Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 16 Ağustos 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Süleyman KÖSMENE

Ye'cüc ve Me'cüce karşı Sedd-i Zülkarneyn -1



“A” Rumuzlu okuyucumuz: “Zülkarneyn kimdir? Zülkarneyn’in seddi bugün mevcut mudur? Mevcutsa nerededir? Ye’cüc ve Me’cüc ne demektir? Ye’cüc ve Me’cüc’ün kıyametin kopmasıyla alâkası nedir?”

Hazret-i Zülkarneyn (as), Kur’ân’da ismiyle zikredilen sâlihlerdendir. Kimliği konusunda açık bir nass olmadığı için nebi mi olduğu, veli mi olduğu, sâlih bir padişah mı olduğu hep tartışma konusu olmuştur. Bazı müfessirler, Kur’ân’da Allah’ın “Yâ Ze’l-karneyn”26 şeklinde hitap ettiğinin bildirilmesini nazara alarak nebî olduğunu; bazıları da velî olduğunu iddiâ ederler. Bu konudaki ihtilâfa Üstad Bedîüzzaman (ra) son noktayı koyar: Zülkarneyn, Allah’ın kendisini te’yid ettiği, hususî güç ve kuvvet verdiği27, Yemen Padişahlarından bir şahıstır ki, Hazret-i İbrahim (as) zamanında yaşamış ve Hazret-i Hızır’dan ders almıştır.28

Zülkarneyn, “İskender” olarak da tanınmıştır. Her ne kadar Fahrüddin Râzî tefsirinde Yunanlı İskender’in Zülkarneyn olduğunu söylemişse de; milattan takriben üç yüz sene önce yaşamış ve Aristo’dan ders almış olan Yunanlı İskender’in tarihî bilgiler açısından Zülkarneyn olamayacağında müfessirlerin çoğunluğu birleşmişlerdir.29 Bedîüzzaman (ra) da Zülkarneyn’in, Yunanlı İskender olmadığını kaydetmiştir.30

Hazret-i Zülkarneyn’in, Ye’cüc ve Me’cüc denilen bozguncu, fitne ve fesatçı, mütecaviz, vahşî, saldırgan, yağmacı, yıkıcı ve zalim iki kabilenin şerrinden ve saldırılarından medenî ve mazlum kavimleri korumak için bir sed bina ettiğini, yine Kur’ân beyan eder.31 Kur’ân, bu seddin nerede inşa edildiğinden ise açıkça bahsetmez. Dolayısıyla bu konu da bize kapalıdır. Kimi müfessirler bunun Çin Seddi olduğunu, kimileri Yemen’de bulunan Me’rib Seddi olduğunu, kimileri Ermenistan ile Azarbeycan’ın iki dağı arasında (Kafkasya’da) bulunan Derbent’teki demir kapı olduğunu, kimileri Buhârâ’nın ortasında yer alan Kokya dağı bitişiğinde bulunduğunu, kimileri de bu seddin zamanla höyük şeklinde örtülerek bir dağ şeklini alıp kaybolduğunu nakleder. Rivayetler muhteliftir. Tarihte bu isme lâyık birçok sedlerin yapıldığı da bir gerçektir. Burada açık olan, bu seddin demir ve bakır eritilip dökülerek müstesna bir inşa tarzı ile yapılmış olduğudur.32 Bedîüzzaman (ra) bütün bu müfessir kavillerini naklettikten sonra Çin Seddinin, Kur’ân’ın bahsettiği İlâhî takviye ile yapılmış sed olduğunu söylemenin “caiz” olduğunu kaydeder.33

Bu sed için Hz. Zülkarneyn’in; “Bu, Rabb’imden bir rahmet eseridir. Rabb’imin vaad ettiği vakit geldiğinde onu yerle bir eder; Rabb’imin vaadi haktır.” Sözü de Kur’ân’ın beyanatı arasındadır.34

Ye’cüc ve Me’cüc mes’elesine gelince; Ye’cüc ve Me’cüc’ün bozguncu, fesatçı, yıkıcı ve zalim iki kabile olduğunu yukarıda söylemiştik. Bu kabilelerin Hazret-i Nuh’un oğlu Yafes’in torunlarından iki kabile olduğunu söyleyenler olduğu gibi; Moğol ve Mançur taifeleri olduğunu söyleyenler, kuzey doğu kavimlerinden birer kavim olduğunu söyleyenler, insanoğlundan medeniyeti bozmaya ve yıkmaya vazifeli bir taife olduğunu söyleyenler ve nihayet Allah’ın mahlûkatından yerin üstünde veya içinde insan veya insan olmayan, ama insanoğlunun kıyametine sebep olan bir taife olduğunu söyleyenler de mevcuttur.

Bedîüzzaman hazretleri (ra) bu konudaki ihtilafı da şu hükmüyle giderir: Ye’cüc ve Me’cüc, bozguncu, yıkıcı, fesatçı, medeniyet ve huzur toplumlarının eceli hükmünde Allah’ın mahlûkatından iki taifedir.35

İnşaallah yarın devam edelim.

DİPNOTLAR:

26. Kehf Sûresi, 18/86 27. Muhâkemât, S. 59 28. Lem’alar, S. 112 29. Tecrit Terc. IX/98 30. Lem’alar, S. 112 31. Kehf Sûresi, 18/95 32. Kehf Sûresi, 18/96 33. Muhâkemât, S. 60 34. Kehf Sûresi, 18/98 35. a.g.e., S. 60

16.08.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (15.08.2007) - Yedi kat arz

  (14.08.2007) - Mi’rac'da iki elçi - 2

  (13.08.2007) - Mi’racda iki elçi - 1

  (12.08.2007) - Bid’at nedir, ne değildir?

  (11.08.2007) - Tövbemiz ve Allah'ın affı

  (10.08.2007) - Kutlu bir gece: Mi'rac Gecesi

  (09.08.2007) - Allah'ın büyüklüğünü kavramak

  (08.08.2007) - Sözlerimiz ve duâlarımız

  (07.08.2007) - Kısa kısa

  (05.08.2007) - Vefa nedir?

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri