Laiklik—yani Türkiye tipi olan laiklik—tüm özgürlüklerin güvencesiyse, yandık. Eskiden sadece din ve vicdan özgürlüğümüz sınırlanıyordu, şimdi tüm özgürlüklerimize sınır gelecek. Artık her türlü özgürlük kullanma girişimimiz, laikliğe aykırı olarak kabul edilip, engellenebilecek. Laikliğe aykırı seyahatler, laikliğe muhalif haberleşmeler, laiklik karşıtı mülk edinme teşebbüslerimiz akim kalacak.
Eskiden başka duvarlara toslayan başka özgürlükler, bir şekilde kendini kurtarabilirken, artık laiklik engeliyle başa çıkamayacaklar. Düşünce özgürlüğü, salt düşünce özgürlüğüyken kimi engellerle karşılaşıp ortalığı toz duman edebilirken, laiklik engeli karşısında eli ayağı bağlı kalacak. Basın özgürlüğü konusunda atıp tutanlar, laikliğin “güvencesi” altına giren basın özgürlüğü tehlikeye girince gıklarını çıkaramayacaklar.
Her türlü özgürlüğün “güvencesi” haline gelen laiklik, tüm ezberleri bozacak. Ezber dediysem ilköğretimde öğretilen, “Laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır” ezberini kastediyorum. Yok, böyle bile olsa hiçbir ezberi bozdurmayız denirse, laikliğin başka özgürlüklerin güvencesi olduğu konusunda kafa karıştırıcı—bilgi kirletici—açıklamalar yapmak gerekecek. “Madem güvencesi, o zaman neden daha çok yasaklıyor” sorusuna gelince. Zaten bu soruyu, yaşken eğilmiş ağaçların hiç sormaması sağlanacak
Laikliğin, “sadece” din ve vicdan özgürlüğünün güvencesi olmaması, “zaten” din ve vicdan özgürlüğünün güvencesi olduğu önkabulünü gerektirdiğine göre, “Hani nerede güvence?” sorularına kulak tıkanmaya devam edilecek. Daha doğrusu, cümlenin bu şekilde kurulmasıyla, bu sorunun hiç sorulmayacağı var sayılacak. Daha da doğrusu, yeni laiklik tanımını yapan kurumla karşılıklı oturup, önermelerinin hukuk, hatta ondan evvel mantık karşısındaki durumunu tartışma imkânımız olmadığı için, o gönlünce yeni tanımlamalar yapabilecek.
Tüm bunlardan sonra, her şeyin özü ve özeti olarak bir—ve son—“aslında” çekmek gerekirse… Aslında bütün yollar bizim özgürlüklerimizin bir şekilde, bir sebeple, bir tarifle, bir kararla sınırlanmasına çıkacak. Biz de o tarifleri yapanların tariflerini, o kararları alanların kararlarını sorgulayıp duracağız, beyhude yere…
08.02.2007
E-Posta:
[email protected]
|