Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 23 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

M. Latif SALİHOĞLU

Iraklı Kürtler, maalesef bir kez daha aldatılıyor



İbret alınmadığı için "tekerrür eden tarih" işte budur: Dış güçlere itimat ederek yola çıkan Kuzey Irak'taki Kürtler, yeni bir aldanmanın ve yeni bir yüzüstü bırakılmanın eşiğine gelmiş bulunuyor.

İşte acı gerçek: İşgal cephesindeki yeni bazı gelişmeler, Iraklı Kürtleri daha şimdiden tedirgin etmeye başladı.

ABD yönetimine tavsiyede bulunmak üzere teşkil edilen Irak Çalışma Grubu, hazırlamış olduğu son raporu açıkladı.

Özellikle Barzanilerin hiç de hoşuna gitmeyen bu raporda, özetle şu iki tavsiye yer alıyor:

1) Kerkük'te gelecek yıl için planlanan referandum ertelensin.

2) Irak'ın geleceği konusunda komşu ülkelerle işbirliği yapılsın.

Gariptir ki, biz de uzun yıllardan beridir, Irak'ta yaşayan Kürtlere bilhassa 2. maddede ifade edilen tavsiyeyi tekrar edip duruyoruz.

Zira, onlar için gerçekçi başka bir çıkış yolu yoktur. Ne var ki, bizi hiç dinlemeyen bu kardeşlerimiz, defalardır Rusya ve Amerika devletlerinin politikacıları tarafından aldatılıyor ve adeta çaresizliğe terk ediliyor.

İşte, şimdi de ne yazık ki yeni bir aldanışın eşiğine gelmiş bulunuyorlar.

Bunun bir ispatı şudur: Kürt yönetiminin istihbarat ve güvenlik şefi Masrur Barzani, Washington Post gazetesinde yayınlanan makalesinde, yukarıda bahsini ettiğimiz rapordaki tavsiyelerden şiddetle rahatsız olduklarını ifade ediyor.

Rahatsızlığın ötesinde ciddî endişelerini de dile getiren Barzani, söz konusu makalesinde şu sözleri sarf ediyor: "Bizi yıldırmaya çalışan otoriter komşularımıza bir kez daha bizi satmayın. Bu projeye (işgal projesi) demokratik şekilde katıldık. Çünkü halkımızın haklarının korunacağı konusunda bize garanti verildi. Biz Kürtler, Başkan Bush ve ABD'den şunu istiyoruz: Irak'ta çok istediğiniz güvenliğin sağlanması için yaptığımız ferâgatleri hatırlayın. Sizden öncekiler sözlerini tutmamıştı. Sizden bu defa sözlerinizi yerine getirmenizi istiyoruz."

Iraklı Kürt kardeşlerimizin, komşu devletlerin politik uygulamalarından şikâyette bulunma hakları elbette olabilir. Zira, Araplar, Türkler ve Acemler, uzun yıllar onlara adeta "ümmetin yetimleri" muamelesi yaptılar. Bu itibarla, vasatî bir serzeniş içinde bulunabilirler.

Ne var ki, nihaî çare ve çıkış yolunu yine de komşu din kardeşleriyle birlikte aramak ve bulmak mecburiyetindeler.

Zira, daima kendi hasis menfaatini öncelleyen ecnebilerden onlara hiçbir hayır gelmez. Sadece şer ve kötülük gelir. Yakın geçmişte mükerreren olduğu gibi...

Amerika öncülüğündeki işgal hareketi, Irak'ta bir batağa saplanmıştır. Bir an evvel bu bataktan çıkmaya uğraşıyor. Çıkarken de, Kürtleri değil, öncelikle kendi menfaatlerini düşünecekler. Menfaatlerine nasıl geliyorsa, öyle hareket edecekler. İcabı halinde "Kürtleri satmak"tan zerrece çekinmeyecekler. Yine geçmişte yaptıkları gibi...

Kürtler, bu acı gerçeğe şimdiden hazırlıklı olmalılar.

Bu hususta defalarca uyarıda bulunduk. Bilvesile aynı uyarıyı bir kez daha tekrarlıyoruz: Ecnebiye güvenmeyin, kardeş ve komşu topluluklarla müşterek çareyi, bir çıkış yolunu bulmaya bakın. Zira, onlar gibi bölgedeki diğer topluluklarının da selâmeti bundadır.

MEDYA

Ertuğrul fâciası (2)

"Gazeteci–yazar"lık mesleği, bir bakıma "Lisân–ı münasiple, zamanında yazma ve yerinde benzetme yapabilme" sanatıdır.

Bu san'atı lâyıkıyla icra edemeyenler, "gazeteci–yazar"lık mesleğinde fazla tutunamıyor.

Dindar camianın bu meslekte en şöhretli isimlerinden biri olan Fehmi Koru, dünkü Yeni Şafak'ta çıkan "Ben onu anlıyorum" başlıklı yazısına aynen şu cümlelerle giriş yapmış: "Hiç kimse anlamasa Ertuğrul Özkök'ü ben anlıyorum. Hürriyet'in manşetinden duyurduğu 'tesettür fâciası', Ahmet Kekeç'in yerinde benzetmesi ile tam bir 'Ertuğrul fâciası'na dönüştü."

Halen Star'da yazan Ahmet Kekeç'in "Tesettür fâciası değil, Ertuğrul fâciası" başlıklı yazısı, evvelki gün, yani 21 Aralık günü yayınlandı.

Sizler de biliyorsunuz ki, aynı konuya dair "Ertuğrul fâciası" başlıklı yazımız, ondan bir gün evvel, yani 20 Aralık günkü Bedesten'de yayınlandı.

Fakat ne hikmetse, bu konudaki "yerinde benzetme" patenti bir başka meslektaşımıza maloldu, gitti...

Diyebilirsiniz ki: Kardeşim, Fehmi Koru ile Ahmet Kekeç nereden bilsin sizin aynı başlıkla aynı konuda yazdığınızı?

Siz böyle düşünmekte haklı olabilirsiniz.

Ancak, burada kısacık bir hatırayı naklederek, mülâhazanızda ona da yer vermenizi arzu ediyorum.

Yeni değil, bundan sekiz sene kadar evvelki (Cemal Kutay'la ilgili) bir yazımızda ve sadece bir tek cümlenin içinde değerli Fehmi Koru'nun ismi geçiyordu.

O yazının neşrolduğu aynı günün sabahında, Fehmi Beyden itirazvâri bir mesaj geldi. Biz de bu mesajını dikkate aldık ve hemen ertesi gün bir "düzeltme" notu düştük.

Basit gibi görünen bu hususla ilgili başkaca herhangi bir söz söylemeden, hadisenin yorumunu sizlere bırakıyoruz.

Kısaca tarihteki fâcia

Osmanlı tarihine "Ertuğrul fâciası" olarak geçen hadise, 18 Eylül 1889 günü yaşandı.

Sultan II. Abdulhamid'in emriyle, içinde 1092 yeni mezun olmuş bahriyeli teğmen bulunan Ertuğrul Fırkateyni Japon'ya imparatoruna "iade–i ziyaret"te bulunmak üzere Japonya'ya gitti.

2344 ton ağırlığa ve 600 beygir gücüne sahip olan bu gemi, Japonya ziyareti dönüşü okyanusta şiddetli bir fırtınaya yakalanarak Serendrip adası açıklarında kayalıklara çarpa çarpa battı.

Gemideki 587 genç Osmanlı teğmeni şehit oldu.

Yaralı halde kurtulanlar ise, Japonya'ya ait iki harp gemisi ile 2 Şubat 1890’da İstanbul Dolmabahçe önüne getirildiler.

23.12.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (22.12.2006) - Bediüzzaman, yeni yeni keşfedilirken

  (21.12.2006) - Vicdan rahatlığı(!)

  (20.12.2006) - Baraj fiyaskosu

  (19.12.2006) - Dahilde menfî hareket

  (18.12.2006) - Sanal bağımlılık

  (16.12.2006) - Sultanların yanında bir ilim sultanı: Ali Kuşçu

  (15.12.2006) - Nesilleri yakan ateş

  (14.12.2006) - Şiş batırmalı tarîkat olmaz olsun

  (13.12.2006) - Bu fâniden bir Reyhanî geçti

  (12.12.2006) - Seksen yıllık ilericilik-gericilik trendi

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri

Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004