İnsanız... Hep göklere bakarız. Yerdekilerin umudu göklerdedir.
Aciziz... Rahmetin bütün tecellîleri gökten yere ulaşır. Elimiz ancak duâ ile bu rahmetin kapısını çalmaya muktedirdir.
Yaşadığımız hayat ile başımıza gelenlerin doğrudan ilgisi vardır. İnsanların, karnını doyurması ile herşey halledilmiş mi oluyor?
Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde her zaman rejim bunalımları yaşıyoruz.
Demokrasinin güzelliğine inanan insanların bazıları, demokrasiyi yalnız kendi anlayışları ile özdeşleştirmek istiyor.
CHP’nin müzmin muhalefeti, ülkeyi yersiz gerginliklere sürüklüyor. Bir de bazı güçler buna destek veriyor veya CHP’yi körüklüyor.
Sayın Deniz Baykal “Çatışma çıkar” diyor. Ne demek bu? Bu korkunç bir ifadedir. Ne demek? Ne çatışması? Anlamak mümkün değildir. Sayın Baykal; siz “çatışma” ve “sürtüşme” ile kaybettiniz.
İktidar ise bu süreci iyi yönetemedi. Millet bunu çok yakından izliyor. İktidar, elini sıcak sudan soğuk suya sokmak istemiyor.
Dinî ve millî beklentilerimize cevap vermeyen bir irade ile bu musibetlerin üstesinden gelmek mümkün değildir. Olaylar ile rahmetin çok yakın ilgisi vardır.
Rahmetin tecellîsine vesile olmak için AKP ve MHP’den şu başörtüsü yasağını kaldırmasını, YÖK konusunu halletmesini, meslek liselerindeki katsayı adaletsizliğini gidermesini, Diyanet’e gerekli olan on beş bin din görevlisi bekletisini yerine getirmesini bekliyoruz.
Yer ve gök, birbiri ile artık kaynaşmalıdır.
Rahmetin tecellîsine uygun icraatları bekliyor ve yalvarıyoruz.
“Ya Rabbi; içimizdeki masumlar hürmetine bizi bağışla, senin arzun istikametinde hayat sürmemizi bize nasip et.”
Niyazım şu:
Daha kötüsünden koru.
09.08.2007
E-Posta:
[email protected]
|