NOKTA, ÜNLEM, NOKTALI VİRGÜL: Nokta olacaksın güyya... Olsan olsan koca bir ünlemin altında ezilen noktacık olursun. Ne zaman son noktayı koymaya kalksan, bir virgül gelip cümleni yan cümle yapar ya da bir başka nokta gelir ve beraber bir tırnak açtırır, sözü başkasına bırakırsınız.
KONUŞMA ÇİZGİSİ: Bütün konuşma çizgileri sağ yanlarındaki benim üç noktadan ibaret olmamla alay etti. Oysa sol taraflarında hep iki nokta vardı: onlar üst üstüste, ben ise yan yana.
SORU EKİ “Mİ”: Bitişik yazılarak soru cümlesi olmadığını ispatlamaya çalışıyorsan çok yanılıyorsun sevgili “mi”. Sorulardan kaçma lütfen.
BAĞLAÇ OLAN “DE”: Ek olduğun halde kendini bağlaç zannedip ayrı yazılıyorsun. Bağlaç olduğun halde, sanki ekmişsin gibi senden öncekine bitişiyorsun.
ÜNLEM: Ünlem çıktı hayatımızdan, ama ondan önce soru işaretlerini dışladık.
SORU İŞARETİ: Soru işareti olmayan bir hayatta, ünleme de yer yoktur!
Bazı soru işareti şeytanlardan, bazıları melaikedendir.
PARANTEZ: Birşeyleri paranteze alarak yaşadıkça, hayatımız çok bilinmeyenli bir matematik sorusuna dönüştü. (Asıl metinle anlam ve söz bütünlüğü olmayan cümleler parantez içine alınır, bu cümlede olduğu gibi.)
EK: Ben ekleri ayırmıyorum, ayrı yazılması gereken bağlaçları ayırıyorum. Ama ekle bağlaçı ayıramayanlar beni ayrımcılıkla suçluyor. Oysa onlar bazı ekleri ayırarak, asıl ayrımcılığı yapıyorlar.
PARANTEZ: Eğer bir parantez açmışsan, hiçbir şey söylemeden kapatamazsın.
TIRNAK İŞARETİ: Hayatı sadece tırnak işaretleri arasında yaşayamazsın, ama tırnak işareti olmadan da yaşayamazsın.
PARANTEZ: Parantez matematikte de vardır, edebiyatta da; nasıl kullandığına bağlı olarak hayatın rakamlara da dönüşebilir, hayata da...
VİRGÜL: Bazen virgül koyup soluklanmak, bazen nokta koyup yeni bir cümleye başlamak lâzımdır.
ÜÇ NOKTA: Eğer üç nokta koymuşsan, susacaksın...
14.07.2007
E-Posta:
[email protected]
|