Siyasette
Ağar rüzgârı
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar’ın son günlerdeki çıkışları dikkat çekiyor.
Son seçimlerde az bir farkla da olsa baraj altına düşen DYP’nin artık baraj altında kalacağı konusu konuşulmuyor. İktidar ortağı olacağı yönünde tartışmalar yapılıyor.
Ramazan ayı içerisinde Mardin ve Diyarbakır’da yaptığı “Dağda silâhla gezeceklerine, düz ovada siyaset yapsınlar” sözleri gözlerin Mehmet Ağar’a çevrilmesine sebep oldu. Bütün bunlardan sonra Ağar’ın “Benim dönemimde asker konuşmaz” sözü bazı kesimleri kızdırdı. Yeni Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın bu sözlere cevap verirken “o zat” demesi tartışmaları alevlendirdi. Bu sözlerden sonra Ağar, “Askerin işi terörle mücadeledir. Onun diliyle siyasetin dili aynı olmaz. Kodu mu oturtan paşa cephede olur. Halk öyle kahramanı cephede dinler” sözü gündeme oturdu.
Kimse kendisinden böyle bir çıkış beklemiyordu. Bu çıkışların arkasında “başka şeyler” arayanlar, değişik yorumlara giriştiler. Komplo teorisyenleri, bu ilginç açılımları farklı boyutlara çekip, koalisyona, hatta bu açılımın “ABD planı” olduğunu ortaya bile attılar.
Ancak kimse bu çıkışlarının ardındaki en önemli nedeninin “terörle mücadele tecrübesi” olduğunu düşünmedi, ya düşünmek istemedi. Bu bölgedeki terörün nasıl bitirileceğini bilenlerin en başında yer aldığı göz ardı edildi.
Ağar’ın son günlerde söylediği sözlerde bu tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı. Şimdi siyasette adeta bir Ağar rüzgârı esiyor. Sağduyulu sözleri takdir topluyor. Darbelerin konuşulduğu bir ortamda, “Siyasetçi asker gibi konuşuyorsa, orada siyaset biter” sözü demokrasi manifestosu olarak değerlendiriliyor.
* * *
Haftasonu bazı gazetelerin Ankara Temsilcileri ile birlikte DYP’nin “iktidara yürüyüş” mitingini izlemek üzere Denizli’deydik. Mitingi izlemeye İstanbul’dan da yazar düzeyinde katılımlar olmuştu. Bu da DYP’nin Denizli mitingini çok önemsediğini gösteriyordu. Beklediği gibi bir kalabalığı karşısında gören Ağar “Allah binlerce kere razı olsun” diyerek bu memnuniyetini dile getirdi.
Mitingde, “düz ovada siyaset” çıkışının arkasında dururken, siyasetçilerin kendisini anlayamadığını, halkın ise çok iyi anladığını seyledi. Ağar’ın “Hayatında karga kanadı yolmamış adamlar beni anlayamaz” demesi hayli ilginç bulunuyordu. “Bu topraklarda doğup büyüyen hiçbir çocuğu, eline silâh alıp dağlara çıkartmayacağım” diyen Ağar’ı büyük kalabalık coşkuyla alkışlıyordu. Ağar 45 dakika süren konuşmasında iktidarı tarım politikaları ve AB konularında eleştirirken, “Denizli’de 111 şehit var. Mehmet Ağar, 112. olmasın diye uğraşıyor” sözü mitingin ana gündemini oluşturdu.
Miting bittikten sonra seçim otobüsü ile kaldığımız otele geri dönerken, Ağar’ın telefonları susmuyordu. Yol boyunca hem halkı selâmlıyor, hem de “tebrikleri” kabul ediyordu. AP ve DYP’nin ağır toplarından İsmet Sezgin telefonda, “1980’den sonra Denizli’de en büyük mitingdi” demesi Ağar’ı hayli neşelendiriyordu.
Yemekte biraraya geldiğimizde DYP lideri “45 dakikalık miting konuşması 4,5 kilometre koşmaya benziyor” diyerek sözlerine başlıyor ve gelen sorularımızı cevaplandırıyordu.
Türkiye’nin bazı kararlar almak zorunda olduğunu söylerken, bu kararlardan birinin AB sürecinin nasıl şekilleneceği konusu olduğunu söylüyordu. Ağar, hükümetin AB sürecinin nasıl açılacağını millete izah etmesi gerektiğini vurguluyordu. AB sürecine ilişkin olarak “bak bu fırsat fırsat” deyip AB karşıtlığının iyice geliştirmenin Türkiye’nin demokratikleşme iklimine zarar vereceğinin altını çiziyordu.
“Hükümette 4 yıl geçti, kondisyon da bitti” diyerek hükümetin şu anda Avrupa Birliği konusunda yapacağı bir şey kalmadığını vurgularken, bunu aşmanın yolunu da şöyle açıklıyordu DYP Lideri: “Türkiye’nin hemen baharın başında yeni genel seçime gitmelidir. Türkiye hem AB, hem de makro ekonomi meselelerini çözmeye kararlı dinamik, arkasında güçlü bir millet iradesi olan bir hükümeti oluşturacaktır. Türkiye’nin böyle bir çıkışa, ‘takatlı yeni bir hükümete’ ihtiyacı vardır. Bu Türkiye’ye yapılabilecek doğru bir iştir. Demokrasilerde seçim doğru bir iştir. Seçimden kaçmanın hiçbir mantıkî tarafı yoktur. Çünkü iş tıkandı, zorlaştı. Yeni bir takım açılımlar, hareket ve kararlılık gerekiyor.”
Son günlerde medyada sıkça yer bulan eşi başörtülü olan birisinin Çankaya’ya çıkması konusundaki tartışmaları da değerlendiren Ağar, “O sorunun muhatabı hanımefendinin kendisidir. O kişinin şahsî özgürlük alanıdır. Eski MGK genel sekreterinin ‘Çankaya’ya çıkacaksa eşinin başını açsın’ demesi de doğru bir şey değildir. O hanımefendinin kendi şahsî özgürlük alanı ile ilgili kararı verecek olan kendisidir. O teklif de, o cevap da uygun değildir. İkisi de demokratik havayı teneffüs ettirmiyor” diyerek bu konudaki net tavrını ortaya koydu. Cumhurbaşkanlığı seçiminde kriz olmaması için gayret sarf edeceklerini de dile getirdi.
Ağar yaklaşık 2 saat süren toplantıda ekonomiden, seçimlere, AB’den, Fenerbahçe-Galatasaray derbisine, Güneydoğu sorunundan, dış politika konularına kadar soruları cevaplandırdı. Bu sütunlara ancak bu kadarını alabildik. “İktidar yürüyüşünü” Denizli’den başlatan Ağar, büyük moralle başka programlar için Afyon’a doğru hareket etti…
Görünen o ki, DYP lideri, kimi çevrelerin ezberini bozdu, daha da bozacağa benziyor. Ağar yaptığı bu sağduyulu yaklaşımları ile doğru yolda yürüdüğünü gösteriyor. Önümüzdeki günlerde Ağar bu çıkışlarına devam edeceğe benziyor, etmeli de…
04.12.2006
E-Posta:
[email protected]
|