. Sonuçta Çankaya’nın protesto edilmesine, “Gül ile mesafeli bir ilişki modeli kurulmasına”, cumhuriyet resepsiyonuna ve dış gezilere katılmamaya karar verildi.
Toplantı sonucunda yapılan bu yüzeysel açıklama seçim sonuçlarının değerlendirildiği gerekçeye benzedi. Hatırlanacağı gibi parti yönetimi kendilerinden başka herkesi başarısızlığın sebepleri arasında saymıştı.
Baykal ve parti sözcüleri MHP’yi de suçlamaya başladı. Cumhurbaşkanlığı seçiminde tutarlı bir politika izleyerek yeni bir kriz çıkmasına fırsat vermeyen MHP’nin genel kurula katılma kararını eleştiriyorlar.
Seçim öncesi MHP ile koalisyon yapmak için gaz veren CHP, köşk seçimi sebebiyle tek başına kaldı. Seçim ortağı DSP bile daha mantıklı politika izliyor.
Çocuk gibi küsmenin kimseye faydası yok. CHP tek başına kalmaktansa kendi ölçülerine uyan bir adayını çıkarabilir. Olmadı MHP’nin muhtemel adayını destekleyebilir.
Aksi halde partideki bunalım artarak sürecek. Bunalım iddiası benim değil Parti Meclisi üyesi Ayhan Yalçınkaya’nın tesbiti.
Yalçınkaya’ya göre, “Yapılan seçimler göstermiştir ki; CHP örgütsel anlamda bir anlayış bunalımındadır. Uzun zamandır kendi iç sorunlarıyla meşgul olmasından kaynaklı olarak örgüt, parti için değil, parti içi çalışır konumdadır.”
CHP, bari kendi üyesinin uyarısını dinlesin.
**
Ha Cunda ha Cunta!
Emin Çölaşan Hürriyet’ten uzaklaştırıldı. Niye uzaklaştırıldığı çok tartışılacak. O ayrı bir konu.
Çölaşan, yaşanan olayların ardından dinlenmek için Ayvalık’a gitti. “Kanka”sı Bekir Coşkun’la bir araya gelip dertleşti.
Milleti sürekli eleştiren Çölaşan ve Coşkun nerede mi bir araya geldi?
Ayvalık’ın Cunda Adası’nda.
Ha Cunda ha cunta!
17.08.2007
E-Posta:
[email protected]
|