“Nereden çıktı şimdi çoban, kuzu hikâyesi. Köyde olanlar düşünsün” diye düşünmeyin.
Kurtlardan daha yırtıcı ve vahşi bir tür şimdilerde her yerde, özellikle de büyük şehirlerde insan kılığında taze avlar peşinde… Kural tanımıyor, şefkat, saygı, hürmet, haram- helâl demiyor, ancak kara toprağın doyurabileceği bir açlıkla, yeni hazlar peşinde durup dinlenmeden tuzaklar kuruyor.
Medyayı takip ettiğinizde “Şeytan bile insanları yoldan çıkarmak için Yaratıcısından izin alıp, mühlet istedi… İnsanî özelliklerini yitiren bir insansa, yırtıcı kurttan daha vahşi, sinsi yılandan daha sessiz, şeytandan daha hilebaz bir canavar” diye düşünmeden yapamıyorsunuz.
“İnsanları tanıdıkça, hayvanları daha çok sever oldum…” diyenleri anlamamak mümkün mü?
Geçtiğimiz hafta medya, (kurtların inine kuzusunu teslim eden anne(!) sayesinde) kurtların hırpaladığı minik bir kuzucuğun haberleriyle doluydu…
Medya, atalarımızın dediği gibi “Tavşana kaç, tazıya tut!” tavrıyla yaklaştı konuya. Bir yanda aç kurtların ağız suyunu akıtan türlü yayınlarla kurtları tahrik ederken, diğer yandan kurtların parçaladığı kurban(lar)ın haberlerini ard arda koyarak insanlarda uyandırdığı linç hisleriyle rating (!) yaptı…
Bu arada “Dilimize sahip çıkalım!” tartışmalarına gönülden katılsak da, medyanın dilinden düşürmediği “rating” kelimesinin bir anlamının da “iş sorumluluğu” olduğunu biliyor muydunuz?
Toplum hayatını yasama, yürütme ve yargıdan sonra yönlendiren dördüncü kuvvet olan malûm medyamız için “rating” sadece izlenme oranı yani kasalarına dolan para miktarı demek. Hatta geçenlerde RTÜK açıklamalarından öğrendiğimiz kadarıyla malûm medya rating ölçer cihazlara hile karıştıracak kadar iş ahlâkının bilincinde!!!
Sürünün aciz, nazenin mahlûkları olan kuzular ve anneleriyse ilk hedefte…
Çözümler ne olabilir?
1. Herkes sürüsüne sahip çıksın!
Zira çobanlar istedikleri halde herkesin yardımına yetişemeyecek kadar yoğunlar ve sayıları az. Çobanların en büyük yardımcısı olan çoban köpekleriyse ne yazık ki çoğu zaman kurtlarla menfaat birliği içindeler.
Sürüde kuzusu olsun olmasın herkes çobanlara destek vermeli, çobanlık yapmalı ki zarar büyümesin.
“Hepiniz çobansınız ve hepiniz çobanlığınızdan sorumlusunuz. Devlet Başkanı üslendiği görevden sorumludur. Kişi ailesinin koruyucusu ve eli altında olanlardan sorumludur. Hizmetçi, efendisinin malının koruyucusu ve eli altında bulunanlardan sorumludur. Dikkat ediniz, hepiniz çobansınız ve hepiniz çobanlığınızdan sorumlusunuz.” (Buhari, Cuma, 11; Müslim, İmâre, 5.)
Efendimizin (asm) sözünü, hiç bu açıdan düşünmüş müydünüz?
2. Koyun postuna bürünmüş kurtlar!
Kuzular hakkında yapılan her ilgi ve sevgi gösterisi samîmî ve ciddî değildir. Bilelim. Zira sağı gösterip, soldan vuran koyun postuna bürünmüş türlü çeşit kurtlar da işbaşında…
Çocuklar için hazırlandığı söylenen çizgi filmlerin, kitapların muhtevası ve daha bir çok ürünün amacı minik meleklerinizi farklı açılardan sömürmek olabilir. Aman dikkat!
Sözgelimi, televizyonlarda zahiren şirin müzikler, görüntüler eşliğinde sunulan bebeklere yönelik şampuan ve hazır bez reklâmlarının bebek bedenini meta haline getirerek, çocuklara düşkün aç kurtların iştahını açabileceğini hiç düşündük mü? Uzmanların zaman zaman bu konuda yaptıkları ikazlara medyada fazlaca yer verilmiyor. Malûm menfaat işleri…
Kadın ve çocuk bedenini teşhir etmek ne yazık ki, modern hayata, ilk çağ karanlıklarından kalan ve insandaki hayvanî yönlere hitap eden bir miras…
O tür reklâmlara verebileceğimiz en güzel cevap belki de tokat, marketlerde o markaları gördüğümüzde burun kıvırarak geçmemiz olacaktır. Emin olun…
Yetkili mercilere müracaat etmekten çok daha etkilidir bu yöntem… Satış grafiğinin aniden düşmesi, para merkezli hayatlara verilecek derslerin en tesirlilerindendir…
3. Samimiyet ve ciddiyet
Kendi ailemize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi başkasına da yapmayalım. Kendi çocuğumuzu, eşimizi, kardeşimizi nasıl görmek ve göstermek istiyorsak, başkalarının çocuğuna ve eşine de aynı davranalım. Bu tarz görüntülere, fotoğraflara, reklâmlara, filmlere… Onların efsunlu bir atmosferde bize sunduğu aslında zehirli tatlılara elimizi, gözümüzü uzatmayalım. Çekici görünebilirler, ama zehirlidirler. Zehirden kıvrananları görmüyor muyuz?
Modern hayattan kurt-kuzu- çoban hikâyeleri şimdilik buraya kadar….
12.11.2006
E-Posta:
[email protected]
|