Türkiye’de uygulanan kanunsuz başörtüsü yasağı değişik yöntemlerle de olsa tekrar gündemimize giriyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmaları bile başörtüsü üzerinden yapılıyor. Bir taraftan “büyük” gazete iddiasındaki gazeteler hiç yoktan başörtüsü tartışmasını gündeme getiriyorlar. Verdikleri haberlerin gerçek olmadığı, yalan olduğu ortaya çıktıktan sonra bile yüzleri kızarmayanlar “ultrason çekmediğini iddia edilen doktor ya da teknisyenlerin başörtülü olmadıklarını” dahi yazma cesaretini gösteremiyorlar. Hata ettiklerini dolambaçlı yollardan kabul ediyorlar, ama bir özür bile dileyemiyorlar…
Seçim yaklaştıkça bazıları yine meydanlarda bu konuda söz vereceklerdir. Muhalefette “başörtüsü meselesini çözmek namus borcumuzdur” deyip iktidarda çözmeyenler, başörtüsü sorununu “çözerek” çözenler, “erkek” sözü verenler yine, “Bize oy verin, sorunu çözelim” diyeceklerdir. Demeye de başladılar bile...
Bunlar işin başka bir boyutu…
***
Bugün başörtüsü konusunda yapılan bir anket çalışmasından söz etmek istiyorum.
“Başörtüsü Yasağının Yol Açtığı Sorunların Boyutlarını Araştırma Projesi” kapsamında Hazar Derneği başörtüsü yasağından olumsuz etkilenen bayanlar üzerinde, “Türkiye’nin örtülü gerçeği” isimli bir anket çalışması yapıyor. Projeyi AKDER de destekliyor.
İzmir, Adana, Konya, Samsun, Diyarbakır, Bursa, Ankara, İstanbul, Malatya, Kayseri illerinde başörtüsü yasağı sebebiyle mağduriyete uğramış başörtülülerin sorunlarını ortaya koyacak olan bu çalışmada anketini ANAR yapacak.
Projenin özeti şöyle anlatılıyor: “Başörtüsü yasağının ortaya çıkardığı sorunların çözümüne katkıda bulunmak amacıyla başlatılan bu projenin iki ana ayağı vardır. Birincisi problemin tespitine ve boyutlarını ortaya koymaya yönelik istatistiki araştırmalar ve bu araştırmaların bulgularını destekleyecek çalışmaları yapmak; ikincisi ise araştırmadan çıkan sonuçları kullanarak kamuoyu çalışmaları yapmak ve sorunun çözümünü destekleyici yönde kamuoyu oluşturmak…”
Bu proje, başörtüsü yasağının ortadan kaldırılmasını ve yasak sebebiyle ortaya çıkan sorunların çözümüne katkıda bulunmayı amaçlıyor. Projenin hedefi “ırk, dil, din, cinsiyet ya da başörtülü-başörtüsüz ayrımlarının meydana getirdiği adaletsizliğin yaşanmadığı, eşit hak ve fırsatlara sahip bireylerden oluşan bir toplumun tesis edilmesine katkıda bulunmaktır” olarak belirlenmiş.
Bildiğiniz gibi, gazetemizin de geçmişte bu yönde bir çalışması olmuş, ortaya çıkan sonuçlar, mağdurların kendi dilinden gönderdikleri mektuplardan gazetemizde yayınlanmıştı. Yazı İşleri Müdürümüz Faruk Çakır bütün bunları toplayıp, “Bu zulmü tarihe mal etmek için…” (kitabın arka yüzünden) “Başörtüsü mağdurları” isimli kitap hazırlamıştı. Bu kitapta başörtülülerin 28 Şubat’ta yaşadıkları mağduriyetler gün yüzüne çıkarılmıştı.
***
Bu çalışmanın neticesinde ortaya çıkacak neticeler, binlerce mağdurun yaşandığı sıkıntılar belki bazılarının yüreklerini sızlatır. Çünkü, bugüne kadar yasağın boyutlarının çok azı tesbit edilebildi. Mağdur olanların büyük bir kısmı yaşadıklarını içine attı, bir köşesine çekildi. İçlerinde iş, aş v.s. “kaygısı” olanlar da mağduriyetlerini anlatmak istemedi… Ve yasak bugüne kadar derinleşerek devam etti.
Ancak bunların gün yüzüne çıkması lâzım ki, bu sorunun ne kadar derin olduğu tesbit edilebilsin ve bir çözüm bulunabilsin. Mağdur olan herkesin bu konuda duyarlı olması ve başkalarının da mağduriyetlerinin önlenmesi için üzerine düşeni yapması gerekir.
Yasakçılar da, bu yasağın nasıl toplumsal, ekonomik ve psikolojik yıkıma yol açtığını, istatistiki verilerle görürler de belki insafa gelirler(!) diye ümit etmek istiyoruz… Yasak sebebiyle ortaya çıkan bu problemleri görmezden gelenler de böylece “sorunun varlığından (!)” haberdar olurlar.
Umarız, böylece başörtüsü yasağından kaynaklanan olumsuz ve elverişsiz sonuçların giderilmesi yönünde katkı sağlanmış olur.
Bu çalışma neticesinin kanunsuz başörtüsü yasağının kalkmasına vesile olmasını temenni ediyoruz.
***
Son olarak şu notu da aktarmak istiyorum. Bazı sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu “Düşünceye Özgürlük Platformları”nın Kocaeli, Ankara ve Van’daki “başörtüsüne özgürlük” eylemleri de devam ediyor. Kocaeli’nde eylemlerin 88’cisi, Ankara’da 46’ncısı yapılmış durumda.
Birileri buna rağmen hâlâ yasağı görmemezlikten geliyorsa, insaf demek lâzım.
Başörtüsü yasağının bir an önce kalkması gerekiyor, çünkü kanunsuz, çünkü vicdanî değil…
24.12.2006
E-Posta:
[email protected]
|