Bir hafta acaba yeter mi? Hayır. Onu (asm) anlamak ve anlatmak için haftalar kâfî gelmez.
Ama bu hafta, bir başlangıç sayılabilir.
Çünkü o (asm), bizim ile alâkadardır.
Her bir salavatımızı işitir. Onu (asm) ziyaret etmek mi istiyorsunuz? Mesafesi sadece havayolu ile 3-4 saat. “Benim kabrimi ziyaret eden, beni hayattaki gibi ziyaret etmiş olur” buyuruyor.
Onun (asm) kabrini ziyaret ettiğinizde kolaylık hissedersiniz.
Mahşerî bir kalabalık... Uzak beldelerden onu (asm) ziyaret etmek için gelen, gönlü kırık, acısı büyük insanlar...
Hep ona (asm) koştular. Kim ne aradı ise aradığını onda (asm) buldu.
“Zaman değişmiş, asır başkalaşmış, herkes dünyaya dalmış” diyenler, onun (asm) getirdiği nur ile âlemlerini ışıklandırdılar ve asırlar bir bir o saadet düsturları ile süslendi.
Onun için bu haftalar bitmemeli.
Onun (asm) hayatını, yaşadığı zamanı, yaşadığı olayları, söylediği sözleri, emrettiği şeyleri, çekindirdiği tutum ve davranışları, bıraktığı vasiyetleri, “Yapın” dediği ibadetleri unutmayacağız.
Onun (asm) gibi güleceğiz.
Onun (asm) gibi ağlayacağız.
Onun (asm) gibi ibadet edeceğiz.
Onu (asm) herşeyden çok seveceğiz.
Kulağımızın biri değil, ikisi de onun (asm) söylediklerinde olacaktır.
Dünyayı istiyorsak, ona (asm) soracağız. Ahireti istiyorsak, ona (asm) soracağız.
Binlerce hadis, günümüze kadar ulaştı. Mesajları açık, eski değil, hâlâ yeni. Çünkü onun getirdikleri, sadece o günün ve o asrın ihtiyaçları değildi.
Kıyamete kadar devam edecek olan bir saadet halkası idi. Hafta bitmedi, devam ediyor.
26.04.2007
E-Posta:
[email protected]
|