İman gücü sanıldığı gibi, yalnızca kerâmet göstermede veya ibadetleri ifa hususunda kendisini göstermez. O, öyle bir enerji, iksir veya güç kaynağıdır ki, hayatın bütün safhalarında, bütün olaylar karşısında tezahürünü gösterir.
Evvelâ, olumlu duyguların yükseltilmesinde gücünü icrâ eder.
İkinci olarak, olumsuz duyguları dizginler.
Muhteşem bir güç kaynağı olan tahkîkî iman, ruhumuza, duygularımıza muhteşem bir enerji pompalar. Kabiliyetlerimizi inkişaf ettirir. Tıpkı, elektrikli ev âletlerinin veya herhangi bir cihaz ve makinenin fişini, prize takmak gibidir. Elektrik, bir taraftan ışık verirken, sobaya verildiğinde ısıtır, buzdolabında soğutur, fırında pişirir, pervanede serinletir, vesâire... Binlerce değişik ve tam zıddı cihazlarda fonksiyonunu icra eder.
İman, bir taraftan ibadet etme gücü aşılarken, aynı zamanda sevgimizin dalgaboylarını güçlendirir ve yaygınlaştırır. Adeta, kâinatı kaplayacak mahiyet kazandırır. Meselâ duâ eden bir kalb, anlar ki, sonsuz kudret ve zenginlik Sahibi onun kalbinden dahi geçenleri işitir, her şeye eli yetişir, herbir arzusunu yerine getirebilir, aczini giderir, fakirliğine imdad eder. Son derece aciz ve fakir olan insan; imanın tezahürü duânın gücüyle rahmet hazinesi ve tükenmez bir kuvvet kaynağına ulaşır. Bütün varlıkların duâlarını kendi duâsına katarak muhteşem bir enerji elde eder.1
Diğer taraftan iman, olumsuz olaylar karşısında direncimizi artırır, hastalıklar karşısında moralimizi yükseltir. Öte yandan stresi ve hastalıklara düşmemizi engeller.
İman, duygu kontrolünü de temin ettiğinden, olumsuz hislerimizi mecrâlarına yönlendirme gücü verir. Nefsimizi kontrol etme mahareti kazandırır. Dolayısıyla günahlara, harama karşı direnç aşılar.
Kalbimiz, bütün kâinatla ilgilidir. İmanın mahalli kalptir. İman, kâinattaki bütün gayb/metafizik âlem ve onların sâkinleriyle iletişimi de sağlar. Böylece iman, şuurlu tefekkür, ibadet, zikir ile Kâinat Hâlıkının ve İdarecisinin sonsuz gücüyle irtibata geçilir. Dolayısıyla akıl, zekâ, kalp gibi his ve duygular inkişaf eder, duyarlılıkları artar.
İmanımıza göre niyetimiz de farklı bir boyut kazanır. Tıbbın keşifleri arasındadır: Soğan soyarken oluşan gözyaşı ile duygusal gözyaşlarının protein yapıları farklıdır.2 Elbette imanlı niyetin gözyaşı çok daha muhteşemdir.
Teslimiyet, rıza, olumlu niyet iman gücünden beslenirse; stresi ortadan kaldırır, hastalıklarımızı bile tedavi edebiliriz.
İşte iman gücüyle dökülen veya içimize akıtılan gözyaşları, elbette protein yapıları olumlu ve güzel olacaktır. Buradan kıyasla, hareket edersek; nasıl ki, kötü söz, tehdit, küfür, bizi endişeye, korkuya, heyecana vs. sevk ederse ve bedenimizde tahribatlar yaparsa; iman enerjisi yüklü güzel söz, müjde, sevgi, ümid verir, moralimizi yükseltir, enerji kaynağı olur.
İflâs, işini veya çok yakınını kaybetme, kimi zayıf karakterli insanları intihara sevk eder. İman gücü, intiharlara giden yolları kapatır. Alkol ve uyuşturucu gibi kötü alışkanlıklar pençesinden kurtarır. Günahlara dalmaktan insanı korur. Zira, iman, rûh/duygu ve bedende bulunan elektrik, elektro-biyo-manyetik ve sâir binlerce enerji boyutlarımızın kapasitelerini yükseltir.
Dipnotlar: 1- Sözler, s. 288.; 2- Stresi Mutluluğa Dönüştürmek, s. 165.
08.05.2007
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|