Türk Ceza Kanunu’nun “meşhur” 301. maddesi tekrar gündemde… Ne var ki, özgürlüklerin önünde engel olarak görülen madde, aynı maddeden yargılanıp ceza alan Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in gazetesi önünde öldürülmesinden sonra yeniden gündeme geldi.
301 tartışılıyor, ancak hem hükümet kanadında, hem de anamuhalefet partisi CHP’de bu konuda kafa karışıklığı sürüyor. Herkes kendi cephesinden bakarak konuya yaklaşıyor.
Bu tartışma, Avrupa Parlamentosunun da tekrar gündeminde. Avrupa Parlamentosu’nun Danimarkalı üyesi Mogens N. J. Camre, AB Komisyonu’nun konuya ilişkin hangi adımları atacağını sordu ve Türkiye’den cevap bekliyor. Camre, “Komisyon, Türkiye’nin tavrını AB’nin laiklik, dinî özgürlük ve Kopenhag kriterleri ve benzeri gibi temel değerlerine aykırı buluyor mu, eğer öyleyse Komisyon durumu dile getirmek için hangi adımları atacak?” diye soruyor. AB’li yetkililer maddenin değiştirilerek veya kaldırılarak ifade özgürlüğünün sağlanacağına inandıklarını her ortamda dile getiriyor.
***
Bu maddenin değiştirilmesi konusunda birinci derecede sorumlu olan Adalet Bakanı Cemil Çiçek, geçmişte olduğu gibi yine bu tartışmanın başlatılmaması gerektiğini söylüyor: “Bu soruyu sorarak, 301 tartışmasını siz başlatmayın. Hele bir cenaze kaldırılsın, bu konuyu başka türlü zamanlarda konuşalım…”
Malûmunuz, bu köşede daha önce de yazmıştık. Cemil Çiçek bir süre evvel, “Bir kısmı da 301 üzerinden şöhret elde etmeyi bir kolaycılık olarak görüyorlar, ödül almak için de bir kolaylık getiriyor. Kime 301’den şey oluyorsa, bir Batı ülkesinden hemencecik bir ödül veriyorlar” diyerek olaya “farklı” bir yaklaşım sergilemişti.
Yine, “301, kapı numarası değildir. Birçoğu 301. maddeyi kapı numarası gibi biliyor. Bu maddeyi tartışan ve yanıt bekleyenlerin, en az cevap verecek kadar madde hakkında bilgi sahibi olması gerekir” diyen de Cemil Çiçek’ti…
Bu arada Dışişleri Bakanı, “Bugünkü haliyle 301. maddeden dolayı bazı problemlerin yaşandığını görüyoruz” diyerek, “problem”in varlığını kabul ediyor. Ve madde de değişiklik yapılması gerektiğini kendilerinin de gördüğünü(!) söylüyor. Gül, bu maddenin bu yıl içinde değişip değişemeyeceğine ilişkin sorulara da “Her şey olabilir. Bu meclisin iradesi içindedir. İşbirliği içinde her şey yapılabilir” cevabını veriyor. Ama Başbakan Erdoğan, bu konuda topu STK’lara atıyor.
Diğer yandan CHP’nin de kafası hayli karışık. Daha önce “getirsen görüşelim” derken, şimdi topu AKP’ye atıyor. Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, “CHP’nin 301. maddeyle ilgili düşüncelerinde bir değişiklik yok. Mevcut tartışmaların muhatabı hükümettir. AKP’nin çoğunluğu var, istediği kanunu çıkarır. Bu konuda CHP’nin desteğine ihtiyaçları yok. Ancak, maddenin kaldırılması veya değiştirilmesine yönelik bir düzenleme Meclis’e geldiği takdirde, gerekli muhalefeti ortaya koyarız” diyerek, olumsuz tavrını sergiliyor.
TBMM Başkanı Bülent Arınç ise, “Bunu kaldıracak olan ben değilim. Meclisimize böyle bir tasarı geldiğinde bunu en sür’atle yerine getiririz. Bu tartışmalar Türkiye’de yaşandı. Bunun gereğini milletvekillerimiz takdir ederler… 301’in tamamen kaldırılması ya da tamamen değiştirilmesi söz konusu olabilir” derken, kendi kanaatinin maddenin tamamen kaldırılması olduğunu da ekliyor.
İşte, düşünce ve ifade önündeki engel olan bu madde ile ilgili tartışmalar bu safhada. Yine herkes işi yokuşa sürüyor. Yeri geldiğinde özgürlüklerin önünde engel kalmasın diyenler, hem bu maddenin yanlışlığını vurguluyor, hem de adım atmakta çekiniyorlar…
***
Bu madde ile ilgili tartışmalar önümüzdeki günlerde de devam edecek. Herkes akl-ı selimle, “önyargılardan arınmış” şekilde bu meseleyi tartışmalı, düşünce ve ifadenin önündeki bu engel kaldırılmalıdır. “Bu maddenin benzerleri AB’de var” polemiğine girmemek de gerekiyor. Yanlışsa, orada olması da, burada olması da yanlıştır. Zira, AB 301. maddenin “düşünceyi suç” saydığı, ifade özgürlüğünü ortadan kaldırdığı için yasadan tümüyle çıkarılması veya değiştirilmesi talep ediliyor.
Buradan Adalet Bakanımız Çiçek’e sesleniyoruz: “Sayın Bakanım cenaze kalktı, şimdi tartışmanın zamanı…”
Son söz olarak şunu söylüyoruz… Bu tartışmalara önce kafaların değişmesi ile başlamak lâzım. “Eleştiri” ile “aşağılama” arasındaki farkı belirleyerek işe başlanabilir. Çünkü kafalar özgür olmadıkça, maddelerin numaralarının değişmesi de pek fayda etmiyor… Geçmişte görüldüğü gibi…
27.01.2007
E-Posta:
[email protected]
|