Önce şu habere bir göz atınız: “AB’nin hibe programı kapsamında yürütülen üreme sağlığı projesini denetlemek için Muş’a gelen Filipinli Augustus Tiamberg, 60 yaşındaki Nevzat Demir’in 4 eşi ve 42 çocuğu olduğunu öğrenince ne diyeceğini şaşırdı. Nevzat Demir’in ‘İkinci eşim 15’inci çocuğunu doğuracak’ sözü üzerine ise Filipinli uzman şoke oldu.” (Basın)
Hadiniz ordan! Önce kendinize bakarak kendi şokunuzu yaşayınız; sonra Türkiye’ye bakınız. Batıda tek evlilik, sözde ve kâğıt üstünde kaldığı, sokakları binlerce metres, yosma ve genel ev kadınları doldurduğuna göre, acaba bir adam kaç karılı, kaç çocuklu? Kırk karılı mı? Ayrıca bunlar sadırdan attığımız şeyler değil. İşte Batı toplumunun raporları, işte rakamları:
İstatistik araştırmalar dairesi, “Eurostat”a göre, evlilikten ziyade, gayr-ı meşrû hayata kayan Avrupa, böyle devam ettiği takdirde, büyük bir felâkete sürüklenecek. Çünkü dünyaya gelen çocukların yaklaşık beşte biri ‘yasak ilişki’ neticesi doğmaktadır.
“Yasak çocuklar”ın, bilhassa Avrupa ve dünyanın geleceğinin en büyük problemi olacağını gören devlet adamları, içtimâiyatçılar ve ilim adamları ciddî ciddî düşünmeye başladılar. Avrupa’da gayr-i meşrû doğan çocukların, son 11 yılda (1992’ye göre) hemen hemen iki katına çıktığı kaydedilen raporda, evlilik dışı doğumların en fazla Danimarka’da gerçekleştiği de ifâde ediliyor. Bunu daha sonra sırasıyla Fransa ve İngiltere takip ediyor. En son sıralarda ise Yunanistan, İtalya ve İspanya yer alıyor.
Bu arada bir başka problem de evlilik dışı çocukların durumu... Kuzey Avrupa ve ABD’deki çocukların üçte biri evlilik dışı...
“The Population Council” adlı kurum tarafından yapılan ve New York’ta yayınlanan araştırmada, boşanmaların ve evlilik dışı çocukların, “tek ebeveynli” âilelerin artmasına sebep olduğu da belirtiliyor... Bunun sonucu da, yarım aileler, sahipsiz gençler, eğitimsiz çocuklar ve bunalımlar...
Boşanmaların artması, gençliğin sahipsiz kalması, mânevî bir boşluk içinde bulunması, eğitilmemesi ve problemlerin kucağına itilmesiyle eşanlamlı. Serbest bırakılan kürtajın, fuhşu ve sâir ahlâk dışı, gayr-i meşrû hayatı teşvik ettiği acı bir gerçek. Dünyada her yıl, resmen 20 bin kadın kürtaj olurken ölmekte, yüzde 25’i ise kısır kalmaktadır. Gizli kürtaj ölümleri hakkında ise tahminler bile yapılamamaktadır.
Avrupa’yı saran bir başka tehlike de, âile hayatının dağılmasıdır. İnsanın dünyadaki en müşfik ve sağlam sığınağı ailedir. Batılılar o kaleyi de yerle bir etti! Avrupa’da son 10 yıl içinde boşanmalarda büyük artış kaydedildiği görülüyor.
AB bünyesinde araştırmalar yapan bir sosyolog uzmanlar grubunun raporuna göre, Fransa’da her 3 evliliğin biri boşanma ile sonuçlanıyor. Paris bölgesinde bu oranın yüzde 50’ye ulaştığı ifade ediliyor.
Avrupalıların, eskisi gibi “tabular ve sorumluluklar uğruna ömürlerini ziyan etmediklerini” ve “bilinçsizce evli kalmayı reddettiklerini” bildiren uzmanlar, AB vatandaşlarının yüzde 57’sinin, “huzursuz bir çiftin boşanması gerektiğine inandığını” vurguladı!
Araştırma sonuçlarını açıklarken Fransa’yı örnek veren uzmanlar, 70’li yıllarda her yıl 420 bin evlilik gerçekleştirilen bu ülkede, 90’lı yıllarda bu rakamın 280 bine düştüğünü vurguladılar.
Fransa’da, 70’li yıllarda yılda 37 bin boşanma olurken, 90’lı yılların başından itibaren bu rakam yüz bini aştı. Yine 70’li yıllarda 400 bin çiftin evlenmeden birlikte yaşadığı Fransa’da, 1980’lı yıllarda bu rakam 1.3 milyona ulaştı.
Gayrimeşrû çocuk oranı sıralamasında Danimarka başı çekiyor. Buna göre, Danimarka’da doğumların yüzde 45.5’u evlilik dışı ilişkilerden meydana geliyor. Danimarka’yı yüzde 31.8 oranıyla Fransa ve yüzde 30.8’le İngiltere izliyor.
Hemen hemen bütün Avrupa ülkesini bu salgın hastalık sarmış durumda. Çiftlerden herhangi biri, fiilen “boş ol!” diyor ve eşini boşuyor.
23.12.2006
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|