Birlikte iş yapabilmek
İslâm ülkelerinin birbirleri ile iş yapabilme kabiliyeti gittikçe gelişiyor olmasına rağmen istenen seviyede olmadığı kabul edilir bir gerçektir.
Henüz emekleme seviyesindeki bu birliktelikler geliştikçe sorunlar da aynı hızda azalacak, refah seviyesi yükselecek, Müslüman olmak dünya devletleri ve milletleri nezdinde şerefli bir mevki kazandıracaktır.
Allah katında elbette Müslümanlar her zaman şerefli ve yücedir. Ancak, makam ve rütbelerin fazlasıyla öne çıktığı 21. asırda, bulunduğunuz mevki ile işgal ettiğiniz makam fazlasıyla önem kazanmıştır.
Kıymetli bir fikir, değersiz bir insanın elinde itibar kaybettiği gibi, kıymet-i harbiyesi olmayan bir fikrin de kıymetli insanların elinde ne denli kıymet kazandığına her gün şahit oluyoruz.
İslâm dünyasında gelişecek olan sınaî, ticarî, sosyal veya ekonomik birlikler; sadece zenginleşmeyi doğurmayacaktır, aynı zamanda aralarındaki husûmeti, düşmanlığı, kini nefreti de bir cihetle yok edecektir.
Bugün Irak bu hale gelmişse veya Filistin bir türlü toparlanıp kendi ayakları üzerinde duramıyorsa veya Afganistan’ı düzene sokmak için dünya devletleri oraya asker göndermişse bunun en büyük sebebi İslâm ülkeleri arasındaki ticaretin ve bilgi alış verişinin istenen seviyelerde olmamasıdır.
Irak’tan gelen petrol boru hattının iki ülke arasındaki gerginliği azaltma yönünde büyük önemi olduğu gibi, İran’dan gelen gazın; Rusya’ya bağımlı kalmayı engellediği de inkâr edilemez. Irak’taki bütün olumsuzluklara rağmen bizimle yaptıkları dış ticaret bağlantılarının da ilişkilerde büyük rolü vardır.
Gönül ister ki, diğer İslâm ülkeleri ile de dış ticaretimiz gerçek değerine ulaşsın, komşularımızla yapılan sınır ticareti doyurucu olsun. İran, tarım ürünleri konusunda hayli ileri seviyelere ulaşmış bir ülke. Karpuzu bizden iki ay önce üretebiliyor.
Bu kabil ilişkilerin gelişmesi aynı zamanda fikir alış verişini de hızlandıracaktır. Cehalet kısa zamanda bertaraf edilecek her şey bilimin belirlediği şekilde gelişecek ve mamur bir Ortadoğu ortaya çıkacaktır.
Bir an Ortadoğu’daki bütün gerginliklerin bertaraf edildiğini hayal ediyorum; mezhep çatışmaları bitmiş, etnik ayırımcılık ortadan kalkmış, yönetimler seçimle belirlenir olmuş ve akil insanların yönettiği bir seviyeye ulaşmış. Artık kimse bu ülkelere giderken pasaport taşımıyor, AB’de olduğu gibi sadece kimliği ile istediği yere gidebiliyor, istediği ülkenin istediği şehrinde iş kurup hayatını sürdürebiliyor. Böyle bir Ortadoğu olamaz mı? Bu fikir sadece hayalimizi mi süsleyecek? İnsanlar demokrat olamayacak mı? Demokrasi denen gerçek insaniyet bu ülkelere gelmeyecek mi? Yani, özetle insanlık bu saadeti ne zaman yaşayacak?
Şayet bu hayal ettiklerimiz gerçek olsa, o durumda böyle bir Ortadoğu cennetten bir köşe olmayacak mıdır? Cennette yaşamak, cennetteki gibi yaşamak varken neden cehennemi tercih ederiz?
İnşallah o günler uzak değil…
[email protected]
|