Demokrasilerde halkın sesi asıl olan sestir. Halk sesini değişik vesilelerle duyurur. Ya oy sandığında, ya eylemlerde, ya da anketlerde…
Son günlerde anketlere yansıyan “halkın isteklerini” şöyle bir sıralarsak bakın ne çıkıyor?
“Meslek liseleri önündeki katsayı engeli kaldırılsın. Başörtüsü yasağı kalsın. YÖK kanununda değişikliğe gidilsin. Televizyonlardaki ahlâksız diziler ile, kültürel yozlaşmayı getiren, çocukları olumsuz etkileyen yayınlara son verilsin. Manevî değerlerdeki zayıflama ve kısa yoldan ahlâka ve hukuka aykırı “köşe dönücülük” felsefesini ön plâna alan yaklaşımlara son verilsin. Okullarda yaşanan şiddet olaylarına tedbir alınsın. Okulların önündeki seyyar satıcılar kaldırılsın…”
Yani, halk iş, aş, barış, adalet, güvenlik, özgürlük, velhasıl demokrasi istiyor. Halk maddî ve manevî huzur istiyor.
***
Halkın istediği bir konu da, düşüncenin önünde engel olduğu söylenen TCK’nın 301. maddesinin kaldırılması veya değiştirilmesi… Yapılan anketlere göre halkın “ezici” bir çoğunluğu daha fazla özgürlük, daha fazla insan hakları, daha fazla demokrasi istiyor. Fikir ve düşüncenin önündeki engellerin kaldırılmasını bekliyor.
Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) geçen sene düşünce özgürlüğünden en çok hüküm giyen Avrupa ülkesi... Geçen yıl 35 dâvâda ifade özgürlüğü ihlâli sebebiyle Türkiye mahkûm oldu.
301. maddeyle ilgili çalışmalar son günlerde hız kazandı. Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Yavuz Önen, ifade özgürlüğü tartışmalarının yalnızca 301. maddeye indirgenmesinin yanlış olduğunu, yasada birbirinin yerine kullanılarak ifade özgürlüğünü engelleyecek en az 14 madde olduğunu hatırlattı.
Ancak, söz konusu maddenin tümden kaldırılması ya da değiştirilmesi yönündeki kafa karışıklığı hem hükümette, hem de anamuhalefet partisinde devam ediyor. Bu kafa karışıklığı STK’lara da yansıdı. Başbakan Erdoğan STK’ların bu konuda ortak bir metin oluşturamadığından yakınıyor ve bu konuda çalışma yaptıklarını, STK’lardan metin gelmezse “gerekli adım”ı kendilerinin atacağını söylüyor ve ekliyor “301 kaldırılamaz, ama değiştirebilir...”
Diğer yandan da sivil toplum kuruluşları geçtiğimiz Cuma günü 301’le ilgili toplantı yaptılar. Aralarında mutabakata varamazlarken, onlar da topu hükümete attılar. Bu toplantıda bir şey dikkatimizi çekti. Toplantıya işçi ve memur sendikaları, işveren kuruluşları, hatta noterler, eczacılar, diş hekimleri, tabipleri, veteriner hekimleri birlikleri yetkilileri katılırken, insan hakları kuruluşlarının hiçbirisi dâvet edilmedi.
***
Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in maddeyle ilgili değerlendirmeleri ise, yine dikkat çekici oldu. “Bu Türkiye’nin ayıbı ise, bu ayıbı taşıyan pek çok ülke var. Özellikle de Avrupa Birliği üyesi ülke var” diyerek adeta maddeyi savunur duruma düştü. Bakanlık bir taraftan da kendisini haklı çıkarmak için, 301’inci maddenin benzerlerinin Avrupa ülkelerinde nasıl uygulandığını araştırdı. Bakanlığın raporuna göre Almanya’da 72, Avusturya’da 1, İtalya’da 107, Hollanda’da 419 mahkûmiyet kararı çıktığını açıkladı.
Eğer 301. madde “ayıpsa” bu herkes için ayıptır. Bunu AB de yapsa, ABD de yapsa, herhangi bir Afrika ülkesi de yapsa, Türkiye de yapsa ayıptır.
301 konusunda dönülmez bir yola girildiği gözleniyor. Maddeyi kaldırmaya yanaşmayan hükümet, daha fazla sıkıntı olmadan bunu “özgürlükçü” bir yapıya kavuşturmaları gerekiyor. Tümden kaldırılamıyorsa, hiç değilse, “muğlâk ifadeler” kaldırılıp, netlik kazandırılmalı. Çünkü aynı madde hâkimlere göre farklı uygulanıyor.
***
Ülkeyi yönetenlere, yönetmeye aday olanlara halkın bu isteklerini hatırlatmak isteriz. Eğer halkın sesine kulak verirseniz başarılı olursunuz. Yoksa bundan önce halka kulak vermeyenler, halkın isteklerini yerine getirmeyenler, onun sıkıntılarını gidermeyenlerin uğradığı hüsrana uğrarsınız.
Bütün meselelerde olduğu gibi, günübirlik politikalarla, “ben yaptım oldu” veya “ben ne dersem olur” mantığı ile politika yapanlar, konjonktüre sığınarak, “Ne yapalım elimiz kolumuz bağlı iş yapamıyoruz. Hele bir daha seçin, bakın bu sefer yapacağız” sözleri ile gününü geçirenlere halkın cevabı sert olur.
İşte bunun için halk ne istiyorsa o yapılmalıdır. Çünkü doğru olan da budur…
04.02.2007
E-Posta:
[email protected]
|