Bize özgü olmasın demokrasimiz, cumhuriyetimiz, laikliğimiz. Elâlem nasıl yapıyorsa, elâlemin demokrasisi, cumhuriyeti, laikliği neye özgü oluyorsa bizimki de öyle olsun.
“Ordu-millet” filan olmayalım, ordusu olan millet olalım, ordusuyla beraber tabi ki donanması, tabi ki Sosyal Sigortalar Kurumu, Devlet Planlama Teşkilâtı, Karayolları Genel Müdürlüğü olan, belki biraz sıradan, ama “norm-al” bir millet olalım.
“Milletin gönlünde özel bir yeri olan ordu” yerine, milletin aklında yeri olan ve bir ordu bir milletin neresinde ne kadar yer tutuyorsa, o kadar yer tutan bir ordumuz olsun. Gönlümüzdeki özel yerlere dikenli teller çekilip, “Askerî yasak bölge-girilmez” yazılmasın. Özel yerleriyle, genel yerleriyle gönlümüz üzerindeki tasarrufumuz, “paşa” gönlümüze kalsın.
Cuma günü 23.30’da e-muhtıra yapmak yerine, o saatte yayınlanan “Hatırla Sevgili” dizisini izleyip, darbelerin bu ülkeye neler kaybettirdiğini izlesin askerî webmasterlarımız. Biz de ertesi gün, her hangi bir demokratik ülkede neler tartışılabilecekse onların tartışıldığı, nelerden korkulabilecekse onlardan korkulduğu, neler konuşabilecekse onların konuşulduğu bir millet olarak uyanalım.
Bizim Anayasa Mahkememiz de hukuka göre karar versin, devleti bireye değil, bireyi devlete karşı korusun. Özgürlükleri kısıtlamak için değil, özgürlük alanını genişletmek için eğip büksün kanunları, ille de eğip bükmek gerekiyorsa…
Bizim de cumhurbaşkanımızı halk seçsin. Halk seçmese de, halkı önemsesin. Kırmızı ışıkta durduğu kadar, hakkın hukukun ihlâl edildiği yerde de dursun. Marketten iki ekmek ve bir süt almaya gittiğinde, varsa biraz da güleryüz alsın…
Bizim mitingsever halkımız da, “yaşam tarzına müdahale tehdidi”nden önce, çoktan elden gitmiş “yaşam tarzı” özgürlüğü için yürüsün. Kendi rahatı kadar, başkalarının hakları için de bağırsın. Kendine dokunmayan yılan için de marşlar söylesin, bayraklar açsın.
Demokrasiyle yönetilen, hukukun var olduğu, laikliğin “sosyal devlet”le ve onunla aynı derecede önemsendiği sıradan bir ülke olalım. Öyle “kendimize özgü” filan olup, yıllarımızı heba etmeyelim.
2007’li yıllara “özgü” özgür bir toplum olalım…
08.05.2007
E-Posta:
[email protected]
|