Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 08 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Murat ÇETİN

Error



Laiklik—yani Türkiye tipi olan laiklik—tüm özgürlüklerin güvencesiyse, yandık. Eskiden sadece din ve vicdan özgürlüğümüz sınırlanıyordu, şimdi tüm özgürlüklerimize sınır gelecek. Artık her türlü özgürlük kullanma girişimimiz, laikliğe aykırı olarak kabul edilip, engellenebilecek. Laikliğe aykırı seyahatler, laikliğe muhalif haberleşmeler, laiklik karşıtı mülk edinme teşebbüslerimiz akim kalacak.

Eskiden başka duvarlara toslayan başka özgürlükler, bir şekilde kendini kurtarabilirken, artık laiklik engeliyle başa çıkamayacaklar. Düşünce özgürlüğü, salt düşünce özgürlüğüyken kimi engellerle karşılaşıp ortalığı toz duman edebilirken, laiklik engeli karşısında eli ayağı bağlı kalacak. Basın özgürlüğü konusunda atıp tutanlar, laikliğin “güvencesi” altına giren basın özgürlüğü tehlikeye girince gıklarını çıkaramayacaklar.

Her türlü özgürlüğün “güvencesi” haline gelen laiklik, tüm ezberleri bozacak. Ezber dediysem ilköğretimde öğretilen, “Laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır” ezberini kastediyorum. Yok, böyle bile olsa hiçbir ezberi bozdurmayız denirse, laikliğin başka özgürlüklerin güvencesi olduğu konusunda kafa karıştırıcı—bilgi kirletici—açıklamalar yapmak gerekecek. “Madem güvencesi, o zaman neden daha çok yasaklıyor” sorusuna gelince. Zaten bu soruyu, yaşken eğilmiş ağaçların hiç sormaması sağlanacak

Laikliğin, “sadece” din ve vicdan özgürlüğünün güvencesi olmaması, “zaten” din ve vicdan özgürlüğünün güvencesi olduğu önkabulünü gerektirdiğine göre, “Hani nerede güvence?” sorularına kulak tıkanmaya devam edilecek. Daha doğrusu, cümlenin bu şekilde kurulmasıyla, bu sorunun hiç sorulmayacağı var sayılacak. Daha da doğrusu, yeni laiklik tanımını yapan kurumla karşılıklı oturup, önermelerinin hukuk, hatta ondan evvel mantık karşısındaki durumunu tartışma imkânımız olmadığı için, o gönlünce yeni tanımlamalar yapabilecek.

Tüm bunlardan sonra, her şeyin özü ve özeti olarak bir—ve son—“aslında” çekmek gerekirse… Aslında bütün yollar bizim özgürlüklerimizin bir şekilde, bir sebeple, bir tarifle, bir kararla sınırlanmasına çıkacak. Biz de o tarifleri yapanların tariflerini, o kararları alanların kararlarını sorgulayıp duracağız, beyhude yere…

08.02.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (05.02.2007) - Küresel kardeşlik

  (30.01.2007) - Siz ve biz

  (29.01.2007) - Dilek ve temenniler

  (22.01.2007) - Hayatın sesi

  (18.01.2007) - Kitaplara iyi bakın

  (11.01.2007) - Barışa savaş açmak

  (09.01.2007) - Bir gün daha

  (08.01.2007) - Çalışmadığın yerden sınava girmek

  (28.12.2006) - Kurban güzellemesi

  (26.12.2006) - 2006 ile son sohbet

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004