İş dünyası 22 Temmuz seçimlerinden nasıl bir meclis aritmetiği ortaya çıkacağını bilmeden, yeni kurulacak hükümetten ve meclisten neler istediklerini açıklamışlardı. TÜSİAD, Tim, Türk-İş, TZOB, Hak-İş ve Tisk başkanlarının yeni hükümetten yapmasını istedikleri ‘iş’ler, gerçekte ‘milletin talepleri’yle de örtüşüyor. Türkiye’de ekonomiye yön verenlerin talepleri gerçekleştirilirse bundan en çok millet faydalanmış olacak.
İşte iş dünyasının temsilcilerinin taleplerini (Kriter, Temmuz 2007) kısaca özetleyelim:
TÜSİAD Başkanı Arzuhan Yalçındağ: TÜSİAD olarak ülkemizin AB’ye katılımınn 21. yüzyılın en önemli stratejik adımlarından biri olacağını düşünüyoruz. Türkiye’nin üyelik süreci, her iki tarafça iyi yönetilmesi ve tam üyelik ile sonuçlandırılması durumunda, stratejik, kültürel ve ekonomik sonuçları bakımından AB’yi aşan olumlu bir gelişme olacaktır.
TİM Başkanı Oğuz Satıcı: Avrupa Birliğinin partiler üstü, hatta hükümetler üstü bir konu olduğunu düşünüyorum. AB üyeliğimiz, ne Türkiye’de, ne de AB içerisinde, iç politika malzemesi olarak yıpratılamayacak kadar önemlidir. Biz, ihracat ailesi olarak, defaatle AB’ye tam üyeliğe verdiğimiz desteği vurguladık. Gelinen bu noktadan sonra hem tüm siyasi partilerin, hem de yeni hükümetin bu sürecin başarıyla tamanlanması için çaba göstercekleri inancındayız.
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Salih Kılıç: Konfederasyonumuz, AB üyeliğini sonuna kadar desteklemektedir. (...) Türkiye’de demokratikleşmenin önkoşulu olan sosyal devletin kurulmasının yolu, büyük ölçüde çalışanların haklarının korunmasından, onlara insanca yaşama hakkının tanınmasından, örgütlü güç niteliğinin korunmasından geçmektedir. Bu nedenle uyum sürecinde yürütülen reformların en başında sendikal hak ve özgürlükler gelmektedir. Türk-İş, işçi hak ve özgürlükleri bakımından AB standartlarında bir Türkiye istemektedir.
HAK-İŞ Genel Başkanı Salim Uslu: AB entegrasyon ve bütünleşme anlayışının temelinde toplumların birbirleriyle kaynaşması ve demokratik bir bütün olması ana hedeftir. Türkiye-AB müzakere süreci yavaşlasa da dondurulmamıştır. Biz, ülke olarak uyum sürecinde ev ödevlerimizi yapmak durumundayız. Yakın geçmişte yaşadığımız, AB konusundaki kararlı tutumun önümüzdeki dönemde de kurulacak yeni hükümet tarafından sürdürülmesi ve daha ileriye götürülmesini beklemekteyiz.
TİSK Başkanı Tuğrul Kudatgobilik: Türkiye olarak her şeye rağmen yolumuza devam etmeliyiz. Bu yolun bizi çağdaş uygarlığa ve refaha götüreceğinden kuşkumuz yoktur. Bu hedef doğrultusunda çalışmakla demokrasimizi ve ekonomimizi modern ve etkin hale getireceğimiz gibi, AB’li dostlarımız ‘AB perspektifi olmazsa Türkiye’de reform süreci yavaşlar’ görüşünü de boşa çıkarmış olcağız. Biz TİSK olara, tüm siyasî partilerimizden bu doğrultuda yaklaşım ve politikalar bekliyoruz.
*
İş adamlarımızın yeni Meclisten ve hükümetten beklentileri böyle. Bakalım bu beklentilere ne ölçüde cevap verilebilecek?
16.08.2007
E-Posta:
[email protected]
|