Tevhid delillerini okuyamayan bir inanç, gerçek imanı bulamaz ve batıla sapar. Bu, temiz gıda ve su bulamayanların, murdar et yemek ve kirli su içmek zorunda kalması gibidir. Haddizâtında iptidâî topluluklar da Allah’a inanmış, fakat, sıfatlarında yanılmışlardır.
Tabiata, atomlara ilâhlık verenlerin mantıksızlığı şudur:
Kâinata bakıldığında, bir şey her şeyle bağlıdır. Ve her şey moleküllerden oluşur. Dolayısıyla her molekülün, bütün varlıkların fizikî, kimyevî, biyolojik, psikolojik vs. yapılarını bilmesi lâzım! Meselâ, havadaki her bir zerre, her bir çiçeği, her bir meyveyi ziyâret edebilir, hem her çiçeğe, her meyveye girer, işleyebilir. Eğer her şeyi görür ve bilir bir Kadîr-i Mutlakın memur-u musahharı olmasa, o serseri zerre, bütün meyvelerin, çiçeklerin cihazâtını, yapısını, ayrı ayrı sanatlarını, onlara giydirilen sûretlerin terziliğini ve sanatın bütün mükemmelliklerini kapsayan terziliği bilmesi gerekir.1
İşte, hakiki tevhid, moleküllerden galaksilere kadar her şeyde Allah’ın varlık ve birliğini görmektir. Yani, Cenâb-ı Hakkın “ulûhiyet” (ilâhlık) damgasını, “rubûbiyet” (atomdan galaksilere kadar kâinatı terbiye etme) imzasını ve “kaleminin nakışlarını” görmek, okumaktır. Sayısız icraatında, yaratmasında hiçbir şekilde ortağı, yardımcısı olmadığını bilmek ve her şeyin dizgininin Onun elinde olduğuna inanmaktır. Böylece, herşeyin Onun birliğine (tevhide) şehadet ettiğine, her şey Onun kudret elinden çıktığına; ulûhiyetinde, rubûbiyetinde ve mülkünde hiçbir şekilde, hiçbir ortağı, yardımcısı olmadığını görme derecesinde kesin bir bilgiyle tasdik edip iman getirmektir.2
Gerçek mutluluk kaynağı da tevhid-i hakîkîdedir. Zira, her şey üstünde esmânın nakışlarını, cilvelerini, yansımalarını okumakla, her an huzur-u
İlâhî’de olmanın lezzet ve zevki yaşanır.
Dipnotlar:
1- Sözler, s. 267;
2- A.g.e., s. 263-264.
26.04.2007
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|