Meslek liseleri yıllardır katsayı adaletsizliği ile karşı karşıya… On binlerce öğrenci bu adaletsizlikten olumsuz yönde etkilenirken, meslek liselerine yapılan bu haksızlık bazı çevrelerde işgücü kaybına sebep olduğu, sanayiye ara eleman yetişmediği şeklinde yakınmalara yol açıyor. Ancak sırf “imam hatipler de yararlanır” telâşı ile “geri adım atmamak”ta da direniyorlar.
Türkiye işsizlikten bunalırken, sanayiciler kalifiye eleman bulamıyor. YÖK’ün, uyguladığı katsayı adaletsizliği, ara eleman yetiştiren meslek liselerine talebi yok denecek kadar azaltırken, tekstilden inşaata kadar birçok sanayi kuruluşu, çalıştıracak eleman bulamaz hale geldi.
Şu anda ilköğretimden mezun olanların yüzde 30’u meslek liselerine, yüzde 70’i genel liselere gidiyor. Avrupa Birliği ise ortaöğretimdeki dağılımın “yüzde 65 meslek lisesi, yüzde 35 genel lise” şeklinde yapılanmasını istiyor. Ancak Türkiye’deki katsayı engeli sebebiyle endüstri meslek liseleri tercih edilmiyor.
ÖSYM’nin ÖSS yerleştirme sonuçları ile ilgili istatistiklerine bakıldığında, bu adaletsizlik gözler önüne seriliyor. Son yapılan sınavda toplam bin 76 meslek lisesi birincisi hiçbir fakülteye yerleşemediği için, sınavsız geçişle 2 yıllık meslek yüksekokullarına kayıt yaptırmak zorunda kaldı.
Bilindiği gibi, 1999’den bu yanan uygulanan, katsayı adaletsizliği meslek lisesi öğrencilerinin büyük puan kesintisine sebep oluyor. Normal lise mezunları orta öğretim başarı puanları 0,8 katsayısı ile çarpılıp ÖSS ham puanlarına eklenirken, meslek liselerinin orta öğretim başarı puanları 0,3 katsayısı ile çarpılıyor ve ÖSS ham puanlarına ekleniyor. Dolayısıyla, meslek liseleri, genel liseleri 40 puan geriden takip ediyor.
Bu adaletsizliği göre göre, meslek liselerine uygulanan katsayı adaletsizliğine ses çıkarmamak “haksızlığa rıza göstermek” değil midir?
***
En son olarak 1999 yılında toplanan 17. Millî Eğitim Şûrâsı 5 gün süren bir çalışma yaptı. 800 eğitimcinin katıldığı Şûrâ 5 günlük süre içerisinde oluşturulan komisyonlarda sınav sistemi, AB sürecinde eğitim ve yönlendirme başta olmak üzere eğitimin sorunlarını tartıştı. Bu başlıklar altında meslek liselerine üniversiteye girişte uygulanan katsayı ve üniversiteye giriş sistemi de değerlendirildi.
Bu konular görmezlikten gelinerek, bazılarının gösterdiği özel gayretler sonucu Şûrâ’da “katsayı” konusu ön plâna çıkarıldı.
Ayrıca, Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğu’nun meslek lisesi mezunlarının istedikleri okullara girmelerini öngören teklifi, ÖSS Komisyonu’ndan tavsiye kararı olarak geçince, malûm çevreler hemen harekete geçti. Karar, 4’e karşı 66 oyla kabul edildi. Şûrâ’da 28 Şubat’ın imam hatip korkusu ile getirilen meslek liselilerin katsayı mağduriyetinin sonlandırılması yönündeki ilk tavsiye kararına, YÖK Üyesi Prof. Dr. Türkan Saylan, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nden Gülsün Kaya, Marmara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Adnan Kulaksızoğlu ve Özel Dershaneler Birliği eski Başkanı İbrahim Arıkan “hayır” oyu verdi.
Komisyondan geçen bu karar bir kısım medyanın konuyu manşetlerine taşımaları, bazı akademisyenlerin karşı çıkmaları sonucu Şûrâ genel kurulunca aralarında Millî Eğitim bürokratlarının katıldığı üç maddelik bir önergeyle “uygulanabilir(!)” hale sokuldu. Katsayı kalkmadı, ama “yumuşatılmış” oldu. Yani “orta yol” yine birilerinin dayatmasıyla bulundu.
Geride komisyonda 4’a karşı 66 oyla kabul edilen “katsayının kalkması” görüşünde yaşanan tartışmalar kaldı.
Hakkın yumuşaması olur mu? Ortada bir adaletsizlik varsa yumuşatılmaz, çözülür…
***
Görülen o ki, haksızlığa rıza gösterenler, Şûrâ’nın açılışına dâvetli olduğu halde gelmeyen, gelmeyi bir kenara bırakın bir mesaj dahi göndermeyen Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in bu tavrından cesaret aldılar.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) üyesi Halis Ayhan da katsayının objektif olmadığını söyledi. Aynı zamanda YÖK’ü temsilen Millî Eğitim Şûrâ üyesi de olan Ayhan, lise ayrımı olmadan ÖSS’de alınan puana göre öğrencilerin üniversiteye gitmesi gerektiğini dile getirdi. Şûrâ üyesi öğrenciler de katsayı sisteminin önlerinde engel oluşturduğunu belirterek, bunun kaldırılmasını istedi. Yani, YÖK’ün bir üyesi, eğitim sendikaları (biri hariç), öğrenciler, kamuoyu katsayı engelinin kalkmasını istiyor.
Şimdi, Şûrâ, meslek lisesi mezunlarına hukuk, siyasal, öğretmenlik yolunu engelleyen “katsayıyı” kaldırmadı. Şûrâda alınan kararların yaptırımı yok, tavsiye niteliği taşıyor. Bugüne kadar yapılan 16 şûrâda alınmış yüzlerce karar hâlâ uygulamayı bekliyor. Burada görev hükümete düşüyor. Şûrâ yumuşak da olsa bir adım attı, sıra hükümette… Bakalım AKP hükümete son yılında bu yarayı kurutabilecek mi, yoksa geri adım mı atacak? Ya da zamana yayıp dönemi mi kapatacak?
Hadi bir cesaret gösterin de, halkın istediği adaletsizlik son bulsun…
18.11.2006
E-Posta:
[email protected]
|