Seçimler yaklaşıyor. Bombalar yaklaşıyor. Mayınlar yaklaşıyor.
Partiler adaylarını belirlerken bir bomba patlıyor.
Listeler Yüksek Seçim Kuruluna verilirken bir mayın patlıyor.
Kurul bazı adayları elerken bir başka ölüm haberi geliyor.
Elenen adaylar itiraz ederken bir başka feryat duyuyoruz.
İtirazlar kesinleşirken bir başka acıyla yüreğimiz sızlıyor.
Bir parti bir slogan atıyor. Bir yerlerde bir bomba atılıyor.
Bir parti miting düzenliyor. Bir yerlerde kalabalıklar çığlıklarla koşuyor.
Bir yerde seçim anketi, bir yerde ölen ve yaralananların istatistikleri yayınlanıyor.
Seçimler yaklaşıyor. Açıklamalar sıklaşıyor.
Seçim kararı alınıyor ve sabah gözümüzü ovarak okuduğumuz gazetede bir gece yarısı bildirisi görüyoruz.
Seçim takvimi açıklanıyor ve bir başka sabah bir başka açıklama okuyoruz.
Takvim ilerledikçe yeni bir duyuruya tıklıyoruz.
Sandığa attığımız her adımda yeni bir “höt” sesi duyuyoruz.
Yeni “yapamazsın”lar, yeni “olamaz”lar, yeni büyük ve kuvvetli harflerle yazılmış yüksek sesli açıklamalar.
Seçimler yaklaşıyor. Korkular artıyor. Bir yerlerde güvercinlere mermiler isabet ediyor. Bir yerlerde birilerinin üstüne güvercinler düşüyor. Bir yerlerde bir feryat yükseliyor. Bir yerlerde gözyaşları sel oluyor.
Seçimler yaklaşıyor ve birileri haklı çıkıyor. “Provokasyonlar artacak” diyenler haklı çıkıyor. “Türkiye yol ayrımında” diyenler yanılmıyor. “Yeni gelişmelere dikkat” diyenler “ben demiştim” der gibi bakıyor.
Yaptığınız siyasî analizler, yazdığınız demokratik endişeler, üstüne titrediğiniz bilimsel uyarılar birileri için hiçbir anlam ifade etmiyor.
Ve o birileri için döktüğünüz gözyaşları, yaktığınız ağıtlar, okuduğunuz lânetler, ettiğiniz te’linler hiçbir anlam taşımıyor.
Ama yine de sokaklara dökülmemiz, bağırıp çağırmamız, yakıp yıkmamız, sövüp saymamız isteniyor.
“Haydi ne duruyorsunuz” diye emir geliyor, gece yarıları.
Bir içtima emri geliyor. Biraz kulak kabartsanız, “Sağdan say” diyen bir başka ses duyacaksınız. Biraz dikkatli dinleseniz, “Tüfek omza” diyen bir ses daha işiteceksiniz. Ama bu kadar dikkatli olmasanız da, kulağınız bu kadar hassas olmasa da, kara bulutları göreceksiniz.
Seçimler yaklaşıyor…
Belki “her şeyde bir hayır var”a sığınıp, “Mevlâ’m görelim neyler” deyip, “Neylerse güzel eyler” inancıyla pencereden izleyeceksiniz olup bitenleri.
Seçimler yaklaşıyor… yaklaşıyor… yaklaşıyor…
12.06.2007
E-Posta:
[email protected]
|