Türkiye’de cumhurbaşkanlığı sorunlu olmuştur.
Bunun sebepleri bellidir. Ülkemizde ideolojik performans yüksek olduğu için bu kargaşa hep yaşanır hale gelmiştir.
Cumhurbaşkanını seçenler, ideolojik yaklaştığı için, seçilen cumhurbaşkanı da ideolojik tutum içine girmiştir.
Halbuki prosedür bellidir.
Seçilen cumhurbaşkanı, kanunlara göre, ideolojik davranmadan, hakperestlik sınırları içinde hareket etmesi gerekir.
Yol bu...
Ama uygulama çoğu zaman cumhurun arzu ettiği istikametin dışında cereyan etmiştir.
Oysa demokratik teâmüller böyle değildir. Büyük bir devletin başında bulunan ve çok yetkiler ile donatılmış bir cumhurbaşkanı çok dikkatli olmalıdır.
İdeolojik yaklaşımı bırakıp, demokratik davrananlar muvaffak olmuşlardır.
Seçim sonrası şimdiden tartışılır hale gelmiştir.
Öyle mi olacak?
Böyle mi olacak?
Şöyle mi olacak?
"Ben seçerim", "Ben seçtirmem", "Sen seçemezsin", "Ben seçtiririm"... Kanunlar ve teâmüller bile bu arada kaynayıp gider.
Türkiye'de tam demokrasi istiyoruz. Bazılarının müsaade ettiği kadar değil.
Ben "Şu haklı, bu haklı" gibi bir tâbir kullanmıyorum. Dikkat ediniz, demokratik bir ülke istiyorum.
Seçilenin seçene saygısının olduğu, seçenin seçilenden hesap sorduğu bir ülke istiyorum. Muhalefetin iktidara hırs ve ihtiras içinde çıkıştığı bir ortam istemiyorum.
Türkiye'nin bu tabloya bir gün mutlaka kavuşmasını arzu ediyor, bekliyorum.
Umarım bizim nesil buna muvaffak olur.
Olmazsa başka nesil olur.
19.07.2007
E-Posta:
[email protected]
|