|
|
Varlığı kuşatan sonsuz sevgi ve Saadet Asrı
Her işleyişin nihaî noktasında bir tevhid hakikati ve bütünleşme süreci hep vardır. Yeryüzünün de şu ana kadar gözlenen gelişmeleri artık şu garip gezegende de bir huzur ve ferah zamanının geldiğine işaret etmektedir. Bu huzur vahyin asra en taze yansıması olan Kur’ân himayesinde ve onun aydınlığında olmalıdır. Bu mânâya kalpler yöneldiğinde yeryüzünü kuşatan bir muhabbet ve tevhid hakikatinin ruhlarda etkisi ile olacaktır. Belki de bu an yeryüzünü kuşatan rahmetin en uç noktaya ulaşması ve küresel bir saadet asrının başlangıcıdır.
|
|
Birey ve devlet
Üstün siyasî güç kullanım yetkisiyle donanmış devlet karşısında birey, temel hak ve özgürlükleriyle korunmaya muhtaçtır. Bu sebeple, devletin sahip olduğu siyasî güç ve yetkilerin çerçevesi ve sınırları mutlaka belirlenmiş olmalıdır. Devletin varlık sebebi bireylerin hak ve özgürlüklerinin korunmasıdır. Kutsal olan devlet değil, insandır ve onun hak ve özgürlükleridir.
|
|
Abdurrahman bin Zeyd (626?-690)
Hicretten sonra Medine'de doğan sahabelerdendir. Hazret-i Ömer'in (ra) kardeşi Hazret-i Zeyd'in oğludur. Henüz kundakta iken dedesi tarafından Peygamber Efendimize (asm) götürülmüş ve duâsına mazhar olmuştur. Risâle-i Nurda bu duâ münasebetiyle ismine yer verilmiştir. Peygamber Efendimizin bu duâsının bereketiyle büyüdüğünde, hem fizikî görünüm, hem de yüz görünümü olarak çok güzel bir hal alması ile mucizeye masadak olmuştur. Peygamber Efendimizin son döneminden Emevilerin kuruluş dönemine kadar yaşamış olmakla birlikte hakkında fazla bir bilgi ve nakil yoktur. Emeviler döneminde valilik yaptığı ve muhalifleri desteklediği için de valilikten azledildiği bilinmektedir. Künyesi Abdurrahman bin Zeyd ibnü'l-Hattab şeklindedir.
|
|
|
|
|